“2'nci Yüzyıla Omuz Omuza" sloganıyla bu yıl 8'incisi düzenlenecek olan Gelibolu Maratonu'nun lansman toplantısı düzenlendi. Kayıt yaptıranların arasında 67 sporcu 42 kilometre, 320 sporcu 21 kilometre, 780 sporcu ise 10 kilometrelik parkura kayıt yaptırırken, 2 bin kişi ise bin 915 metrelik halk koşusuna katılacak. Anadolu Hamidiye Tabyası'nda düzenlenen lansman toplantısına Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Kalkan ve çok sayıda davetli katıldı.
Etkinlik hakkında konuşan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, "Tarihi Alan ile ilgili bizim bir hayalimiz vardı; Türkiye'nin, hatta dünyanın buluşma noktası haline getirmek. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Çanakkale'ye herkes gelsin anlayışıyla burada etkinlikler yapıyoruz. Bir güzel etkinliği daha pazar günü hep beraber gerçekleştireceğiz. Tarihi Alan'da Gelibolu Maratonu'nu hep beraber yapacağız. Bu maratonda her yıl olduğu gibi harika bir tematik parkurda ve dünyanın en güzel parkurunda insanlarımız koşacak.
Tarihi Alan bir kez daha buluşma noktası olacak. 14 farklı ülkeden sporcuların katılacağı maratonda binlerce yarışmacı olacak. İki bin civarında sporcu gelecek. Halk yürüyüşüyle beraberde 3 bin 500 kişi pazar günü Tarihi Alan'da buluşmuş olacak. Çanakkale Boğazı'nın kıyısında yeşilliğin içerisinde burada hep birlikte Çanakkale ruhunu teneffüs ederek ve bu seneki ana fikrimiz etrafında omuz omuza hep beraber o güzelliği yaşayarak, Çanakkale kahramanlığını düşünerek bir zaman geçireceğiz.
Çanakkale valiliğimiz ve Valilik bünyesindeki bütün kurumlar  bu festivale çok destek verdiler.  Valiliğimiz başta olmak üzere Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüz,  sağlık müdürlüğümüz, jandarmamız, emniyetimiz  büyük destek verdi onlara teşekkür ediyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitemiz festivalin bir parçası oldu.  Elinde imkanı olan bütün akademisyenler  katkı verdi ve ÇOMÜ'nün de o kurumsallaşmış, tecrübe edinmiş farkını  görmüş olduk. Dolayısı ile ÇOMÜ ailesine ve akademisyenlere teşekkür ederim.  Bu festivalde desteğini gördüğümüz Çanakkale Belediyesine  de teşekkür ediyoruz.  Kısacası Çanakkale'de Troya Kültür Yolu Festivali amacına ulaşmış oldu.
Biz bu festivali yaparken, sanat üzerinden, kültür üzerinden  insanları bir araya getirmeyi amaçlamıştık. Toplumun ortak değerleri olan  müzik ve kültür etkinlikleri tam da amacına ulaştı.  Herkes bu festivale iştirak etti.  Festivalde herhangi bir ayrılık gayrılık, her hangi bir kavga görültü, hatta her hangi bir protokol olmadan herkes eşit bir şekilde festivale gelip istediği etkinliğe  katılma imkanına sahip oldu.
Aslında bu Kültür Yolu Festivalleri, uluslararası farkındalığı da arttırdı.  Festivalin amaçlarından bir tanesi de zaten bu.  Biz Çanakkale'de 9 gün boyunca  hem Çanakkaleliler olarak iyi bir festival yaşadık, hem de Türkiye'nin gündemine oturduk. Çünkü bu festivalin bilgilendirmeleri ve tanıtımları tüm Türkiyede oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın kurduğı Türkiye Tanıtım Ajansı da  bu festivalin bir parçası oldu. Türkiye tanıtım Ajansı şu anda tüm dünyada tanıtım yapan bir kurum  dolayısı ile  9 gün boyunca  Çanakkalede yaşanan güzellikler Türkiye ve dünyaya tanıtılmış oldu.  Tanıtım anlamında da festival amacına ulaşmış oldu.  Geri dönüşüm anlamında da farklı yerlerden 'Ne kadar güzel etkinlikler yapıyorsunuz' diye bizi arayanlar oldu.
"Festivalin bir başka amacı da ekonomik canlılığın getirilmesi.  tabi ki kültür, sanat, müzik olacak ama  bir taraftan da şehre katma değer üretmesi gerekiyor.  çok değişik fikirler olabilir ama, festivalin tarihine baktığımız zaman  festival tarihi, tam Çanakkale'de yazlıkçıların, turistlerin döndüğü,  ama üniversite öğrencilerinin de gelmediği  bu ölü sezon dediğimiz  ara sezonde bir takvim oldu.   o açıdan baktığımızda hem esnaf, hem ticaret erbapları  festival tarihini çok ulumlu buldu.  Alış verişin azaldığı bu dönemde festival ile birlikte Çanakkale'ye bir hareketlilik geldi.  Dolayısı ile festivalin ekonomik ve ticari boyutu Çanakkale'ye iyi geldi.
Bu festivali çok seven isanlar , yine aynı soruyu sormaya başladılar. 'Başkanım bu festival seneye tekrar olacak mı?' diye. Burada tekrar ifade ediyorum. Yani Bakanımızla  konuşmuş olmanın rahatlığıyla ifade ediyorum Troya Kültür Yolu Festivali seneye tekrar olacak.
Hamidiye tabyalarına her gün on binlerce insan geldi.  Çocuk oyunları ile başlayan süreç, akşam konserlerle son buluyordu.  günlük 50-55 bin insan tabyalara gelip gidiyordu.  Festivalin 8. gününde yani Simge Sağın Konserinde  Çanakkale tarihinin belki de en kalabalık etkinliği oldu.  Ve Hamidiye Tabyaları 100 bin kişiye ev sahipliği yaptı.  Sandalyesini, içeceğini, yiyeceğini alan Çanakkaleliler etkinlik alanına geldiler ve bu 100 bin kişi herhangi bir taşkınlık yaratmadan çok nezaketli bir şekilde etkinliklerden ayrıldılar.  Bu anlamda Çanakkale halkı örnek bir durum sergiledi.  Bu anlamda Çanakkale Halkına gerçekten çok teşekkür ediyoruz.  100 bin kişi kapalı bir mekana gelip nezaketli bir şekilde ayrıldılar  ve Çanakkale halkı kendine yakışanı yaptı" dedi.

TABYALAR MİLLET BAHÇESİ OLDU
Tabyaların millet bahçesine dönüştüğünü belirten Tarihi Alan Başaknı İsmail Kaşdemir sözlerini şöyle tamamladı; “Troya Kültür Yolu Festivali kapsamında düzenlenen konserlere  530 bin,  çocuk etkinliklerine 33 bin,  Açıkhava etkinlikleri dışında salon ve kapalı alanlarda gerçekleştirilen etkinliklere 34 bin  kişi ziyaret etmiş.  Bu sayıya baktığımızda 980 bin ve 1 milyon arasında bir ziyaretçi ağırlamışız.  Yani yaklaşık 1 Milyon kişi bu festivale gelmiş, gitmiş ve bu festivalle ilgilenmiş. Çanakkale'nin Merkez nüfusunu göz önüne aldığımız zaman bu çok büyük bir rakam.  Yani biz Çanakkale'de dokunmadığımız  hiç kimse kalmamış demektir.  Bizim de amacımız buydu.  Çanakkale'de erkek, kadın, genç, yaşlı, opera seven, müzik seven  yani kısacası Çanakkale'de yaşayan herkese dokunmak istiyorduk ve amacımıza ulaştık.
Bundan sonraki süreçlerde de Hamidiye Tabyalarının ne kadar isabetli bir  yer olduğu ortaya çıktı. Çünkü bu tabyaların  eski halini Çanakkalelilerin bir çoğu bilir.  Burası restore edilmeden önce gerçekten kötü bir durumdaydı. İnsanların geçmeye korktuğu bir yer halindeyken , burası Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve hükümetimiz tarafından restore edilerek  şu anda şehrin merkezi haline geldi.  Tabiri caizse burası bir millet bahçesi oldu.   Her türlü etkinliğin kolayca yapılabildiği, çocukların güvenle oynayabildiği, insanlarımızın güvenle gezip spor yapabildiği  bir yer haline geldi. Yani  Hamidiye Tabyaları Çanakkale'nin Merkezi olmuş oldu"
 
Arzu Baladur