Milletvekili Sarıbal, “Türkiye’de sorun ekonomiktir. Sabah yatağından kalkan bir çocuk bile ilk olarak doların kaç olduğuna bakıyor.  Bu ülkenin sorunu ekonomiktir, iktisadidir ama çözüm siyasidir.  Bu çözümün adı bir an önce seçimdir. Yoksa iktidar bu ülkeyi çok ağır bir şekilde uçurumdan atmıştır” yorumunda bulundu. 
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı gerçekleştiren, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal Türkiye’nin ciddi bir kriz ile karşı karşıya kaldığını ifade ederek şu başlıklara vurgu yaptı.
“TÜRKİYE CİDDİ BİR GIDA, İŞSİZLİK, SOSYAL KRİZİN, MADDE BAĞIMLILIĞI İLE KARŞI KARŞIYADIR”
 “Türkiye elbette çok sıkı bir süreçten geçmekte. Ne yazık ki Türkiye’de yoksulluğun, işsizliğin  en yüksek olduğu tarihsel bir dönemden geçmekteyiz. Ama iktidar hala toplumun gerçek gündemini konuşmak yerine, toplumu başka gündemlerle oyalayıp, öbür taraftan üçkağıt ekonomisinin dinamiklerini yerine getirmeye çalışmakta.  Bir gecede 18 Liradan 12 Liraya  doları bir başarı öyküsü gibi söyleyen iktidar, 6-7 Liradan 12 Liraya çıkaran  6 ayda %50 gibi bir develasyon   neden olduğunu hiç bahsetmediler.  Kendi yandaş medyaları ile  ne yazık ki ölümü gösterip sıkmaya razı etme çabasında.  Doların 18 Liradan 12 Liraya düştüğünde kim kazandı, kim kaybetti?  Bunun toplumsal faydası nerededir?  Ne zamandan beri Merkez Bankası ve Hazine sadece bir grup sermayecinin para garantisini  yapmaya çalışmaktadır.  Merkez Bankası artık faizleri belirleme yetisini kaybetmiştir.  Dövizin yarattığı yükseliş ve alçalış  Merkez Bankası üzerinden faizi belirlemeye karar vermiştir.  Bir tarafta helal faiz, bir tarafta haram faiz. Peki bu yaşanan sürecin işsizliğe bir etkisi var mı? Yoksulluğu gideren bir tarafı var mı?  İş dünyası üretimi ikiye mi katladı?  Çiftçinin mazot, ilaç, yem  fiyatları mı düştü?  Çiftçi üretemediğinden perişan, sütçü sütünü alamamasından perişan.  Ama İktidar hala toz pembe hikayesi yaratmak üzere  sokaklara çıkıp eylenen, döviz düştü diye kahramanlık eden insanlar var. Ama Türkiye ciddi bir gıda, işsizlik, sosyal krizin, ciddi bir madde bağımlılığı ile karşı karşıyadır.”
“ARTIK TOPLUM BUNLARI YUTMUYOR”
“Bir ülkenin üniversite mezunlarının %30’dan fazlası işsizse, geri kalan çok büyük bir kısmı da  kendi meslekleri dışında mecburen asgari ücretle çalışmak zorunla kalıyorsa, yine bu ülkenin çiftçisinin Bağ-Kur  primi bin 660 Liraysa ve bu gün bir Bağ-Kur emeklisi çiftçimizin maaşı  bin 500 lira ise  bu ülkede büyük kriz vardır.  Vatandaşlar kalan ürünler ucuzlamıştır diye akşam pazara gidiyorsa, ya da atılan sebze ve meyveleri topluyorsa  bu ülkede kriz vardır. İktidar tüm bunların farkındadır.  Bunları  örtmek için de her zaman iki silaha davrandı. Bir tanesi ne yazık ki insanların inançları ile ilgilenmek ve onun üzerinden siyaseti götürmek,  diğeri de terör.  Şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediyesine saldırmakla siyasi gününü kurtarmaya çalışıyor.  Bütün dertleri toplumu gerçek gündemden koparmak, yapay ve suni bir gündem oluşturmak.  Artık toplum bunları yutmuyor.  Toplum yaşadığı sorunlarla yüz yüze kalmış durumda.  Vatandaş hastaneye gidiyor 3 ay bir MR için sıra bekliyor.  İnsanlar Marketlerde sadece adetle ürün almak zorunda kalıyor.   Günün sonunda ciddi bir sorun var ve bu sorunun temel kaynağı iktidarın güven kaybetmesidir.  Bu sorunun temel kaynağı, İktidarın dış politikada yanlış iş yapmasıdır.  Bu sorunun temel kaynağı iktidarın içerde ve dışarda yönetme kabiliyetini kaybetmesidir.  Bu sorunun temel adı ise liyakat yerine sadakatli  kamu kurumlarına yandaşları atamasıdır.” 
“BU ÜLKENİN SORUNU EKONOMİKTİR, İKTİSADİDİR AMA ÇÖZÜM SİYASİDİR”
 “Bu ülkede sorun iktidarın bizzat kendisidir.  Türkiye Cumhuriyetinin krizi atlatması için Türkiye’de halkın tekrar devletine güven sağlayabilmesi için  derhal ve acil seçime ihtiyaç vardır.  Çünkü Türkiye’de sorun ekonomiktir. Sabah yatağından kalkan bir çocuk bile ilk olarak doların kaç olduğuna bakıyor.  Bu ülkenin sorunu ekonomiktir, iktisadidir ama çözüm siyasidir.  Bu çözümün adı bir an önce seçimdir. Yoksa iktidar bu ülkeyi çok ağır bir şekilde uçurumdan atmıştır.  Bu ülkenin tutunabileceği tek bir dalı kalmıştır. Ya o dala tutunup sürünerek tekrar yukarı çıkacaktır ya da  uçurumdan aşağı düşüp param parça olacaktır.  Bunun çözümü de derhal erkenden seçimdir.”
“TÜRKİYE BU MODELLE ÜRETİM KRİZİNE GİTMEKTEDİR”
 “Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli konusunun  tarım ve gıda olduğunu Koronavirüs döneminde  dünyadaki bütün ülkeler çok net bir biçimde ortaya koydular.  Bu nedenle tarıma çok ciddi yeni kaynaklar ayırdılar.  Örneğin Çin, gıda stokunu %50 arttırma kararı aldı. Hindistan ciddi anlamda yeni destekler ayırdı. Rusya çiftçisini koruyan sabit fiyatlara gitti.  Biz bütün bu yaşananlardan  hiç ders almadığımız gibi, bu olumsuzluğa körükle gidiyoruz.  Buğday ekim zamanı geçti, yalvardık, yüksek sesle anlattık  duymamakla mümkün değil. Ama eğer bir insan gözlerini kapatıp, kulaklarını tıkamışsa  yapacak bir şey yok. Duvar duydu onlar duymadı.  Dedik ki derhal seferberlik ilan edin, buğday tohumu dağıtın, çünkü Türkiye şu anda bir gıda krizi yaşıyor . Ancak bu kriz şu anda parası olanın gıdaya ulaştığı bir dönem.  Ama yarın üretim olmazsa gıda olmayacak.  Zenginlerin de aç kalacağı bir gıda krizine doğru gidiyoruz. Türkiye şu anda iki kriz yaşamakta. Ama asıl en büyük kriz üretim krizidir ve Türkiye bu modelle üretim krizine gitmektedir.”
HÜKÜMETİN DESTEK İÇİN AYIRDIĞI PARADAN ÇOK ÇİFTÇİ MAZOT PARASI ÖDÜYOR
 “Mazot geçen seneden bu seneye  %50’den fazla zam aldı. Türkiye’de Çiftçiler 3 milyar litre mazot kullanıyor  bir yılda  6.70 kuruştu geçen yıl bu zamanlarda mazot.  Çarptığını zaman 21 milyar kadar mazota giden para var.  Şu anda 11,5 lira, 3 Milyarla çarptığınız zaman  34 Milyar çiftçinin cebinden para çıkacak. Koca Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütçesinden tarıma ayırdığı para ne kadar?  25. 8 Milyar.  Yani çiftçinin mazota verdiği para, devletin çiftçiye ayırdığı paradan neredeyse 8-9 Milyar fazla.  Bugün çiftçi bir litre süt sağdığı sattığında 1,5 kilo yem alması lazım.  Ne yazık ki sadece 900 gram yem almakta.  Her litre sütte 1 ile 2,5 lira arasında zarar etmekte.  Bu nedenle süt hayvanları artık kesime gidiyor.”
Dilek Akşen