.


SSCB döneminde, Türk dili üzerine çalışan ve eser veren binlerce Türk Aydınını idam ettirdi...
Bizde,bu konuyu dile getirenler Irkçı ve Turancı olarak suçlandı... Ben Türk'üm ,demek hem ideolojisi sözde İslâm olanlarca hem de ,ideolojisi Marksist olanlarca yuhalandı ,küçük görüldü...
Yine, Türkiye'de herkes Kürt, Arap, Gürcü, Rum, Ermeni ve Yahudi oldu... Ancak, Türkiye'de Türklerin Türk olması hiç istenmedi...
 
Yüce Atatürk, hem iç hem de dış düşmanlarımıza karşı büyük bir mücadele verdi...
Atatürk olmasaydı,şimdi Anadolu'da Türk diye bir şey kalmazdı...
Tabii ki, biz sadece Türkiye Türkleri üzerinde durduk.
Yurt dışındaki Türkleri yok farz ettik...
Ama varlardı...
Bunu, Türk Milliyetçileri, Türk Dili üzerine çalışanlar ve Arapçılıktan başını kaldıran ve Turan Coğrafyasını inceleyen gerçek Türk Tarihçileri biliyordu...
Yeni bilgilere ulaştıkça facianın boyutlarının ne kadar büyük olduğu ortaya çıkmaktadır...
******
Biz bu konuları da, halka mal etmeliyiz...
Bu konular üzerinde çalışan Tuncer Gülensoy, Ahmet Bican Ercilasun, Reşat Genç,Günay Karaağaç, Emine Gürsoy Naskali, Gülden Sağol Yüksekkaya,Timur Kocaoğlu, Mustafa Öner,Vahit Türk, Ali Yakıcı, Özkul Çobanoğlu,Ahmet Buran, Çağatay Öztürk,Öcal Oğuz, Göksel Öztürk, Osman Karatay, Hülya Erol,Ali Durmaz, Durali Yılmaz,Enver Töre, Mustafa Argunşah, Mehmet Mehdi Ergüzel ,ve adlarını yazamadığım yüzlerce Bilim Adamımız bu alanda çalışmalar yapmaktadır...
Damgalar üzerine çalışan ve ufuk açan Kazım Mirşan,Cengiz Alyılmaz, Haluk Tarcan , Mustafa Bey ve İsmail Beyleri de unutmamak gerek...
Bizim Reis Vahit Türk Hocamızın( Prof. Dr. Vahit Türk)bir yorumuna katkı olarak Mustafa Öner Hocamızın( Prof. Dr. Mustafa Öner) değerlendirmesi...
Aslında Türklük için yapılacak çok iş var...
Önce durum tespiti yapıp tüm bilgilerin toplanıp arşivlenmesi gerek ... Sonra bu metinler üzerinde çalışılmalı ,derim...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
"Evet Hocam, 90'lı yıllardan sonra bu konuda birçok makale ve kitap çıktı: Bizde de Ahmet Buran Bey, bütün Türk Dünyasından bilgi toplayarak ilk kapsamlı çalışmayı yaptı. Tatar basınında ve edebiyatında bu konuyu daha Sovyet hükumeti varken gündeme getiren Renat Muhammedi üstadımız: Onun Moskova'da yaptığı master tezi, kabri bile olmayan büyük bilgin Cemal Velidi üzerinedir, ardından da Sultangaliyev gibi bir liderin faciasını gündeme getirmiştir. Sonraki yıllarda da birçok yayın çıktı ve bu faaliyet devam ediyor. Merhum Hasan Eren Hocamızın "Baskıya Uğrayan Türkoloji" diye ilk tanıtmasını yaptığı F.D. AŞNİN - V.M. ALPATOV - D.M. NASİLOV'un eseri güzel bir çeviri ile "Mahvedilmiş Türkoloji" adıyla TTK'de çıktı: Orada Samoyloviç ve Çobanzade gibi büyük Türkologların bitirilen hayatları anlatılır. Bu, içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bulunmadığı ve fakat daima suçlamalarla adı geçen repressiya sürecini şüphesiz öğrenmek zorundayız. Kardeşlerimizin Türk Dünyasında ise Stalin'in açtığı repressiya süreci herkesin istisnasız ortak olduğu büyük bir darbedir; Sovyet tarihini öğrenmeden veya unutarak dildeşlerimizi, soydaşlarımızı asla anlayamayacağız!.."