Prof. Dr. Şener, “Çanakkale’de salgının başından daha kötü durumdayız’’ dedi.
Çin’in Wuhan kentinde başlayıp tüm dünyaya yayılan ve can almaya devam eden koronavirüs hakkında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener önemli açıklamalarda bulundu.
‘’Çanakkale’de salgının başından daha kötü durumdayız’’ diyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, ‘’Artık normal hayatınızı unutun, yaptığınız her şeyi ötelemeniz gereken bir döneme girdik’’ diyerek uyarılarda bulundu. Gözlemlerine ve bundan sonra olacaklara değinen Şener, ‘’Sahada Sağlık Bakanlığı dışında bu işin ciddiyetine vakıf bir kamu kurumu yok bence, işin doğası da bu belki. Hekimler arasında da benzer durum söz konusu; acil, enfeksiyon, göğüs, anestezi dışında ki branşlar kendi kulvarında devam ediyor, etsinler diğer sağlık hizmetleri de devam etmeli. Yardımcı sağlık personelinin de yani hemşire, teknisyen, tekniker, hasta bakıcı ve benzeri nöbet ve nöbet çarkından çıkması imkansız görülüyor. İşte dananın kuyruğu burada kopacak. Yatak sayınız yeterli olsa bile burada hizmet verecek sağlık çalışanı sıkıntısı baş gösterecek. Çünkü bir cisim yaklaşıyor. Her şeyin bir kapasitesi var. Yatak sayısının, çalışanların, fazla mesainin... S0S’in anlamını bilmeyen yoktur’’ şeklinde konuştu.
HAVA YOLU İLE BULAŞ KABUL EDİLDİ
Alper Şener, hava yolu ile bulaşın artık kabul edildiğini söyledi. Şener, CDC hava yolu ile bulaşın özel durumlarda gösterildiğine karar verdiğini belirterek, ‘’Havalandırması kötü, 1 metreden yakın, 30 dakika üstünde temasta hava yolu ile temas ön plana çıkıyor. Şimdi ne yapmak lazım? Kalabalık ofisler kullanımdan kalkmalı. Kapalı alanlara girecek kişilerin sayısı kısıtlanmalı. Kapalı alanda oturma düzeninde (restorant) 1m'ye dikkat edilmeli. Toplu taşımada seyreltme yapılmalı. Kapalı havalandırma sistemleri içine (AVM) UVC lamba veya temiz hava exhaust sistemi kurulmalı. Cam açarak havalandırma şart. Evde camlar mimari olarak güneş görecek pozisyonda ayarlanmalı, Düşük düşük dalga boyunda UV (222nm) sistemler ve hava temizleyiciler kullanılmalı. Sonuç; Toplu taşımada, mesafeyi koruyamadığınız yerlerde mutlaka çift maske takın’’ dedi.
NEFES TESTİ
İngiltere ve Almanya’dan gelecek vaat eden nefes testi ile korona testinin müjdesini veren Şener, ‘’Örnek alma riski içermediği için sağlık personeli için güvenilir, kişi kendisi kabine girerek üflüyor. Gaz kromotografi-iyon mobiliti spektrometri (GC-IMS) ile nefesten VOC ( Volatil Oraganic Compound) analizi yapılıyor. Nefeste ethanal, octanal, acetone, butanone, methanol, heptanal vb maddelerin analizi yapılıyor. Özellikle acilde ayırıcı tanıda başarılı olabilir... Hafif seyirli olgularda tanı koymada 90% sensitivite ve 80% spesifite ile çalışıyor. Ayırıcı tanıda sensitivitesi 98.2% ve spesifitesi 70% bulunmuş. Ağır seyreden olgularda çok işe yarar gibi durmuyor’’ ifadelerini kullandı.
EN ETKİLİ YÖNTEM KARANTİNA
Koronavirüse yakalanmamak için pek çok önlem var. Dr. Alper Şener, koronavirüste hangi önlemin alınması gerektiği hakkında tavsiyelerde bulundu. ‘’Doğrulanmış, şüpheli kişiyi karantinaya almak ile karantina yok kıyaslaması. Hasta insidansı yarı yarıya azalıyor. Ölüm oranı yarı yarıya azalıyor. R0 değeri yarı yarıyadan fazla azalıyor. Karantina ve diğer önlemler (okullar, seyahat kısıtlaması, sosyal mesafe) ile sadece karantina var/yok kıyaslaması. Ek alınan her önlem, hasta sayısını, ölümü, geçişi azaltıyor. Ülkeler arası seyahat kısıtlaması etkisi çok düşük, insidansa bağlı değişkenler var. Sonuç; karatinaya almak en etkili yöntem’’ şeklinde konuştu.
VİRÜS MUTASYONA UĞRADI
‘’Bir eşiği daha geçtik’’ diyen Dr. Şener, ‘’Virüsteki D614G mutasyonu deney hayvanında daha hızlı çoğalmaya ve bulaşıcılığa sebep olduğu gösterildi’’ dedi. Şener, ‘’Kışa girerken hızlı vaka artışının sebeplerinden biri olabilir. Daha yaygın akciğer tutulumu görme sebebimizi açıklar. İlaç tedavisinde gecikmiş yanıtsız olgu artışını açıklar. Yeniden enfekte olgularda ki artışı açıklar’’ açıklamasında bulundu.
‘’SÜRÜ PSİKOLOJİSİ İLE BEDEL ÖDÜYORUZ’’
Koronavirüs tedavisinde bir süre gündemde kalan sürü bağışıklığı konusuna değinen Şener, ‘’Salgının başında çok tartışıldı. İngiltere önce bir hamle yaptı, sonra vazgeçti. İsveç istikrarlı devam etti. Sonuç, Sürü bağışıklığı bir salgını doğal seyrine bırakıp, hastalığa bağışıklık kazanılarak toplumda görünürlüğünü azaltmak. İsveç, dedi ki; bizim hastalık yükünü kaldıracak gücümüz var, nüfusumuz az, beklenen ölüm gripten fazla değil, bulaşıcılığı da çok yüksek değil. Bu arada grip ile kıyaslandığında bulaşıcılık ve ölümcül seyretme oranı dört kat yüksek, ama olsun... Sürü bağışıklığında başarıya ulaşmak için de toplumda ortalama yüzde 60 pozitiftik olmalı. Ne oldu? Beklenen olmadı tabii, benzer ülkeler ile kıyaslandığında 4 kat fazla vaka, daha az test yapmaya rağmen. Bitmeyen tırmanış... Bu arada İsveç Avrupa’nın değil, dünyanın en çok okunan, eğitim seviyesi yüksek, üniversiteleri en saygın ülkelerden. Sağlık okuryazarlığı da en yüksek ülkelerden. Orada kimse çıkıp; ‘Salgınla böyle mücadele mi olur? Niye vatandaş olarak bizden bu kadar sorumluluk bekliyorsunuz? Burası özgür bir ülke, istediğimi yaparım! Siz öyle diyorsunuz da, şöyle çalışmalar okudum’ demedi. Sadece ne deniyorsa onu yaptı. Bizdeki durum ne? İsveç gibi maceraya yelken açmadan yapılan uyarılar ve eğitim düzeyi İsveç’le kıyaslanmayacak bir toplum var. Ama nedense her şeyden şüphe duyup, Sağlık Bakanlığı’nın tüm uyarılarına uymama yüzünden. Sürü psikolojisi ile bedel ödüyoruz. Yazık’’ dedi.
Hülya Öz