Koronavirüs sebebiyle bu yıl uzaktan eğitimle evlerinden derslerine devam eden çocukların beslenmesi büyük bir önem arz ediyor. Günümüzün bir hastalığı haline gelen obezitenin çocuklarda görülmemesi için Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, önemli beslenme tavsiyelerinde bulundu.
 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), ‘2019 Türkiye Sağlık Araştırması’ sonuçlarına göre ülkedeki obez bireylerin oranı yüzde 21,1 olarak belirlendiğini açıkladı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, şu anda evlerinde uzaktan eğitim gören öğrencilerin sağlıksız kilo alımının önüne geçilmesi için önemli bilgiler aktardı.
 
Günümüzün bir hastalığı haline gelen ve yaşam kalitesini büyük ölçüde düşüren obezite hastalığının ülkemizde görülme oranı artış göstermeye devam ediyor. Özellikle hareketsizlikle bağlantılı olan obezite, koronavirüs tedbirleri  kapsamında alınan 2020-2021 eğitim dönemi uzaktan eğitim kararıyla öğrenciler üzerinde büyük bir risk teşkil ediyor. 
 
Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, öncelikle obezite hakkında açıklamada bulunarak, “Obezite; beden kitle indeksi ile ölçülebilir gibi gözükse de aslında bizim detaylı analizlerimizde yağ fazlalığı demektir. Yağ fazlalığını ölçmek daha komplike bir formülle hesaplandığı için, en basiti kilogramını, boyunu santimetre cinsinden karesine orantılandığında 25’in üzerindeyse hafif kilolu, 30’un üzerindeyse obez olarak değerlendiriliyor fakat klinikte bu ölçek yerine kişilerin detaylı vücut analizi ile yağ ölçümlerini hesaplıyoruz. Obezite, beden kitle indeksi skalasında kişi obez çıkabilir ama kilogram yoğunluğu kas ve sıvı olabilir. Yağ açısından bir fazlalığı yoksa bu kişinin biz bu kişiye obez diyemeyiz. Bu nedenle bize başvuran danışanlarımızın mutlaka yağ ölçümlerini yapma sebebimiz budur.  Obezite derecesini belirleyen şey, kişilerin vücudundaki yağ kilogramıdır ve yağ yüzdesidir” açıklamasında bulundu.
 
Beslenme ve Diyet Uzmanı Begüm Kuran, bu dönemde uzaktan eğitime başlayan çocukların, evde vakit geçirmesi ve daha az hareket etmesinden dolayı sağlıksız kilo alımının önüne geçilmesi için    ebeveynlere çeşitli tavsiyelerde de bulundu.
 
“MİDENİN DOLU OLMASI GEREKİYOR”
 
Uzman Begüm Kuran, çocukların uzaktan eğitimde sağlıksız alışkanlık kazanmaması için midelerinin dolu olmasının çok önemli olduğunu söyleyerek, “Mide dolu olduğunda vücutta tokluk sinyali salgılanıyor. Bu salgılandıktan sonra kişinin iştahı kalmıyor. Bu nedenle midenin dolu olması gerekiyor ve bunu da uzun süre tok tutan besinlerden sağlamamız gerekiyor. Bu besinler glisemik indeks değeri düşük olan besinler olmalı. Yani kan şekerini hızlı yükseltip hızlı düşürmeyen besinler tercih edilmeli. Mesela kurubaklagiller gibi. Çocuklara oturup belki bir kuru fasulye yedirmesi zor olabilir ama fasulye, mercimek unundan, nohut unundan yapılan kakaolu kekler, Hindistan cevizi sütlü kahveler, bu aromalarla yapılan basit smothie’ler, kahvaltıda tüketilen yarım miktarda bir avokado, kahvaltıyı çeşitlendirmek amacıyla verilen cevizler uzun süreli tokluğa yardımcı olan besinlerdir” diyerek ebeveynlere öğünlerde verilebilecek gıda çeşitlerini ise şu şekilde sıraladı:
 
YUMURTA PEYNİR KAHVALTININ VAZGEÇİLMEZİ
 
Kahvaltıda alınabilecek besinlerden bahseden Kuran, “Uzaktan eğitim gören çocuklarda mutlaka kahvaltılarında yumurta, peynir varsa nohut unundan veya mercimek unundan yapılmış bir ekmek, bununla beraber avokado ve iki üç adetten fazla ceviz ve tabi ki diğer hastalıklarını da dikkate alarak zeytin tüketilmelidir.
 
PROBİYOTİKLER TOK TUTAR
Öğle yemeği için önerilerde bulunan Kuran, probiyotiklerin önemine değindi. “Öğle yemeklerinde pilav, makarna seçilebilir ama makarna seçilecekse kepekli makarna seçilebilir, pirinç yerine bulgur seçilebilir. Yine mercimek ekmeğinden yapılmış ekmeğin arasına köfte, lahana turşusu veya pancar turşusu konulabilir, bunlar probiyotiktir, tok tutar, iyi bakterileri besleyerek kişinin yanlış beslenme alışkanlığını ortadan kaybettirir. Basit usul, ev tipi hamburgerler yapılabilir. Bununla beraber yine nohut unundan yapılan pizzalar, lahmacunlar yapılabilir. Kıymalı kepekli makarnalar yapılara, ketçapla renklendirilebilir. Ayran ve yoğurt zaten mutlaka tüketilmesi gereken besinlerdir ama cacık özellikle sinbiyotik özelliktedir. Yani iyi bakteri üremesini hem de bu iyi bakterilerin besin yeridir. Bunların oluşumu kadar, kalış süresi de önemlidir. Ayran ya da yoğurt yerine cacık ağırlıklı olarak tüketilebilir.”
 
‘’ET SUYU VE TAVUK SUYU KULLANIMI ÖNEMLİ’’
 
“Akşamları yine tokluk sağlaması açısından mutlaka çorbalar yapılmalı. Et suyu veya tavuk suyu kullanımı önemlidir, makarnayı haşlarken de et veya tavuk suyuna haşlanması mantıklıdır. Bu et ve tavuk sularını kullanırken kolejenin vücutta işlenebilmesi için C vitaminine ihtiyaç vardır. Bir tam limon sıkılabilir çorbaya. Bir mercimek çorbası yaparken bile tavuk, et suyu kullanılabilir. Kış sebzeleri hoştur. Karnabahar kısırı, brokoli ve mercimekten köfteler, nohut unuyla kabak mücveri yapılabilir. Pirinç ununu çok tavsiye etmiyorum arsenikten zengin olduğu için. Özellikle çocuklar için ağır metal yükü çok fazla, mısır unu tavsiye etmiyorum çünkü glisemik indeksi çok yüksek ve GDO sıkıntısı var. Balık yendiği zaman ağır metal oluşumunu engellemek için mutlaka tahin-pekmez veya saf tahin kullanılmasında fayda var. Bunlar hem tok tutucu hem de sağlıklı, fonksiyonel gıdalardır.”
 
EĞLENCELİ İÇECEKLER
 
“Eğlenceli içecekler yapılabilir. Hindistan cevizi sütü, çilek, biraz tarçın, badem sütü de eklenebilir veya iki su bardağı ıspanak, bir tane yeşil elma, bir tam limonun suyu ve içerisine biraz zencefil rendelenmesi ile rondodan geçirilerek yoğunluğuna Hindistan cevizi veya badem sütü kullanılabilir. Alerjisi olan çocuklar içinse diyetten glüten çıkarılabilir. Glüten unlu gıdalar, makarna tipleri, erişteler, şehriyeler, pilav türlerinin hepsinde vardır’’ dedi.
 
 
Arzu Baladur