Korona belası dünya geneline olduğu gibi ülkemizde de can almaya devam ediyor. Ülke genelinde vaka sayısı 30 bin civarına dayanırken, son zamanlarda halk arasında alınacak önlemler bakımında bir gevşeme yaşanıyor.
Bir yandan vatandaşlarda az da olsa rahatlama yaşanırken, diğer tarafta vaka sayısı da devam ediyor. Aşılama oranının gittikçe artması bu rahatlamayı da beraberinden getirdi. Üçüncü doz aşıların olup olmayacağı tartışması devam ederken Prof. Dr. Alper Şener genel bir değerlendirme yaprak, “mRNA aşılarında üçüncü doz kimlere gerekli tartışmasına ışık tutacak bir çalışma. Sağlık çalışanlarında antikor takibi yapılmış, antikor aylar içinde azalıyor. Ama nAb kısmı, asıl virüsü bloke eden kısım belli bir süre sonra sabit kalıyor.
Erkek cinsiyette, yaşlılar ( 65 yaş), bağışıklık sistemi sıkıntılı olanlarda çok düşmüş. Sonuç: mRNA aşılarında yaygın üçüncü doz kullanımı değil ama, FDA’in önerileri arasına aldığı gibi 65 yaş üstü
- 50-64 yaş + yandaş hastalık
- bağışıklığı baskılanmış ( özellikle organ nakli)
- hastalıkla iç içe çalışanlar ( sağlık çalışanı, öğretmen vb)
Gruplara gerekli…
İnaktif aşıda ise ( kişisel görüş) durum biraz farklı… bunlara yaygın 3. Doz şart gibi duruyor…” dedi.
GENÇLERİ UYARDI
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Kovid-19 salgınında yoğun bakımda tedavi gören genç sayısına dikkati çekerek, gençleri aşı olmaları konusunda uyardı. Şener, "Özellikle 20-25 yaş arasındaki gençlerin hastaneye ve yoğun bakım servisine yatış oranları beklenenin üstünde olmaya başladı. Görev yaptığım hastanede Kovid-19 yoğun bakım servisinde yatan hastaların neredeyse tamamı aşısız" ifadelerini kullandı.
 
Toplumun büyük bir kesiminin Kovid-19 salgınından korunmak için koruyucu aşılara ilgi gösterdiğini belirten Şener, Son zamanlarda aşısız nüfus içinde 30 yaş altındaki kişilerin hastaneye ve yoğun bakım servislerine yatış oranının arttığını aktararak şunları kaydetti:
"Özellikle 20-25 yaş arasındaki gençlerin hastaneye ve yoğun bakım servisine yatış oranları beklenenin üstünde olmaya başladı. Görev yaptığım hastanede Kovid-19 yoğun bakım servisinde yatan hastaların neredeyse tamamı aşısız. Yatan kişilerin yüzde 25'i ise 20-25 yaş grubu arasındaki gençlerden oluşuyor. Kovid-19 servisinde ise yaklaşık 4 hastadan biri 30 yaş altında. Bu hastaların yüzde 90'ı aşılanmadıkları için pişman olduklarını, tedavilerinin tamamlanıp aşı olma zamanlarının geldiği zaman hemen aşı olacaklarını söylüyor.
Kimse gençliğine güvenmemeli. Kovid-19 olabileceklerini akıllarının bir köşesinde tutmalılar. Çift doz aşı yaptıran kişilerin bu hastalığı daha rahat geçirdikleri ortada. Gençler hastalığı geçirseler bile uzun vadede akciğerlerinde bazı sorunlara neden olabiliyor. Mesela 6 ay boyunca nefes darlığı hissedebiliyor.”
Şener, Kovid-19 sürecinde aşılanma kadar maske, mesafe ve hijyenin de önemli olduğunu, salgın sürecinin sona ereceği güne kadar herkesin bu kurallara uyması gerektiğini sözlerine ekledi.
 
AŞI KARŞITLARINI ELEŞTİRDİ
Uzun zamandır aşı karşıtları ile mücadele eden Prof. Dr. Şener sözlerini şöyle devam ettirdi; “Aşı karşıtlığı yapanların hiç birisi samimi olarak karşıt görüşte değil. Bir kısmı işin “goy goy”unda…bir kısmı “gır gır” ında…bir kısmıda “siyaseti”nde…
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Aşınızı olun. Son pişmanlık fayda etmez
Sosyal medyadan kişisel gözlem…
AŞI karşıtlarının neredeyse tamamı kendini gladyatör filminde ki; imparator Marcus Aurelius’a karşı mücadele veren, general Maximus sanıyor…ulvi bir misyon üstlenmiş…otoriteye karşı bağımsızlık rolüne üstlendiklerini sanıyorlar…
1. General Maximus filmin sonunda öldü…
2. Sosyal medya arena/ ring değil…bu kadar saldırgan olmaya gerek yok…
Türkiye’de AŞI karşıtı vatandaş yok…AŞI karşıtı hekimler var…Ve bunun saf amacı bilimsel alanda bunu tartışmaya açmak değil…bunun gerçek sebepleri elbet anlaşılacak ama olan bunlara inanıp AŞI’sını olmayan sade vatandaşa oluyor…
DOĞRULARI bir kez daha yazalım…
-AŞI’nızı olun…
-Üçüncü dozunuzu olun…
-Gebelik durumu aşıya engel değil…
-Kanser, kemoterapi görmek, Organ nakli, diyaliz hastası olmak gibi durumlarda özellikle AŞI’yı öneriyoruz…
-Ölümle sonuçlanan hastaların tamamına yakını AŞI’sız, gecikmiş başvuran hastalarda oluyor…
- AŞI olsanız bile önlemlere ( maske - mesafe - el hijyeni) uyun… dolaşımdaki virüsün tipi, aşının koruma yelpazesi, bireysel bağışıklık sisteminin farklılığı nedeniyle…”
 
Mine Yel