Koronavirüs salgınının başından beri maske takmak zorunluluğu ve bir dizi önlem kararı alınmıştı. Ancak aşılamanın hızlanması ve vaka sayılarındaki düşüşler nedeniyle tedbirler genişletilmeye başlansa da maskeler hayatımızdan çıkmadı. Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Alper Şener, ‘Maske neden gerekli?’ sorusuna sosyal medya üzerinden cevap verdi.

Koronavirüs salgınının başından beri maske takmak zorunluluğu ve bir dizi önlem kararı alınmıştı. Kamuya açık alanlardan, toplu taşıma araçlarına kapalı mekanlardan mesafenin korunamadığı tüm alanlarda maske takmak hayatımızda yer alırken, yeni normalleşmenin son günlerinde maske takımı bir hayli azaldı.
“MASKE ENFEKTE OLMAYAN BİREYLERİN VİRÜSÜ ALMASINI ÖNLER’’
Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, ‘Maske neden gerekli?’ sorusuna sosyal medya üzerinden cevap verdi ve  ‘’Maske kaynak kontrolü; yani eğer enfekte iseniz virüsü içeren damlacıkların sizden etrafa yayılmasını önler, bulaş kontrolü; enfekte olmayan bireylerin virüsü almasını önler’’ dedi. 
“DAMLACIKLARI TUTAN MASKE VİRÜSÜ DE TUTAR”
Prof. Dr. Şener, ‘’Virüs çok küçük. Maskeden geçer mi, evet küçük ama damlacıkları tutan maske (>5 mikron) dolaylı olarak virüsü de tutar, Maskenin tutamayacağı kadar küçük partiküllerden (uçan) kaçınmak içinde mesafe diyoruz zaten, maske, mesafe, hijyen, aşı’. Aşılarda özellikle 3. dozunu olması gereken gruplar neye göre belirleniyor? Hastalandıklarında ölüm, yoğun bakıma yatış riski yüksek olanlar, peki bunlar kim? 65 yaş üstü, çünkü ölümlerin %81'i bu grupta (ABD verisi), yüksek virüs yükü ile sık karşılaşma durumunda olanlar. Sağlık çalışanları, eğitimciler, kolluk güçleri, market çalışanları, bunlar daha çok kritik meslek grubu olarak adlandırıyor. Yaşamın devam etmesi için, yandaş hastalığı olanlar, bu gruba dikkat, kanser, kronik karaciğer, böbrek, akciğer hastalığı, Demans, Alzheimer, DM (tip 1,2), Down Sendromu, Kalp hastalıkları (özellikle yetmezlik), HIV, İmmün baskılanma sendromları veya ilaç kullananlar, obezite, gebelik, orak hücreli ve Akdeniz Anemisi, sigara içiciler, Solid organ nakli olanlar, Tüberküloz hastaları’’ diye sıraladı.
“3. DOZA BAŞVURU AZ OLABİLİR, YORUMA AÇIK’’
Pandemi sürecinde aşılamanın salgın açısından önemi hakkında ise Şener, ‘’Toplam nüfusa göre tam doz aşılanma oranı, Almanya %67, İsrail %62, Türkiye %58, üçer haftalık dilimler halinde bakıldığında günlük insidans, Almanya 100 binde 30-40, İsrail 100 binde 0-10, Türkiye 100 binde 20-40, Ölüm, Almanya 1 milyonda 0-1, İsrail 1milyonda 0-1, Türkiye 1 milyonda 2-3, Aşılanma oranı ile sıralamanın aynı olması tesadüf değil, Dipnot- Almanya son 3 haftada artış oldu. Delta varyant alt grup sorunu  veya 3. doza başvuru az olabilir, yoruma açık’’ dedi.
Muzaffer Cirtel