Türkiye siyaseti şahıslara dayalı bir sisteme sahip.

Türkiye siyaseti şahıslara dayalı bir sisteme sahip. Öncelikle şahısların gücünden sistemin gücüne dönüşmek zorunda... İktidar Partisinde onu bunu istifaya davet etmenin de hiçbir manası yok. Zaten  gelenin gideni aratacağı da aşikar. Ben ilkokula giderken de bu ülkede enflasyon vardı. Şimdi de var.  Artık başka şeyleri konuşmak iş görme biçimimizi değiştirmek zorundayız. Geçmiş geçmişte kaldı yarını inşa etmenin oluruna bakmamız gerekiyor. Bunun için de sağlam bir öz eleştiri yapmamız gerek. Bu yazı eksikler üzerinedir.

 Öncelikle değer siyasetini ülke olarak bırakmamız gerekiyor. Sağ siyaset açısından söylemek gerekir ki; Tüketim toplumuna esir olmuş bir muhafazakarlık olmaz. Bazı arkadaşlarımızın kendilerini ilgilendiren konulardaki muhafazakarlıklarının, toplum tarafından ödüllendirilmesi gerekiyormuş tavrı  yanlış. Üstelik bunun, gerçek bir muhafazakarlık olmadığını, bizatihi iki yüzlülüğün ve konuyu anlayamamış olmanın belirtisi olduğunu düşünüyorum.

Düşünce özgürlüğü ve eleştiriye saygıyı kuvvetlendirmeliyiz. Hz.Peygamberin kendisini eleştirenlere karşı merhameti ve sabrı ibretliktir. O davranışlardan günümüze  bir yol açmalıyız. Hakaret davaları artık sektöre dönüşmüş bir ülke olmaktan çıkmalıyız. 

Aliya İzzetbegoviç İslam Deklerasyonu'nda: “Biz eşitliği zedelenmiş bir toplumuz: Toplumun yoksulluktan ve görkemden uzak olması gereken yerde, Müslüman toplumlar bunun tersine dönüşmüştür. Kur'an'da da; '...Ta ki o mal, sizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın...' emredilmiştir, fakat mallar genellikle az sayıda insanın elinde birikmiştir.” demektedir. Türkiye'de de  gelir dağılımındaki adaletsizlik tolare edilebilir durumda değil. Toplumun %1'nin toplam servetin %40'na sahip olduğu düzene itiraz etmek zorundayız.

Pahalı binalar yapmaktan vazgeçmeliyiz. Ak Parti'nin geçmişte  TOKİ vasıtası ile doğru uyguladığı politikalar canlanmalı. Her Türk ailesinin bir evi olması sağlanmalı. Sosyal dayanışmayı gösteren konutları inşa edecek perspektifi yakalamak zorundayız. Bunun için gerekirse  kavga etmeliyiz. Emlak rantı üzerinden oluşan zenginlik kısıtlanmalı.

Milli Eğitim de Kültür de iyi durumda değil.  Eğitim bütün vecheleriyle ele alınmalı. İyi öğretmenler yetiştirilmelidir. Öğretmenliği hayatının amacına koymuş çocuklara ihtiyacımız var. Ailelerin de eğitimi gerekiyor. Son derece kıymetli olan İmam Hatip okullarını her yere açmak çok yanlış, bu okullar entelektüel insanların yetişeceği   zor girilen okullar arasında olmalı. Bu okullardan yetişenler toplumun bir tarafı değil bizatihi parçası, tutkalı olmalı. Bazı üniversiteleri kapatmalı, kontenjanları kısmalıyız. Eğitimin her alanında aklını kiraya veren değil insan olma onuruna sahip çocuklar yetiştirmeliyiz.

 Adalet Bakanlığı istatistiklerini yayınladım bu konuya girmiyorum dahi...

 Adalet nedir? Adalet her şeyin olması gerektiği yerde olmasıdır.  Seçimler kazanılır veya kaybedilir bunun bir önemi yok. Biz kendimiz miyiz ona bakalım. Elaleme fatura kesmeden önce kendimize bakmalıyız.  Kendimizi düzeltirsek her şey düzelir. Istakozlar ve  saatler sonuçtur, sebep değil...

Kaan Tonka'dan...