Belediye meclis salonunda Ömercioğlu'ya yaptıkları, muhtarlar düzenlediği toplantıda söyledikleri ile çelişen Başkan Gökhan, muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda hükümeti yerden yere vurdu.
 
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Muhtarlar Günü nedeni ile Lodos’ta düzenlediği kahvaltıda Mahalle ve Köy Muhtarları ile bir araya geldi. Düzenlenen kahvaltı programına Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, Belediye Başkan Yardımcıları Özleyiş Çetin ve Ali Sürücü, birim müdürleri, Mahalle ve Köy Muhtarları katıldı. Etkinlikte konuşan Başkan Gökhan; "Önümüzde bir süreç var. Çanakkale’nin de bir bütün şehir olma durumu söz konusu. Buy durumda köy muhtarlıklarımız mahalle muhtarlığı olma durumuna dönüşecekler. Ben bu anlayışa karşı bir duruşum var. Ben tam tersine yerel yönetimlerin bugünkü konumunu muhafaza etmelerini, bütçelerini oluşturmalarını ve bütçelerini de kendi organları tarafından köyde harcamaları taraftarıyım. Yine bu bağlamda daha önce kapanmış olan belde belediyelerinin de kapanmasına karşıyım. Keşke diğer civar köylerde o belediye hizmetlerinden yararlanması sağlanabilseydi. Mesela Kumkale Belediyesini kapatmak yerine, diğer köylerinde bu belediye sınırları içerisine alınması sağlansaydı” dedi.

MUHTARLARA HÜKÜMETİ SÜÇLADI
Belediye Meclis Toplantısı'nda CHP'de dönen kaset olaylarını eleştirdiği için azarlayan ve sözlü şiddet uygulayan Başkan Gökhan, meclis toplantısında başka konuların konuşulmayacağını belirterek kendisini savunmuştu. Gökhan, burada CHP'yi eleştirmesine izin vermezken, muhtarlarla yaptığı toplantıda söylediği sözlerle çelişerek hükümeti eleştirmesi dikkat çekti. Köyden kente göçün tarımı olumsuz etkilediğini belirten Başkan Gökhan; “Maalesef köyden kentlere bir göç var. Gençlerin köyde kalması ve orada yaşamlarına devam etmeleri için devlet tarafından projeler üretilmesi gerekir. Tam tersine geriye dönüşü sağlamak zorundayız. Köyden göç demek tarımda zafiyet demek. Tarımda zafiyet ne getirdi. Samanı ithal alıyoruz, mercimeği ithal alıyoruz, en ayıplardan bir tanesi mercimek ithalidir. Mercimek bize ait, Türkiye’ye ait bir üründür. Nohudundan, pirincine kadar birçok ürünü ithal eder hale geldik. Birde ‘dünyadan destekler veriliyor’ deniliyor. Ama buradaki en önemli konulardan bir tanesi de ürünü üretilirken ki maliyetlerini düşüremiyoruz. Mazotu, gübreyi, ilacı dolara bağlı olarak hala pahalı alıyoruz. Maliyet açısından da sıkıntımız var. Dolayısı ile çiftçi para kazanamayınca çocuğunun da köyden gitmesi için uğraşıyor. Köylerin alt yapılarında sıkıntılar var. Bu bağlamda tarımı dışlamak bize pahalıya mal oluyor” dedi.

Başkan Gökhan; “Amerika dahil Avrupa ülkeleri tarım üzerinden ciddi yatırımlar ve sübvansiyonlar yaparlar. Tarımı güçlü tutmak için ellerinden geleni artlarında koymazlar. Hollanda’nın yüz milyarı aşan tarım ihracatı varken, Türkiye’nin 10 milyon doları aşmayan ihracatı var. Dolayısı ile gençlerin köylerde kalması için belediye olarak da bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi kooperatifler kurarak çok ciddi destekler sağlıyor. Kooperatifleşmeye de önem vermemiz lazım. Biz bu noktada hep korktuk. Kooperatifleşme dediğimiz zaman tüylerimiz diken diken oldu. Kooperatif demek güç birliği demek. Biz, bundan kaçtık. Hatta bir aralar kooperatif dediğimiz zaman Komünist diyorlardı. Kooperatif bir bütünlüktür. Düzgün, iyi örgütlenmiş bir kooperatifin çok ciddi faydaları olur. Mesela yağlı tohumlar kooperatifi, orada bize bir bedel ödüyorlar, sonra yeni sistemde kar payı dağıtacaklar. Yani kooperatif kar ettiği zaman kar payı dağıtılacak. Geçmiş yıllarda ürün üretimi arttığı zaman fiyat farkı veriyorlardı. Tüccar vermiyordu. Bu çok önemli bir katkı olduğu için kooperatifleşmeyi ön plana almamız lazım. Hatta kooperatifleşenlere idari destek verilmesi lazım ki o güç birliği alıcıya karşıda bir güç birliği sağlasın” dedi.