Yeni yıl öncesi, sağlık problemleri için eczaneden bazı ihtiyaçlarımı giderdikten sonra tam çıkışta bizim Kerim Kılavuz'la karşılaştım.

Yeni yıl öncesi, sağlık problemleri için eczaneden bazı ihtiyaçlarımı giderdikten sonra tam çıkışta bizim Kerim Kılavuz'la karşılaştım.

Tabii ki kuçaklaştık...

Benim elli üç yıl önceki sınıf arkadaşlarımdan birisidir Kerim...

Önce Öğretmen Okulu sonra Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nda okuduk ve Kerim oradan  Ege Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüne gitti... Orada okurken burayı beğenmedi ve tekrar üniversite sınavına girerek Hacettepe Üniversitesi Elektronik Bölümüne geçti ve Türkiye'nin ilk Elektronik Mühendislerinden birisi oldu...

Kerim, çok iyi bir dalgıç ve Kuzey Ege Denizini en iyi bilen kişi...

Belki hatırlarsınız!

Bozcaada Limanı'na yanaşan bir askeri gemi, halat atımı sırasında, halat kopmuş ve bir astsubay' ımızın ayağını kopartmıştı... Hatta, bu olayı Sayın Uğur Dündar bir Arena Programında da işlemişti... Liman içine düşen ayağı bulanık bir suyun içinden bulup çıkaran da bizim Kerim'dir... Bir helikopterle ayağı kopan astsubayımız ve bulunan ayak Askeri Hastane' de tekrar yerine dikildi ve astsubayımız günümüzde de kendi ayağı ile hayatını sürdürmekte... (O zamanlar, böyle ameliyatların yapıldığı cerrahi yeterliliği üst seviyede Asker Hastanelerimiz vardı... Fetö kalkışmasıyla oluşan bu ortamda, bu hastaneler kapatıldı... Şimdi sıradan hastane konumuna geldi. Bence, bölgemizin tehlikeli atmosferinden dolayı  bu Asker Hastaneleri tekrar açılmalıdır. Yaralı ve hasta asker, şimdiki hastanelerdeki insan kalabalıkları arasında kaybolmamalı, derim.)

Ben, Üniversite'de çalışırken elektronik, bilgisayar konularında öğretim elemanı açığını gidermek için girişimlerde bulunmuştum. Bu arada, Kerim aklıma geldi. Ona, ihtiyacımız olduğunu ve üniversitede çalışmasını istediğimizi ilettim. Kerim bana "ne kadar ücret vereceğimizi?" sordu...

Ben de günün kamu personelinin aldığı ücreti söyledim...

Kerim gülerek cevap verdi...

"Ya hu! Ben, bir dalış yaptığımda otuz bin lira kazanıyorum. Sizin aylık bin beş yüz liranız bana yetmez, dedi ve Üniversite Hocası olmayı reddetti...

Kerim bu! Onu ikna edememiştim...

Kerim, Bozcaada dışında yaşarsa ölürüm kaygısı taşıyor... Ada, onunla gerçekten çok çok güzel...

Bir hikayesi daha var, onu da anlatıp yazıyı bitirelim...

Bir gün, Bozcaada'ya rüzgar enerjisi santrali kurmak isteyen dış ortaklı bir enerji şirketi Ceo'su gelerek yatırım alanını görmek ister. Adam, faaliyetin  Göztepe bölgesinde olmasını ister ve bir de denizden keşif yapmak ister. Bir tekne aranır. Bizim Kerim de teknesiyle limana yanaşmak üzeredir. Kendisinden ricada bulunulur ve ada çevresini gezdirmesi istenir. Kerim de kabul eder. Tekneyle ada çevresinde dolaşılırken Almanca konuşmalar devam eder. Şirket yetkilileri yatırımlarıyla ilgili konuşurken Kerim, onların ne iş yapacaklarını sorar. Tercüman aracılığıyla konuşmaya başlarlar. Göztepe çevresine yakın bir RES yapılması planlanıyor, derler...

Kerim, yatırımın yanlış yere planlandığını ve Göztepe çevresinde yapılacak bir yatırımın en az bir buçuk yıl daha geç kendisini amorti edebileceğini, asıl bu iş için uygun yerin, adanın batı tarafında  olursa daha erken amorti edebileceğini, rüzgar yönlerini de bilimsel verilerle açıklar. Kerim'in anlatımlarını dinleyen Ceo, Kerim 'in kim olduğunu sorar. Kerim de balıkçı olduğunu söyler...

Adam, ikna olmaz! Bir balıkçı böyle teknik hem de elektrik üretimi meselesini bilemez, der ve eğitimini sorar. Kerim, elektronik mühendisi olduğunu söyler. Herkes şaşırır. Türk' ün balıkçısı bile Elektronik Mühendisi, diye şaşıp kalırlar.

 Kerim, verdiği bilgiler konusunda da Ceo'yla iddiaya girer. Yatırım, kendisini erken amorti ederse Kerim'e  bir takım elbise alınacak, Kerim kaybederse Ceo'ya  bir hindi ziyafeti çekecek...

Yatırım Kerim'in dediği yere yapıldı. Hâlâ da faaliyetini sürdürüyor...

Tabii ki Kerim, takım elbisesini aldı. Sonra, o tesisin müdürlüğünü de  yaptı... Yani, iş ayağına gelmişti...

Bu bizim Kerim...

Denizci, başına buyruk bir adam... Koşum tutmaz bir kişilik...

Tüm dönem arkadaşlarımız gibi...

Kerim, güzel insan... Dost! Kardeş! Arkadaş!

İşte kısaca tanıttığım bir Arkadaşım Kerim...

Uzun yıllar sonra bir tesadüf sonucu karşılaştık...

Gelimli gidimli dünya...

Bu an'ı da eczane içinde bir fotoğrafla sabitledik...

Yeni yıl, hepimize sağlık, huzur ve mutluluk getirsin...

Dostluklar baki olsun ve sürsün...

Yeni yılımız kutlu olsun...

Tüm kötülükler Türk Milleti'nden uzak olsun...

Türk'e kim tuzak kuruyorsa, kurdukları tuzağa kendileri düşsün, diye Allah'a duacıyız...

Bu yıl da ilk gününden son gününe kadar tüm insanlarımızın mutlu olduğu bir yıl olsun...

Gönülden selamlar...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

 

******

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...