Ege’nin ve Edremit Körfezi’nin gizli cennetlerinden bir tanesi… 
Ardınıza yemyeşil dağları alıp, denizinin maviliklerine göz gezdirip, güneşin batışını izlerken taptaze yiyeceğiniz balığın keyfini çıkarabileceğiniz, zeytin ağaçlarının gölgesinde dinlenip, en lezzetli zeytini ve zeytinyağını tadabileceğiniz muhteşem Küçükkuyu… 
OKSİJEN CENNETİ: KAZDAĞLARI
Oksijen Cenneti olarak anılan, yüz binlerce yıllık mitolojik hikayelere konu olan Kazdağları… Dünyada Alplerden sonra ikinci oksijen zengini bölge olarak bilinen, havasını soluduğunuzda sizi farklı yerlere götüren Kazdağları… Çam ormanlarının yeşilinde kaybolacağınız, oksijeni başınızı döndürecek olan Kazdağları’nda trekking yapmanızı öneriyoruz. Ormanların arasında ilerlerken karşınıza çıkan ırmaklarda, şelalelerde suyun berraklığına ve serinleticiliğine hayret edeceksiniz. Zeytin ağaçlarının yarattığı doğa harikası görüntülerden gözünüzü alabilirseniz, çeşitli hayvan türlerini de ormanların içerisinde görebilirsiniz. 
Dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı rivayet edilen Kazdağları’nda kuş sesleri arasında yürüyüşünüzü yaparken, doğanın huzur verici sakinliğine şahit olacak, ruhunuzu da, bedeninizi de dinlendireceksiniz. 
ZEYTİNYAĞI MÜZESİ
Doğanın cömertliğinden faydalanan zeytin ağaçlarının verdiği ürünler nasıl lezzetlidir, hiç düşündünüz mü? Bol oksijenle, verimli topraklarla, bir yanda deniz, bir yanda dağ esintisiyle karşılaşan zeytin ağaçlarının çok özel zeytinleri Küçükkuyu’da yetişiyor. Bu nedenle yüzyıllardır zeytinyağı yapımı da bölge halkı için önemli bir geçim kaynağı. Zeytinyağı aynı zamanda bir kültür…
Ege’nin lezzetli otlarının özel zeytinlerden yapılmış zeytinyağıyla buluşmasını tahmin edebiliyor musunuz? Damağınızda unutamayacağınız bir tat kalsın istiyorsanız, mutlaka yerinde denemelisiniz birbirinden güzel zeytinyağlı yiyecekleri. 
Yüzyıllardır üretilen zeytinyağının, günümüz teknolojisine inat yine aynı şekilde geleneksel yöntemlerle üretildiğini gördüğünüzde şaşırmayın. Restore edilip üretime geçirilen zeytinyağı fabrikası, değirmenleriyle ve devasa silindir taşlarıyla oldukça dikkatinizi çekecek. Üretimin yapıldığı fabrika, aynı zamanda ziyaretçiler için müze görevi de görüyor. 
MIHLI ŞELALESİ
Küçükkuyu’ya gelip de doğanın tüm güzelliklerini bir arada barındıran Mıhlı Çayı’nı ziyaret etmezseniz, birçok şeyi kaçırırsınız. Buraları bilenlerin sıklıkla uğradıkları bir mesire alanı olan Başdeğirmen bölgesi, Mıhlı Çayı’nın sularıyla beslenmiş ağaçların gökyüzünü yeşile boyadığı harika bir yer. Başdeğirmen denmesinin sebebi, eski dönemlerde Rumlardan kalma bir değirmenin burada bulunması. Eskisini aratmayan görünümüyle halen muhafaza edilen değirmene, Roma döneminin mistik mimarisi ile inşa edilen bir köprü de eklenince ortaya görülesi bir manzara çıkıyor. Ayrıca, Başdeğirmenin birkaç kilometre ilerisinde bulunan gölette yüzebilir, gölete akan şelalenin rüzgarıyla serinleyebilirsiniz.
ŞİFALI SULAR; AFRODİT KAPLICASI
Tarihi kadar doğal özellikleri ve güzellikleriyle de ziyaretçilerini büyüleyen Küçükkuyu, aynı zamanda termal turizmin de önemli noktaları arasında yer alıyor. Bölgede bulunan şifalı su kaynaklarından faydalanılarak hizmete sunulan kaplıcalar, şifalı sularda derman arayanların uğrak noktası halinde. Rivayete göre cüzama yakalanan tanrıça Afrodit tarafından keşfedildiği söylenen şifalı su kaynakları, huzur veren ortamıyla ziyaretçilerine derman olmaya devam ediyor.
ZEUS MAĞARASI
Arkeolojik gözlemlerde bulunmak için Küçükkuyu’ya gelen ziyaretçilerin yoğunlukta olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Zeus Altarı, buraya mitolojiyle ilgilenenlerin gelip de uğramadan gitmediği en meşhur yerlerinden biri olarak bilinir. Mitolojide Tanrı Zeus’un, Troy ile Akha’lar arasındaki savaşı bu altardan yani sunaktan izlediği rivayet edilir. Sunağın altında bulunan oda büyüklüğündeki, içinde su bulunan sarnıça ise Zeus Mağarası deniliyor. Homeros’un İlyadası’nda Tanrı Zeus’un Hera’yı gördüğü ve aşık olduğu yer olarak anlatılan Zeus Altarı, Küçükkuyu’dan 3 km uzaklıkta bir tepenin üzerinde yer alıyor. Edremit Körfezi’ne kuşbakışı bakan ve çok güzel bir panoramaya sahip olan Altar’ın hemen yanında Çanakkale Savaşları’na katılan Erdem Dede’nin yatırı bulunuyor.
KADIRGA KOYU
Tarihe biraz ara verelim de denize girelim, güneşin tadını çıkaralım derseniz, bölgede oldukça ilgi çeken koylar bulunmakta. Küçükkuyu-Assos arasında birçok bakir koy sizleri bekliyor. Berrak suyuyla ziyaretçilerin dikkatlerini çeken Kadırga Koyu bunlardan bir tanesi. Doğal sit alanı ilan edilerek, bakirliğini ve büyüsünü koruması sağlanmış koyda, çeşitli turistik tesis yer alıyor. Mavi bayraklı plajıyla ziyaretçileri etkileyen Kadırga Koyu, Küçükkuyu’da huzuru bulabileceğiniz bir başka yer olarak çıkıyor karşımıza.
Eğer sizler de bu ufak tavsiyelerimizden yararlanıp, tatiliniz için Küçükkuyu’yu tercih ederseniz attığınız her adımda tarihten izler bulacak, doğanın mükemmelliğini keşfedeceksiniz…
Sinem Tetik