Bilhassa Ayvacık İlçemizin köy yolları yeni gelen insanlar tarafından farklı amaçlarla alınan arsalara yapılan binalarla yaşanmaz hale geliyor.

Bu durum çift sürme dönemi olsa normal karşılanabilir;ama, şimdi çift sürme dönemi değil... Rant dönemi...
Kıyı kenar çizgisi dışında kalan araziler, zeytinlik değilse tarla vasfını da kaybetmişse imar alınsın, diye çeşitli uygulamalara yapılmakta...
Önce köy içi imar alınıyor. Buna muhtar da izin veriyorsa kimse bir şey diyemiyor. Hatta, İl Özel İdaresinden proje desteği bile alınabiliyor...
Arazi, köy dışındaysa bu sefer de Ekoturizm imar sistemi devreye giriyor...
Ekoturizm için bu yerlere inşaat iznini de İl Genel Meclisimiz karar veriyor...
Ekoturizm de hangi tip turizm yapılacağı düşünülmeden kararlar verilmekte... Bu da, parası olan düdüğü çalar tavrıyla uygulamaya geçmekte... Hiç kimse, burada  "hangi tip Ekoturizm yapılacağını?" sorgulamıyor bile...
Burada, yamaç paraşütçülüğü, Doğa fotoğrafçılığı, bisiklet için kros yarışmaları, mağara turizmi, Çiftlik kültürü, hasat kaldırma, yöresel üretim( turşu, salça, yufka, sebze kurutma, şarapçılık), butik otel işletmeciliği vb faaliyetlerden hangisi yapılacaktır? Bilinmemektedir...
Sonra, canım köyler ve köy yolları rant uğruna talan edilmektedir...
Çanakkale 'de, Ayvacık ilçemiz de, Midilli' yi gören tüm sırtlar, Ezine İlçemizde, Bozcaada'yı gören tüm sırtlar,Bayramiç'te manzarası güzel tepeler, Çanakkale merkez ilçe, Lapseki, Gelibolu İlçelerimizde de yine manzarası güzel yerler, rant uğruna Ekoturizm adıyla talan edilmektedir...
Bu konularda, prensip kararları alınarak gelecek nesillere ait olan doğayı talandan kurtarmalıyız...
Birde, Ekoturizm imarlı yazlık kavramı nasıl bir şeydir? Bilgi edinmek gerekir...
Kuzey Ege Sahilleri talan edilmekte... Kaz Dağları çevresi de" Çevre Belediyelerce" istilaya uğramaktadır...
Doğa ile bu kadar oynanırsa  bir gün Doğa da bizden farklı şekilde intikamını alacaktır, derim.
Aklımızı başımıza toplamamız dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...
Not:Fotoğraf, Ahmet Öven'e aittir...