Mucizelerle dolu bir cumartesi gününden tüm gönül dostlarıma sevgilerimle diyorum
Sevgili gönül dostlarım bu aralar kendinizi yorgun mu ?
kendinizi ağır mı ?
Yoksa bitkin mi hissediyorsunuz?
Sizi tüketen yorgunluk sadece rutin ya da günlük sorumluluklardan değildir. Kendine dayattığın sessizlikten, gerçekten düşündüklerini yuttuğunda sıktığın boğazındaki düğümden geliyor.
Memnun etmeye çalışarak, barışı korumaya çalışarak, çatışmadan kaçınarak kendinizi yoruyorsunuz.
Ama acaba hiç düşündün mü ?
Bu barış gerçek mi yoksa sadece gizlenmiş bir hapishane formu mu?
Hissettiklerin, dilediklerin ve düşündüklerin de boşluğu hak ediyor. Kendini reddedersen, kendi varlığını inkar etmiş oluyorsun .
Yorulursun çünkü hiç dile getirilmemiş duyguları, hiç yaşanmamış hayalleri ve hep geride bırakılmış arzuları taşıyorsun …!
Sorun şu ki, bu "sonra" asla gelmez. İhtiyacın olmayan şeyleri yaşarsın, istemediğin şeyleri kabul edersin ve giderek gerçekte kim olduğunla bağlantını kaybedersin.
Ya işte böyle canım ..!
Kendini her iptal ettiğinizde vücudunuz ağırlığı hissediyor. Özünü her boğduğunuzda kalbin hissediyor. Aslında değilken her şey yolundaymış gibi davrandığında aklın aşırı yükleniyor.
Gerçek istirahat, daha fazla uyumak veya dinlenmek için zaman ayırmak değildir.
Her şey kendine karşı dürüst olmakla ilgilidir .
Söylenmesi gerekenleri söylemek,
hissettiklerini suçluluk duymadan kabul etmek, gerçekten istediğini yapmak ve artık sana hizmet etmeyen şeyleri terk etmek gerek.
Söylenmemiş şeylerin ağırlığından kendini kurtarmak gerek.
Gerçek müttefikiniz olduğunda yorgunluk kaybolur.
Aslında
YORGUNLUĞUN
DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLEMEDİĞİN İÇİN.
HISSETTİKLERINİ KABUL ETMEDİĞİN İÇİN.
İSTEDIĞINI YAPMADIĞIN IÇIN.
İHTIYACINIZ OLMAYAN ŞEYLERİ YAŞADIĞIN IÇIN.
Sevgi ve minnetle
Mutlu cumartesiler
Sizi seviyorum ..
Sizi seviyorum …
Sizi seviyorum …..