Güneş, doğmak üzere. Bizim hayat kaynağımız... Onun doğmasını sabırsızlıkla bekliyoruz...

Güneş, doğmak üzere. Bizim hayat kaynağımız... Onun doğmasını sabırsızlıkla bekliyoruz...

Ve emekliler!

Sabırsızlıkla ekonomik güç bekliyorlardı... Maaş artışlarıyla hiç olmazsa yoksulluk sınırı içinde yaşayalım görüşündeydiler... Bunların göreve başlama dönemi kırklı yılların sonu ve genelde de seksenli yılların sonu... Emeklilikte yaşa takılanlar grubu da dahil olmak üzere on altı milyonluk bir kitle. Devletimiz sosyal bir devlet olarak varlığını sürdürmekte... Bu dönemde, bilhassa son yirmi yıl içinde hızla fakirleştiler... Devlet, çalışanına makul ücret veriyor ama, emeklisine de asgari ücretin çok çok altında ücret veriyor. Şimdi, hesapsız kitapsız yatırımlarla mali dengeler bozulunca ve üretim ekonomisinden vaz geçip rant ekonomisine geçince her şey kötüye gitmeye başladı.

Önce, devletin elinde fiyat ayarlayabilecek ve yoksulu ezdirmeyecek kamu iktisadi kuruluşları yok pahasına satıldı. Bu paralar da tekrar üretim ekonomisine değil rant ekonomisine aktarıldı. Hem genel iktidar hem de yerel iktidar mensupları bu işlerden nemalanınca her şey bozuldu...

Bir de bakmak zorunda bırakıldığımız göçmenler ve turistlerle birlikte sayıları on yedi ve yirmi iki milyon arasında değişen kişilerin de oluşturduğu talep sonucu, bizim ürettiğimiz arz talebi karşılamayınca da enflasyon tüm zamanların rekorunu kırmaya başladı... Şu an dünya şampiyonluğu da bizde. Bu şartlarda bu durumun değişmesi mümkün değil... Çünkü üretmiyoruz. Lüzumsuz kişileri besliyoruz. Demogratif yapımız da hızla hetorejen yapıya doğru evrilmektedir. Bu durum iç huzursuzluk ve mutsuzluk yaratacaktır...

Bu dönemde, en azından benim emekli maaşımın alım gücü, dört asgari ücret ederken şu an asgari ücretten iki bin lira daha az ücret almaktayım. Bu da bizim, TÜİK marifetiyle bilinçli bir şekilde fakirleştirildiğimizi göstermektedir ki bunu kabullenmek mümkün değildir.

Yeni sistemle, Sayın Cumhurbaşkanımızın müdahalesiyle işlerin düzeleceğini düşünürken bunun gerçekleşmediğini de gördük... Hâlâ bir ümit olarak tek makam gözükmektedir...

Doğa için güneş tüm cömertliğini her gün göstermektedir. İnsanlığın hayat kaynağıdır. Onu, varlık  sebebimiz olarak görür ve hep cömertliğini bekleriz ve o da görevini yapmaktadır.

Emekliler de görevini yapması için bir ümit  beslediği makamdan umduğunu bulamayınca çaresiz başka umut kapılarına gidecektir, derim .

Önümüzdeki seçimde Bir Nisan şakası gibi bir sonuçla  karşılaşacak olan iktidarın, tabanını ve çoğunluğunu yitirmesiyle iktidar görevini halka rağmen yürütmesi mümkün görülmemektedir. Bu yüzden başka bir erken seçim daha bizi beklemektedir.

Mevcut sistemin de yürümediğini, şubat depreminin ilk dakikalarında müdahale etme gücünü gösteremediği için zaafını da ortaya koymuş oldu.

Biz, yeniden parlamenter sisteme geçiş için yeni bir anayasa, yeni seçim kanunu, yeni adalet, eğitim, mali hayat, sağlık sistemleriyle yeni silahlı kuvvetler yapısını da tartışmaya açmış olacağız... Önümüzdeki dönem, çok sancılı bir dönem olacaktır.

Enflasyonun yüksekliği tüm erdemlerin de ayaklar altına alınmasına sebep olacaktır. Tüm olumsuzluklar artacaktır.

Maddesi doymayan kişinin manası da olmayacağı için suç oranı artacak, ahlaki çöküş de sınırını tespit edemeyeceğimiz seviyelere düşecektir...

Benden söylemesi...

Bir de Türk Halkını tanımayan, bu coğrafya insanı olmaktan çıkmış kişileri de makamlara getirmeyin... Çünkü, bu kişilerin Türk insanının çektiği üzüntü ve çileleri anlaması mümkün değildir.

Bu işten vaz geçin, derim.

Emeklilere güneş ne zaman doğacak Bunu açıklayın ki biz de bilelim... Yapacağınız tüm çalışmaları bir marta kadar bitirin, derim.

Hayır!

Biz gidişattan memnunuz, diyorsanız, size uğurlar olsun, derim. Tekâüdlüğünüz hayırlı olsun, derim.

Lütfen, bu feryadı duyun ve gereğini yapın, derim.

Dost acı söyler, derler. Biz de öyle söyledik...

Güneş, emekliler için ne zaman doğacak

Bu sorunun cevabını duymak isteriz...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

 

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...