Çanakkale konumu bakımında birçok savaşın yaşandığı yer. Truvalılardan Çanakkale Savaşları’na kadar bu bölgede çok sayıda savaş olmuş. Osmanlı döneminde de bu bölgenin stratejik bir yer olduğu ön görülmüş ve Çanakkale Boğazı’nın her iki yakasına çok sayıda tabya yapılmış.

Osmanlı zamanında yapılan tabyalardan biri de Anadolu Orhaniye Tabyası. II. Abdülhamid tarafından 1889 senesinde inşa ettirilen Anadolu Orhaniye Tabyası, stratejik konumu nedeni ile Boğaz’ın önemli savunma tabyalarından biri. Çanakkale Boğaz Muharebesinde önemli bir rolü bulunan Orhaniye Tabyası, Kumkale Kalesi’nin batısında bulunan tepede yer alıyor. Olası bir savaş esnasında Boğaz’dan gelecek deniz gücüne karşılık verebilmesi adına kuzeydoğu-güneybatı ekseninde konuşlandırılmış.

Tabya, bir bonet ve bonetin iki tarafında yer alan iki top yerinden oluşuyor. Bonetin ön cephesi hizasında hafif kırılma yaparak devam ettirilen istinat duvarları taş ve topraktan yapılmış, cephaneliklerinin bulunduğu bonetler ise toprakla örtülmüş. Böylece tabyaya deniz tarafından yapılacak saldırılarda, bonet ve top yerlerinin korunması amaçlanmış. Orhaniye Tabyası’nda cephanelik olarak kullanılan dört oda, dikdörtgen şeklinde tonoz örtü sistemi kullanılmışr. Odaların içinde duvarlar üzerinde havalandırma delikleri oluşturulmuş. Havalandırma delikleri duvar içinde birbiriyle bağlantılı, bir havalandırma bacası ile dışarıya açılmış.. Bu şekilde cephanelik olarak kullanılan mekânların hava sirkülâsyonu sağlanmış.

Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile yapmış olduğu anlaşma ile Birinci Dünya Savaşına dâhil olan Osmanlı Devleti, seferberliği ilan edilmesiyle Boğaz’ın savunmasında önemli rol oynayacak olan tabyaların iyileştirme ve güçlendirme çalışmaları yapmış. Orhaniye Tabyası’nın güçlü toplarla korunmaya ihtiyaç duyması nedeniyle 2,24’lük toplar kullanılmış. 3 Kasım 1914 tarihinde yapılan ilk bombardımana kadar geçen sürede Çanakkale Boğazı’nın güvenliğini sağlayacak düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmış.

 

Stratejik olarak büyük öneme sahip olan Anadolu Orhaniye Tabyası ve Rumeli Yakasında bulunan Ertuğrul Tabyası, Boğaz müdafaasında yapacağı atışlarla düşman donanmasını yorması ve merkez tabyaların hazırlık yapmasına imkân sağlaması planlanmış. Anadolu Orhaniye Tabyası, konumu itibariyle bombardımanın başlamasıyla birlikte savaşta etkin bir rol oynamış ve düşman donanmasının ilk hedefi olduğundan dolayı ağır tahribata maruz bırakılmış.  3 Kasım 1914 tarihinde İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan toplam 18 savaş gemisi, öğleden sonra saat 15.00 sularında Çanakkale Boğazı’nın önünde belirmiş ve yaklaşık 17 dakika boyunca giriş tahkimatında bulunan tabyaları bombardımana tutmuş. 

KADERİNE TERKEDİLMİŞ

Tarihimizde bu kadar önemli savaşlarda önemli görevler üstleyen tabya, artık kaderine terkedilmiş durumda. Bu konuda bilgi veren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, "Tabyada toplam 6 top bulunuyordu. Bu topların menzilleri yaklaşık olarak 14 bin 800 metre uzunluğundadır. Bu bağlamda bu tabya Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde, Trablusgarp Savaşı, sonra Balkan Savaşları sırasında ve ayrıca Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında bazı toplar vurulduğu için bertaraf olmuştu. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanıldığını görüyoruz. Bu tabya 1996 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti ordularının envanterinde bulunuyordu ve faal vaziyetteydi ancak 1996 yılında Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) çerçevesinde devre dışı bırakıldı. Bugün 2'nci sınıf askeri bölge olarak varlığını devam ettiriyor.

Zamanla, o bölgeye gelen kişiler tarafından tahrip edildi. Bugün orada bulunan 6 tane top var ancak sadece 1'i o döneme ait. Bunun dışında film çekimi için yapılan sahte toplar bulunuyor. Ayrıca oradaki toplardan biri de şu an Çanakkale merkezde bulunuyor. Bunlar aslında askeri kültür varlığı olarak korunması gerekiyor ve bu koruma çerçevesinde çevre peyzajı yapılıp, görevlilerin bulundurulması gerekir. Tabyanın olduğu yer, ziyaretçilerin hem savaş tarihi, hem de boğazın girişindeki o güzelliği görmeleri açısından çok uygun bir konuma sahip. Bu tabya korunursa şüphesiz ki hem tarihimize sahip çıkmış oluruz hem de gerçekten orayı ziyaret edenlerin güzel gün geçirmelerin sağlamış oluruz" dedi.

 

Bünyamin Nami Tonka