Çanakkale konumu bakımında önemli bir yerde olması nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Bu yüzden medeniyetlerden günümüze bir çok antik kent ulaşmış durumda. Bunlardan biri de Ezine ilçesinde bulunan Alexandria Troas Antik Kenti. Bu yıl 18 Temmuz'da başlayan kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe liderliğinde devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ve maddi destekleriyle birlikte Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi, İçdaş A.Ş. ve Çanakkale Valiliği tarafından desteklenen bu kazılar, antik kentin merkezi konumundaki forum merkezi ve çeşitli bölgelerinde devam ediyor.
2023 yılı kazı çalışmalarında, antik kentin kuzey kanadında Helenistik döneme ait olduğu tahmin edilen 2 bin 200 yıllık bir dükkanın bulunması önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu dükkanın hangi amaçla kullanıldığını anlamak için gelecek yıllarda yapılacak olan araştırmalar sonucu belli olacak.
Kazı çalışmalarında önemli bir bulguya rastladıklarını belirten Alexandria Troas Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Yüksekliğine göre daha önce çalışmış yabancı bir meslektaşın sondajlarında görmüştük. 2013 yılı itibarıyla yaklaşık 10 sezondur yapının önce güney kanadını ucunu açtık. 5-6 sezon oradaki çalışmamız sürdü. Son 3 yıldır da kuzey kanadını açıyoruz. Kazı çalışmasının yapıldığı bu bölgede inanılmaz bir toprak dolgusu var. Ve tamamen insan gücüyle çalıştığımız için bu toprak dolgusunu temizlemek bir hayli zaman alıyor. Bir dükkanın içini bir sezonda temizleyebildik. Bu yıl arka taraftaki aslında Helenistik döneme ait olan yani milattan önce 2’nci yüzyıla, 2 bin 200 yıllık olduğunu düşündüğümüz yapıya ait olan Kuzey’deki ilk dükkanı açmış olduk. Ne yazık ki dolguyla doldurulmuş, çeşitli zamanlardan seramik katmanları, buluntu katmanları bunu bize verdi. Yani terk edildikten sonra yavaş yavaş dolmaya başlamış ve teraslar oluşturulmuş. En son yaşayan insanların mimarisi ve yaşam izlerine ait kalıntıları da bulduk. Burada şu anda yaklaşık beş, beş buçuk metrelik bir dolguyu kazabildik. Ama bunun altında daha erken bir dönem olması lazım. Çünkü Helenistik dönemde kent kurulduğunda oluşturulan teraslar Roma döneminde üzerleri örtülerek daha da genişletilerek kullanılmış. Biz çeşitli noktalarda inebildiğimiz kadar bu noktasal tespitleri yapabilmek çalışacağız ve ineceğiz. Burada da imkanımız elverirse bu sezon içerisinde herhalde bir yada bir buçuk metre daha inmemiz lazım ki, ana kayaya ulaşalım. Böylece bütün yaşam evreleri ve mimari evreleri tespit etmiş olacağız.
Önceki dönemlerde dükkan büyük ölçü de boşaltılmış. Çünkü buradaki en son insan aktivitesi milattan sonra 13., 14’üncü yüzyıl yani yaklaşık 800 yıl önce son insanlar aktivite göstermişler. Ondan sonra bir şey yok. Onlara ilişkin izlerden başlayarak daha erken Roma dönemi içerisindekine kadar buluntu çıkıyor ama mesela buradaki dükkanın örnek veriyorum bir cam imalatının satıldığı bir dükkan ya da bir takım kutsal alana armağan olarak sunulan pişmiş toprak heykelciklerinin satıldığı bir dükkan gibi tam olarak fonksiyonunu belirleyebileceğimiz bir buluntu grubuyla karşılaşamadık. Ama mimarisine baktığımızda biz Anadolu’daki başka örneklerden de yola çıkarak bunun bir çarşı yapısı olduğunu görüyoruz. İnşallah onun yanında biraz daha güneyinde derine ineceğiz. Bu bölgede Geç dönemde bir duvar eklentisi yapılmış. Duvar hemen yürüme zeminin çok altına kadar yüksekliğini korumuş durumda. Bu aşağıya kadar inecek, fakat statik kaygılar nedeniyle bu sene önünde bir set bıraktık. Gerekli güvenliği aldıktan sonra gelecek yıl açığa çıkaracağız. İnşallah burada yavaş yavaş Güneye doğru devam eden çalışmalarda en azından fonksiyonunu tespit edebileceğimiz bir dükkan kazmış oluruz” dedi.

Bünyamin Nami  Tonka
Foto: BHA