Çanakkale Boğazı’nda aylardır etkisini gösteren müsilaj tehlikesi temizleme çalışmalarına rağmen devam ediyor. Müsilaj, son olarak rüzgarın etkisiyle Ege Denizi’ne doğru yayılmaya başladı. Uzmanlar ise tehlikeye karşı önerilerde bulunmaya devam ediyor.
Tüm Marmara Denizi ile Çanakkale kıyılarında Mart ayından beri görülen müsilaj Halk arasındaki adıyla deniz salyası etkisini sürdürmeye devam ediyor. Deniz üzerinde beyaz bir görüntü oluşturan ve kötü koku yayan deniz salgısı bir diğer adıyla müsilaj görenleri tedirgin ediyor. Deniz salyası, hem balıkçıların avlanmasını etkilerken diğer yandan da balık popülasyonunu ciddi boyutta tehdit ediyor. Mart ayında görülmeye başlanan Müsilaj, Çanakkale Boğazı'nda bazı günler azalıyor, bazı günler ise artıyor. Son günlerde müsilajın yoğunluğunda yeniden artış gözlenerek Ege ve Karadeniz kıyılarına doğru yayılmaya başladı. Müsilajda korkulan oldu, tatil noktalarında da görülmeye başladı.
Denizin görüntüleri dünya basınında da yer buldu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 6 Haziran’da Marmara için ‘Koruma Eylem Planı’nı açıklamış, 8 Haziran’da ‘temizlik seferberliği’ başlatılmış, 15 Haziran’da ‘müsilaj’ toplantısı düzenlenmişti. O tarihten beri temizleme çalışmaları devam ediyor. Boğazın geniş bölümünde görülen müsilaj, Çanakkale'nin en güzel mekanı kordon başta olmak üzere Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı'nın içiyle, feribot iskelesini de kapladı. Rüzgarın olmamasıyla birlikte Müsilajın, akıntının yoğun olduğu Çanakkale Boğazı'ndan Ege Denizi yönüne doğru akmaya devam ettiği görüldü. Tarihi Gelibolu Yarımadası sahillerindeki yoğunluğun ardından Bozcaada ve 5 gün sonra da 78 kilometre uzaklıktaki Gökçeada'nın sahilleri büyük ölçüde müsilajla doldu.
‘’ENDİŞE İLE İZLİYORUM’’
Konuyla ilgili sıkı takip yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nden emekli olan Prof. Dr. Doğan Perinçek, kanalizasyondan akan suların bu duruma büyük etkisi olduğunu söyledi. Perinçek, son günlerde müsilaj yoğunluğunun yayılarak büyük bir tehdit oluşturduğunu belirterek, ‘’Deniz salyası karşımda daha da genişleyerek devam ediyor. Anadolu yakasına yakın alanlarda vardı şimdi Çanakkale boğazının ortasında da var müsilaj. Dolayısıyla endişe ile izliyorum’’ dedi.
Çanakkale Boğazı için maksimuma ulaştı artık’’ diyen Perinçek, ‘’2-3 gün önce de boğazın ortasında görmüştüm ama bugün iyice arttı gibi. Ege Denizi’ne Marmara’ya doğru genişliyor’’ ifadelerinde bulundu.
‘’HİÇBİR ŞEY YAPMAMAKTAN İYİDİR’’
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın "Marmara Denizi Koruma Eylem Planı" kapsamında Çanakkale ile birlikte tüm Marmara bölgesinde müsilaj (deniz salyası) temizlik çalışması sürüyor. Vidanjörler ile yapılan temizlik faaliyetinde, denizin yüzeyindeki müsilaj, bertaraf amacıyla toplanıyor. Öte yandan temizlik çalışmalarına karşın müsilaj azalmıyor. Temizlik çalışmaları için konuşan Perinçek, ‘’Hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Bu deniz salyasını yaratan planktonlar aslında yararlı canlılar. Küçük balıklar bunlarla besleniyor. Ama bizim problemimiz planktonlar ortamın çok kirli olmasından dolayı çok hızlı büyüdüler. Hızlı büyüme ile büyüdükçe kendini zehirliyor ve kendini öldürüyor bu planktonlar. Planktonlar balıklar için yararlı, zararlı bir şey değil. Bunun canlısı zararlı değil ama öyle bir şekilde oksijeni kullanıyor, ortamda çoğalıyor ve kendini öldürüyor ki sonra da dibe çöküyor’’ dedi.
‘’ZARARLI OLMASININ NEDENİ BİR TAKIM KİRLİ SULAR’’
Müsilaj sorunu sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok noktasında karşımıza çıkmaya başladı. Prof. Perinçek, dünyadan örnekler vererek, ‘’İngiltere’nin Kuzey Batısında İzlanda’da bir fotoğraf var. Orada da deniz salyası var. Oradaki o deniz salyası zararlı olacak bir şekilde değil. Orada bir takım akıntılar var o akıntılara bağlı olarak balıkların tükettiği bir plankton bu. Bizim burada zararlı olmasının nedeni bir takım kirli sular, kanalizasyon suları, derelerin kimyasal içeren katkı suları… Bu sular denizlerimize karışıyor. Bu canlıların daha hızlı büyümesine neden oluyor büyüdükçe de kendilerini öldürüyorlar’’ diye konuştu.
‘’GEREKLİ ARAŞTIRMALAR YAPILDIKTAN SONRA MÜSİLAJI GÜBRE OLARAK KULLANABİLİRİZ’’
Perinçek, denizden toplanarak biriktirilen müsilajlar için önerilerde bulundu. Plankton artıklarından oluşan müsilaj için gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra kullanılması için önerilerde bulunan Perinçek, ‘’Burada denizden topladıkları malzemeyi gübre olarak kullanabilirler. Benim mantığım bunlar bir plankton bir canlı artığı ölü olsa bile, nasıl hayvan gübresini kullanıyorsak bunu da gübre olarak kullanabiliriz. Belki de yararlanabiliriz. Onun için gemilerle temizleme işi bana göre yapılması gereken bir şey. En azından hiç bir şey yapmamaktan iyidir. Dolayısıyla bu müsilajı gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra toplayarak gübre olarak kullanabiliriz’’ dedi.
Arzu Baladur