Çanakkale Valiliği önünde yapılan açıklamada, dünyada ve Türkiye'de çocukların küresel savaşların, derin yoksulluğun, ekonomik ve ekolojik krizlerin tüm olumsuz sonuçlarına maruz kaldığı vurgulandı. Basın açıklamasında, "İç dinamiklerimiz sebebiyle, geride bırakmaya hazırlandığımız '2025 yılı' da, derinleşen hak ihlalleri ve çözüm bekleyen kronik sorunların ortaya çıktığı, yaşamını kaybeden çocukların rakam olarak kaldığı bir yıl olarak kayıtlara geçecek" ifadelerini kullanıldı.
Açıklamada, siyasal rejimin özgür ve demokratik iklimi boğan, şiddet ve cezasızlık yaratan baskı politikaları ile sermaye-üretim ilişkilerinin yarattığı eşitsizliklerin, çocukluğun yok edildiği bir dönemin karakteristik ruhu olduğunu belirtildi. Yaklaşık 23 milyon çocuğun yaşadığı Türkiye'de, derinleşen yapısal sorunların çocukların yaşam hakkını doğrudan etkilediği ifade edildi.
ÇEBDG, devletin temel yükümlülüğünün çocukları yaşatmak olduğunu hatırlatırken, FİSA Çocuk Hakları Merkezi'nin "2025 Yaşam Hakkı Raporu"na göre 10 ayda en az 700 çocuğun önlenebilir nedenlerden dolayı yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
Açıklamada, çocuk işçiliğindeki artışın yapısal yoksulluk, gelir eşitsizliği ve siyasi bir tercih olduğu belirtilerek, "Çocukların çalışması ve çalıştırılması yasaktır" denildi. Son 10 yılda yüzlerce çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesi "kaza değil, cinayettir" şeklinde sert bir dille eleştirildi.
Özellikle Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) sistemi, "çocuk emeğinin sömürüsü ve çocuk işçiliğinin yasal kılıfı" olarak nitelendirildi. 505 bin çocuğun içinde bulunduğu bu sistemde, bu yıl en az 71 çocuğun yaşamını yitirdiği bilgisi paylaşılarak, MESEM’lerin derhal kapatılması çağrısı yapıldı.
Çocuğa yönelik ihmal, istismar ve şiddet boyutlarının artmasının temel nedeninin devletin ve toplumun çocuk algısı ile cezasızlık olduğu açıklandı. Cezasızlık pratiklerine acilen son verilmesi gerektiği belirtildi.
Açıklamada, deprem, sel ve ekolojik yıkımların sonuçlarından yine en çok çocukların etkilendiği, psiko-sosyal destekten mahrum kaldıkları ve devletin kriz durumlarında öncelikle çocukları koruma yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği hatırlatıldı.
Son dönemde basına yansıyan çocuk cinayeti vakalarının, rejimin tehlikeli gidişatını apaçık ettiği vurgulanarak, çocuk cezaevlerinin kapatılması, çocuğa özgü bir adalet sisteminin işletilmesi ve onarıcı adalet tesis edilmesi talep edildi.
ÇEBDG, son olarak, adil, onurlu ve saygın bir yaşam için mücadeleye devam edeceklerini, hak ihlallerini ve sorumluları görünür kılacaklarını ve kalıcı bir toplumsal barışın öznesi olan çocuklar için siyasal, toplumsal, hukuki ve kültürel yapının köklü bir şekilde dönüşmesi için ısrarcı olacaklarını belirtti.
Atakan Alkış