İnsanın yaşaması için gerekli olan üç olmazsa olmazdan birisi...

İnsanın yaşaması için gerekli olan üç olmazsa olmazdan birisi...

Su, hava, gıda...

Yaşama tutunma şartlarımızdan üçü...

Havamız, bilhassa termik santral atıklarıyla kirletilmekte...

Pm-10,Pm-5,Pm-2,5,Pm-1 gibi unsurlar ölçülmeli ve gerekli tedbirler alınmalı...

Yine, karbon salınımının yoğun olduğu şehir merkezlerinde de yeşil örtü yoksa tehlike büyümektedir. Şehir Planlaması yapılırken halkın soluklanacağı park ve bahçeler de iyi planlanmalıydı. Bu konuda şehirlerimiz ranta kurban edildiği için askeri alanlar, mezarlıklar ve özel binaların dışında, yeşil alan yoktur. Var olanlar  da göstermelik ve amorf şekilde parsel artıklarıdır... Büyük alanları ihtiva eden park ve bahçe görmek mümkün değildir. Hele Botanik Bahçesi bulmak, hakgetire...

Gıda işi ise çözülmesi mümkün olmayan bir duruma evrilmekte. Çok uluslu şirketler ve bizim için olmazsa olmaz tohum merkezimiz ise İsrail. Gazze'yi yağmalayan, yıkan İsrail'le işbirliğimiz hızla devam etmekte... Buna, ABD, Hollanda, Almanya, İngiltere ve fidan özelliğiyle İspanya'da dahil edildiğinde, Ata tohumlar tarihe karışmaya yüz tutmuş demektir... Gidişatımız hiç de iç açıcı değildir... Faciaya doğru gitmekteyiz... Bu konuda derhal önleyici tedbirler almalıyız.

Gelelim suya...

Elli yıl kadar önce çeşmeden akan suyu kullanır ve içerdik.

Sonra, şişelendi ve arkasından petlendi. Suyu da paketlenmişinden kullanır olduk.

Sonra, iç piyasaya göre büyük ama, çok uluslu şirketlere göre bir yıllık cirosuna, tüm su şirketlerimizi yabancılara sattık...

Havamız kirletilerek oluşan hastalıkları tedavi için ilaç kullanmaktayız ve suyumuzu da yabancı şirketlerden almakla  sömürü düzenine çanak tuttuyoruz... Yabancılar, havadan sudan para kazanır oldu.

Bu konularda yerel yönetimler de gerekli tedbiri almadı veya almalarına engel olundu... Ülkemiz, sömürülen bir ülke konumuna geldi...

Gıdalarda tatlandırıcı mısır şurubu, koruyucu madde Çin Tuzu, Aspartam ve birçok kimyasal madde kullanılıyor.

Havamız, kirli...

Suyumuz, yabancı şirketlere ait...

Gıdamız sağlıksız...

Bence, yerel yönetimler bu konularda halk sağlığı için tedbirler almalı...

Akıllı sayaç kullanarak aldığımız on ton su için ödediğimiz rakam aşağıda... Devletin yaptırdığı barajdan suyu şehre dağıtıyorsunuz ve aldığınız ücret çok yüksek...

Hem genel yönetim açısından hem de yerel yönetim açısından iyi yönetilmiyoruz...

Daha halkçı ve daha hakça bir yönetim arzumuzu dile getirelim, derim .

Bu iş böyle gitmez...

On bin lira taban aylığı alanlar için bu dünya çekilmez bir hal aldı. Biz de hızla o gruba doğru gitmekteyiz... Türk Milletine yazık ediyorsunuz...

Bu tutum çok yanlış!

Biz, bir tespitimizi dile getirdik... İnşallah duyan olur...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

******

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...