Çanakkale Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Kerim Yeşildağ, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü nedeniyle yaptığı açıklamada kulak ile işitme duyusunun önemine dikkat çekti.

Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Kerim Yeşildağ yapmış olduğu yazılı açıklamada, “Toplumda sağlıklı bir iletişimin temelini işitme ve konuşma fonksiyonumuz oluşturur. Konuşma gelişiminin sağlıklı bir işitme ile sağlanabildiği düşünülürse işitmenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin "yeni doğan dönemi" olduğunu ortaya koymaktadır. Çocuklarımızın işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemenin gerekmediği, 2004 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası ile Genel Sekreterliğimize bağlı tüm sağlık  tesislerimizde tüm bebeklerin doğum sonrası hastaneden taburcu olmadan önce işitme yetilerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır. Toplumun çekirdeği olan ailelere düşen sorumluluk çocuklarının kulak ve işitme sağlıklarını önemsemek, uygun tanı ve tedavi almalarını sağlamaktır. Sağlıklı iletişim içinde olabilen bireyler sağlıklı ve mutlu toplumları oluşturur’’dedi

Çanakkale Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Çanakkale Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB)Uzmanı Op.Dr. Altuğ Özağaç, İşitme kaybının zamanında tedavi edilmediği takdirde daha kötü sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO)  verilerine göre dünyada 360 milyon kişide hayatı zorlaştırıcı derecede duyma kaybının olduğu ve yaş ilerledikçe bu risk daha fazla arttığını belirten Özağaç, "Özellikle 65 yaş üzerinde sık karşılaşılan bu durumun her üç kişiden birinde görüldüğü ve yaklaşık 165 milyon insanda olduğu saptanmıştır. Ancak bu durum sadece yaşlılara özgü bir sorun olarak kalmamakta dünyada 15 yaş altı 32 milyon çocukta da işitme kaybı olduğu tespit edilmiştir. İşitme kayıpları doğumsal olabildiği gibi doğumun ardından da ortaya çıkabilecek, kızıl, kızamıkçık, menenjit gibi yüksek ateşle seyreden hastalıklar, ailede çocukluk döneminde başlayan kalıtsal işitme kaybı, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması veya solunum zorluğu yaşaması, doğum kilosunun 1500 gramdan az olması, doğum sonrasında sarılık değerlerinin yükselmesi, bebeğe verilen bazı ilaçlar bebeklerde işitme kaybına yol açabilmektedir” dedi.

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ 
Her hastalıkta olduğu gibi işitme kaybının teşhisinde erken teşhis çok önem olduğunu ifade eden Özağaç, “Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemenin gerekmediği, hastanemizde yapılan işitme tarama testi ile işitme engeli ile doğan bebekler doğumdan kısa bir süre sonra belirlenerek, 3 aylık olmadan işitme testleri tamamlanmış, işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahale yapılmış olmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.
 
 


Kaynak: Haber Merkezi