Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr Cabir Alan, herkesin korkulu rüyası olan idrar kaçırma hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu.

Alan, “İdrar kaçırma genellikle mesane doluluk oranına ait olan bir bozukluktur. Yani bir kişi uygun yer ve zaman bulana kadar idrarını tutabilir. Bu mesane doluluk fazıyla ilgilidir. Uygun yer ve zaman olduğunda da idrarı düşün basınçlı boşaltabilmektir. İdrar kaçırma genellikle mesanenin doluluk fazına ait olan bozukluktur” dedi.

Çağımızda vatandaşların en çok yakalanmaktan korktuğu rahatsızlıklardan biri idrar kaçırma rahatsızlığıdır. Birçok tedavi bulunan bu hastalık her yaşata  görülebiliyor. Özellikle kadınlarda sık görülen idrar kaçırma rahatsızlığı hakkında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr Cabir Alan, açıklamalarda bulundu.
 
BU BOZUKLUĞUN GELİŞMESİNİN BİR TAKIM RİSK FAKTÖRLERİ VARDIR
Doç.Dr Cabir Alan, mesane fizyoloji genelde 2 basamakta gerçekleştiğini söyleyerek, “Bunlardan bir tanesi mesanenin doluk fazı, bir tanesi de boşaltım fazıdır. İdrar kaçırma genellikle mesane doluluk oranına ait olan bir bozukluktur. Yani bir kişi uygun yer ve zaman bulana kadar idrarını tutabilir. Bu mesane doluluk fazıyla ilgilidir. Uygun yer ve zaman olduğunda da idrarı düşün basınçlı boşaltabilmektir. İdrar kaçırma genellikle mesanenin doluluk fazına ait olan bozukluktur. Bu bozukluğun gelişmesinin bir takım risk faktörleri vardır. İdrar kaçırma için konuşuyoruz. Bunların en başında olan zorlu doğum, şişmanlık, öksürme, aksırma, kabızlık, geçirilmiş olan ameliyatlar gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. İdrar kaçırma kadınlarda nadiren görülür. Bu hastalık daha çok erkeklerde ortaya çıkar. Tedaviye geçmeden önce bu idrar kaçırmanın tipini belirlemek gerekiyor. Genelde 2 şekilde idrar kaçırma ortaya çıkmaktadır. Bunlardan bir tanesi aşırı aktif mesane dediğimiz mesanede yetersiz kasılmadan dolayı ortaya çıkan idrar kaçırmadır. Bu durumda hasta idrarı geldiği zaman tuvalete gidene kadar idrar kaçırmaktadır. Biz buna yetiştirememe tarzı idrar kaçırma diyoruz. Bunun tedavisi genellikle medikaldır. Bir takım ilaçlar kullanılarak hem mesanenin kapasitesini attırılır, hem de kasılmaları ortadan kaldırılır.  Bir diğer idrar kaçırma tipi ise stres tipi idrar kaçırma dediğimiz, genellikle öksürmekle, hapşırmakla, ağır bir şey kaldırmakla yada yürüyüş esnasında gerçekleşen idrar kaçırmadır. Buradaki temel bozukluk anatomik yetmezliktir. Yani gerçekleşen cerrahiye bağlı özellikle iri bebek yada çoklu doğuma bağlı olarak oradaki kasların zayıflatılmasıyla meydana gelmektedir. Bunun tedavisi genellikle cerrahidir. Sarkmış olan mesane 15-20 dakikalık basit bir operasyonla yukarıya doğru asılmaktadır” ifadelerini kullandı.
İLK BASMAK OLARAK MESANE REHABİLİTASYONU YAPIYORUZ
İdrar kaçırma rahatsızlığı karşısında yapılan çalışmaları anlatan Cabir Alan, “Böyle bir hasta bize geldiğinde biz ne yapıyoruz. Öncelikle biz bu idrar kaçırmanın tipini belirliyoruz. Çünkü birden çok farklı yöntemlerle tedavi edilir. Eğer aşağı tip mesane bağlı bir idrar kaçırma durumu söz konusuysa, hastanın işeme günlüğü tutmasını istiyoruz.  Bu işeme günlüğünde hastanın idrar çıkış saatleri, idrar yaptığında ne kadar idrar yaptığı, içeride ne kadar idrar kaldığı gibi bir haftalık, 24 saatlik bir idrar çizelgesi istiyoruz. Bu çizelgeyi aldıktan sonra tedavide ilk basmak olarak mesane rehabilitasyonu yapıyoruz. Öncelikle mesaneyi eğitmeye çalışıyoruz. Hastaya idrarı geldiği anda tuvalete gitmemesini tavsiye ediyoruz. Mesane fizyolojisi o kadar kompakt bir fizyolojidir ki; tuvalete gitme hissiyatı doğduğu zaman tuvalete gitmediğinizde, beyin idrara gitme hissiyatını unutuyor. Dolayısıyla bu şiddetli idrar hissiyatı olduğu zaman hastamıza kendisinin başka işlerle uğraşmasını tavsiye ediyoruz. Bu şiddetli kasılma anı geçtikten sonra idrar hissiyatı ortadan kalkacak. Bize gelen bazı hastalar 15-20 dakikada bir tuvalete gidiyor. Biz bunları her gün 15-20 dakika uzatarak 4 saatte çıkartabiliyoruz. Normal sıvı alan bir kişinin 4 saatten önce tuvalete gitmemesi gerekiyor. Mesane kapasitesi 4 saatte dolar. Biz bu süreyi olabildiğince uzatmaya çalışıyoruz. Her gün 10 dakika arttırarak, 1 ayın sonunda 4 saate çıkarmayı hedefliyoruz. Bu mesane rehabilitasyonunun temelini oluşturuyor. Bunun dışında idrar kesesinde bir takım kaslar vardır. İdrar tutmayı sağlayan kaslar. Yaşlanmayla beraber bu kaslar bazen zayıflayabiliyor. Bu durumda da pelvik taban rehabilitasyon dediğimiz tedaviyi uyguluyoruz. Bu tedavideki sistem, hasta  bir bilgisayar monitörüne karşı bir takım elektrotlarla oradaki kasları kasmayı öğreniyor. Son zamanlar manyetik rezonans dediğimiz bir sandalye şeklinde oraya titreşim vererek oradaki kasları güçlendiren ameliyat dışı tedaviler geliştirildi. Bunlar medikal tedaviye ek olarak oradaki kasların gelişmesini sağlayarak, ilaç tedavisi bittikten sonra bu hastalığın kalıcı bir şekilde ortadan kalmasını sağlıyor” şeklinde konuştu.
HASTALAR ÇOĞUNLUKLA TEDAVİSİNDEN KAÇINMAKTADIR
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr Cabir Alan, hastaların tedaviden kaçtığına vurgu yaparak, “Bir diğer tip idrar kaçırma ise stres tipi dediğimiz zorlu ve çoklu doğuma bağlı yada yaşlanmaya bağlı olarak oradaki kasların hasar görmesiyle alakalıdır. 1 santimetre genişliğinde, 15-20 santimetre uzunluğunda bir bandı, kapalı yöntemle mesanenin altına koyup mesaneyi yukarı doğru asıyoruz. Hasta bu ameliyattan sonra bir gün hastanede yatıyor. Konforlu bir ameliyattır. Hastanın idrar kaçırma durumu ortadan kaldırılır. İdrar kaçırma toplumda yaşlanmaya bağlı bir hastalık olarak kabul edilir. Hastalar çoğunlukla tedavisinden kaçınmaktadır. Bunun doğal bir hastalık olarak görmektedirler. İdrar kaçıran bir kişi bu idrar kaçırmaya bağlı olarak çeşitli rahatsızlıklar yaşar. Bu rahatsızlıklar kişi depresyona sokar. Eşiyle, aile ilişkilerinde, cinsel ilişkilerde olumsuzluklar yaşatır.  Bu yaşlanmaya bağlı ortaya çıkabilecek bir durumdur ama bu tedaviyle tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu tip şikayeti olan hastalarımızın bir üroloji uzmanına gelerek önce idrar kaçırmanın tipinin belirlenmesi ve bu belirlendikten sonra tedavi yolun gidilmesi bu hastalığın ortadan kaldırılması için önemlidir” ifadelerini kullandı.
Cabir Alan, erkeklerde idrar kaçırmanın nadir olarak görüldüğünü söyleyerek, “Kadınlardaki idrar kaçırmadan biraz daha farklıdır. Erkekler fizyolojik olarak doğum yapmadığı için o bölgenin zayıflaması mümkün değil. Erkeklerdeki idrar kaçırmanın nedeni çoğunlukla geçirilen ameliyatlarla alakalı. Özellikle prostat kanseri ameliyatı sonrası oradaki bölgede hasar görülmesine bağlı olarak idrar kaçırma ortaya çıkar. Bunun yanı sıra prostat rahatsızlığına bağlı olarak buradaki kasların zayıflamasına bağlı idrar kaçırma. Erkeklerdeki idrar kaçırma çoğunlukla cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir. Yine kadınlardaki gibi ilaç tedavisiyle başlıyoruz 3 ay.  Eğer o ilaç tedavisinde düzelme olmazsa cerrahi yöntemle oraya bir sibop yerleştiriyoruz. Yine 20-30 dakikalık bir operasyon ve bu kişilerin idrar kaçırmasını tamamen ortadan kaldırıyor. İdrar kaçırma şikayeti olan hastalarımızın kadın olsun, erkek olsun, çocuk olsun mutlaka olay daha derinleşmeden, sosyal hayattan kopmaya yol açamadan, sağlık problemlerine neden olmadan gelip tedavi yolun gitmeleri kendileri açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. İdrar kaçırma hasbelkader değildir. Günümüzdeki teknolojilerle ve medikal tedavilerle önlenilebilir tedavi haline geldi” dedi.
 
Muzaffer Cirtel