Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 156 artarken, aylık yüzde 7.14 yükseldi. Bu kapsamda verileri değerlendiren Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Harun Baytekin;‘’Ekonomi uzmanlarının uyarılarına kulak tıkayan uygulama erki, hala enflasyonun düşeceğini iddia ediyor. Enflasyon neden artar diye sokaktaki vatandaşa sorsanız yarısından fazlası ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz cevabını verir’’ dedi.
 
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayına ilişkin tarım ürünleri üretici fiyat endeksini (Tarım-ÜFE) yayınladı. Tarım-ÜFE, Eylül'de aylık bazda 7.14 artarken, yıllık bazda yüzde 156 yükseldi. Endeks'te, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 113.98 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 99.82 artış gerçekleşti. Sektörlerde bir önceki aya göre, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 9.32 azalış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2.30 azalış ve tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 7.94 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 2.16, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 6.90 ve çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 20.36 artış gerçekleşti.Yıllık Tarım-ÜFE'ye göre 8 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 78.80 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları ve yüzde 94.80 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 297.29 ile lifli bitkiler ve yüzde 215.70 ile çeltik oldu.
 
Tarımda artan üretim maaliyetlerini gazetemize özel değerlendiren, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin; ‘’Eğer paranız uluslararası para birimleri karşısında değer kaybediyorsa, enflasyonu düşüremezsiniz. Eğer ihracat değerleriniz ithalat değerlerinizin çok altında kalıyorsa hem paranız değer kaybedecektir hem de enflasyon yükselecektir. Türkiye uzun süredir enflasyonla mücadele kapsamında garip politikalar uyguluyor. Ekonomi uzmanlarının uyarılarına kulak tıkayan uygulama erki, hala enflasyonun düşeceğini iddia ediyor. Enflasyon neden artar diye sokaktaki vatandaşa sorsanız yarısından fazlası ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz cevabını verir.’’ dedi.
 
‘’Tarım hemen bütün dünyanın en stratejik sektörüdür’’
 
Tarımın tüm dünyada stratejik bir üretim unsuru olduğunun altını çizen Baytekin; ‘’Tarım hemen bütün dünyanın en stratejik sektörüdür. Gıda güvenliği her ülkenin önceliğidir. Türkiye gıda üretiminde en zengin coğrafyalardan biridir. Sahip olduğu iklim ve toprak zenginliği çok çeşitli ürünlerin yetişmesine uygunluk göstermektedir. Aynı zamanda yüzlerce bitki ve hayvan türünün kültüre alındığı evcilleştirildiği bölgedir. Tarım tarihi Anadolu’da, bu topraklarda başlamıştır. Bitkisel üretimin en önemli kaynakları güneş, yağmur, hava ve topraktır. Bunların bedeli yoktur. Bu girdiler ürüne dönerken hem tedarikçi kurumlar kazanır hem de pazarlayan, işleyen kurumlar kazanır. Türkiye uzun süreden beri buğday, arpa ve mısır harmanlarında ithalat yapıyor. Türk Lirasının değerli olduğu dönemlerde ucuz hububat ithalatı piyasa fiyatlarını düşürüyor. Türk çiftçisi kazanamıyor. Haliyle buğday ve arpa üretimi azalıyor. Nitekim buğday ekili alanlar 20 milyon dekar, arpa ekili alanlar 10 milyon dekar azaldı.’’ dedi.
 
 
‘’Üretim fazlası ürünü dışarı satamazsanız içerdeki fiyatı ne olur?’’
 
Türkiye’de üretimde ve satışta yaşanan aksaklıklar ile nelerin sonuçlandığına dair değerlendirmesinde Baytekin; ‘’Geçtiğimiz üretim sezonundaki uygulamaya bakalım. TMO ve Tarım Kredi Kooperatifleri üreticinin bütün ürününü almak için yola çıktı. Üstelik üretici ürününü tüccara verirse desteklemeden yararlanamayacaktı. Ne kadar ürün topladılar? Yaklaşık 4 milyon ton. Kotaları doldu. TÜİK rakamlarına göre Türkiye yaklaşık 25 milyon ton buğday ve arpa üretti. TMO yurtdışından buğday ve arpa ithal ediyor. Enflasyonla mücadele kapsamında ekmek sanayine ucuz un veren un fabrikalarına ucuz buğday veriyor. Yine hayvancılık yapanlara ucuz arpa dağıtıyor. Hububat sektörünün en önemli aktörleri zahirecilerdir. TMO’nun alamadığı buğdayı zahireci kaç liraya alabilir? Un sanayi TMO’dan ucuz buğday aldığı için un sanayine satma şansı zayıf veya düşük fiyatla verebilir. Dolayısıyla üreticiden ancak yemlik fiyata alım yapabilir. Sonuçta Türk Çiftçisinin elindeki ürünün fiyatı düşer. Üretim fazlası ürünlerin ihracatında Ticaret Bakanlığı ihracat kotası koyuyor. Hedef içerdeki fiyatlar yükselmesin enflasyon artmasın. Üretim fazlası ürünü dışarı satamazsanız içerdeki fiyatı ne olur? Öncelikle alan olmaz. Fiyatı yerle bir olur. Türk Çiftçisi zarar eder. Bundan üç dört yıl önce 2 milyonun üzerinde canlı hayvan ithal edildi. Türk çiftçisi kesime gelmiş danalarını kestiremedi. Yaklaşık bir yıldır süt üreticileri, yem fiyatları arttığı için para kazanamıyor. İnek kesimleri çok arttı. Kimi istatistiklere göre 1 milyondan fazla ineğin kesildiği tahmin ediliyor. İnek kesimleri aslında milli kayıptır. Verim veren bir ineğin yerine konması en az iki yıl alır. Halen canlı hayvan ithalatı devam ediyor. Türk Lirası değer kaybettiği için ithal hayvanlar ucuz gelmiyor ama yine de kesim fiyatlarını düşük tutuyor. Neticede Türk Çiftçisi zarar ediyor.’’ diye konuştu.
 
‘’Türk Çiftçisini zarar ettirmiş, üretimden uzaklaştırmıştır’’
 
Son olarak sözlerine devam eden Baytekin; ‘’Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan politikalar Türk Çiftçisini zarar ettirmiş, üretimden uzaklaştırmıştır. Buna karşın ürettiği, fazlasıyla üretebileceği ürünlere milyarlarca dolar döviz ödenmiş, elin çiftçisi zengin edilmiştir. Uluslararası Para Fonu (İMF) geçtiğimiz gün doların para piyasalarındaki durumunu yayınladı. Rapora göre en fazla değer kaybını Türk Lirası yaşamış görünüyor. Ne diyelim? Daha öncekiler gibi yine ‘Yok Hükmündedir’ denilecektir. İşin kötüsü yok saymakla işler düzelmiyor.’’ diye tamamladı.
 
 
 
İbrahim Akın KAZANCI