Bundan üç yüz elli sene kadar önce dedelerimizin yaşadığı topraklar...

Bundan üç yüz elli sene kadar önce dedelerimizin yaşadığı topraklar...
Dedelerim, Ortaasya'dan geldiklerinde çok kalabalık bir insan seli gibi Anadolu'ya girdiler.
Bunlar, mevcut yönetim için tehlike oluşturuyor, diye Toroslar bölgesinde dağıtıldılar...
Suriye'ye, Tüm Toroslara, Sinop'tan Rize'ye kadar tüm sahillere ve sahillerin arka sırtlarına, Yeşilırmak, Harşit, Çoruh, Kızılırmak çevrelerine, İç Ege' ye, Güney Marmara'ya ve Balkanlara, Dobruca bölgesine dağıtıldılar... Bunlardan bir kısmı dinsel taassupdan dolayı bu bölgeyi beğenmeyerek tekrar göç ederek, Şeyh Cüneyt'in  hakim olduğu Azerbaycan coğrafyasına yerleştiler. Savaşçı kimliğinden dolayı hem Batı Türklüğünün ordularında hem de Doğu Türklüğünün ordularında görev aldılar. Zaman zaman amca çocukları savaş meydanlarında birbirlerine kılıç çektiler...
Dini taassup ve siyasi ikbal, bizimkileri birbirine kırdırdı.
Sonra, bizimkiler Kayseri - Sivas  üzerinden Koyulhisar'a, Suşehri'ne ve oradan da Kürtün, Görele yerleşim alanlarına geldiler. Dedelerimin hem anne hem de baba tarafından olanlar Sarıkamış Harekatına katıldı ve orada, hem Emin(Tongalu) hem de Recep(Melüklü) Dedelerim şehit düştü... Yine amcazade Hasan, Mehmet ve Yusuf da bu mücadelelerde şehit düştü...
Yani biz bu toprakları kan dökerek vatan yapmış olduk...
Bu vatan bizim...
******
Aradan yıllar geçti...
Doksanlı yıllardan sonra ülkemizin belli coğrafyasında altın, gümüş, demir, mangan kurşun olarak değerli madenler olduğu tespit edildi...
Bu yerler, ruhsatlandırıldı ve yabancı şirketlere bunlar üç otuz paraya satıldı. Sonra, yatırım geliyor, diye çevre ve doğa katledilerek, ülkemizin yeraltı zenginlikleri heder edilmeye başlandı. Bunlar, Kayseri'de, Erzincan'da, Bergama'da, Çanakkale 'de, Ordu' da, Tokat'ta yıkımlarına devam ediyorlar...
Şimdi, sıra Sivas'a gelmiş...
Biz, çevreye, doğaya saygılı ve onları tahrip etmeden madenciliği beceremeyecek miyiz?
Yetkililere sesleniyorum.
Bu yapılanlar sonucu, içecek su bile bulamayacağız...
İnsanlarımız, kanser, demans, alzheimer, ms gibi hastalıkların pencesine düşerek ıstırap içinde ölecekler. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor...
Yapmayın!
Türk milleti'ne kıymayın..
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...