Çanakkale şehri kurulduğunda, Çimenlik Kalesi çevresinde de yeni bir yaşam alanı kurulmuş oldu..

Çanakkale şehri kurulduğunda, Çimenlik Kalesi çevresinde de yeni bir yaşam alanı kurulmuş oldu... Yıllar yılları kovaladı. Osmanlının en büyük savunma savaşı da bu topraklar üzerinde yapıldı... Cumhuriyet döneminde şehir gelişmeye başladı. Altmışlı yıllarda şehir kasaba görüntüsünden sıyrılarak gerçek anlamda şehir havasına büründü... Bu yıllardan itibaren şehrin sosyal dokusu da daha çok kozmopolit bir yapıdadır. Genelde, Kamu çalışanları, Balkan göçmenleri, Kırım göçmenleri, Romanlar ve Musevilerden oluşan bir sosyal yapısı vardı... 1967 yılında yapılan Arap-İsrail Savaşı sonucunda da Musevi arkadaşlarımız, komşularımız Çanakkale 'yi terk etti...
1992 yılında kurulan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, şehrin hem ekonomik hem de fiziksel çehresini değiştirdi... Nüfus her geçen yıl arttı.İşte  tam da bu dönemde şehrimizin içinden geçerek denize dökülen Sarıçay' da da kirlilikler başladı. Önce, Kamu kuruluşları atık sularını Sarıçay'a akıttı. Şehrin çöp döküm alanı yoktu. Önce çay içinde belli bir yere, sonra havaalanı bölgesine, daha sonra Küçük Sanayi Bölgesi'ne ve nihayet Sarıçay'ın içine çöpler dökülmeye başladı... Yerel Yönetim ve DSİ arasında bir protokol yapıldı. Denizden, Eski Su Makinesi 'nin olduğu yere kadar olan uzunluktaki çay içi Yerel yönetime bırakıldı... Bu arada, yerel yönetim çay içinde sandal çekek yerini, otoparklar, çay kıyısındaki hazine arazilerini kiraya verdi... Biz, bunlar hakkında bilgi istediğimizde de bizim böyle bir faaliyetimiz yoktur, diye cevap aldık. Ancak, bu konuyla ilgili olarak bazı Encümen kararları olduğunu da biliyoruz...
Son dönemde, şehrin tüm atık suları da, arıtmadan sonra Sarıçay'a bırakılmaktadır. Yine, Sarıçay'ın içinde yüz TIR kamyonunu dolduracak  deniz kabuklusu çöpün de döküldüğünü görmekteyiz...
Yine, son dönemde hem kamu yönetiminin hem de yerel yönetimin göz yummasıyla OSB giriş kapısının karşısı da çöp, moloz, toprak döküm alanı haline getirildi... Çanakkale bu anlamda sahipsiz...
Sarıçay üzerine çalışma yaparken Sarıçay içinde batık tekneler olduğu ve dip dolgusu nedeniyle balıkçı teknelerinin denize açılamadıklarını tespit ettik.
Bu konuda, Sarıçay'ın temizlenmesi için de yerel yönetimden talepte bulunduk... Yerel yönetimin başı, halkın problemlerinden uzak, monşer kültürüyle elitist bir yaklaşımla şehri yönettiği için bu taleplere kulak tıkamıştı.
Balıkçılar şikayetçi, yerel yönetimin başı da duyarsız a hareket ediyordu... İşte bu belirsizlik ortamında, birden bire Sarıçay içinde bir temizlik faaliyeti gördük. Biz de tam olarak yerel yönetimin başına teşekkür edecektik ki bu işin yapılmasına vesile olan kişinin, Sarıçay Çalışma Grubu kolaylaştırıcı olan Sayın Ali Kamalı arkadaşımızın olduğunu öğrendik... Şimdi, iş yapılırken sorumluluğu yerel yönetime ait olduğunu protokol gereği bildiğimiz ve Sarıçay 'ın işgal eden çekek yeri ve otoparkları  ortadan kaldırarak tam temizlik yapılmasını talep etmekteyiz... Yerel yönetimden habersiz olarak Sarıçay' ın işgal eden kim varsa buradan çıkarılmalı ve legal uygulamalar başlamalı...
İŞ makinelerinin rahat çalışması için fotoğrafta görülen ve Sarıçay'da görüntü kirliliği oluşturan ne varsa ortadan kaldırılmalı ve  temizlenmesi sağlanmalıdır...
Böylece, daha temiz bir çevre idealini de kavuşmuş oluruz...
Sayın Ali Kamalı'yı, hem yerel yönetimin hem de kamunun yapması gereken ve ihmal ettiği işin yapılmasına vesile olduğu için  her türlü takdiri hakketmektedir. Kendisine çok teşekkür ederim...
Var olsun...