Meclis açılış konuşmasını Meclis Başkanı Osman Okyay yaptı. Okyay, “Çanakkalemiz’de yaşanan yangın felaketinde zarar gören tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirken; yangınla kahramanca mücadele eden Orman teşkilatı personelimize, itfaiyecilerimize, jandarmamıza, emniyet güçlerimize ve vatandaşlarımıza gönülden şükranlarımı  sunuyorum. Yıllardır bereketiyle Ülkemizin tarım ve sanayi üretimine can veren topraklarımız, bu yıl maalesef alevlere teslim oldu. Ormanlarımız, ciğerlerimiz yandı. Evler boşaltıldı, aileler tahliye edilmek zorunda kaldı. Sadece ağaçlarımızı değil; tarım alanlarımızı, köylerimizi, üretim kaynaklarımızı ve ailelerin geleceğini de kaybettik. Ancak biliyorum ki, bu zor günlerin üstesinden yine büyük bir dayanışmayla geleceğiz. Nasıl ki alevlere karşı topyekûn bir mücadele verdiysek, yaraları sarmak için de el ele, yürek yüreğe olacağız. Unutmayalım ki Çanakkale, hem üretim hem de mücadele ruhuyla her zaman örnek olmuş güzide bir şehirdir.

 

Bu felaketin yaralarını sarmak, yeniden yeşertmek ve üretim gücümüzü korumak için kararlıyız. Tarım ve sanayimizin bel kemiği olan topraklarımızın yeniden eski gücüne kavuşması için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Böylesi zamanlarda “biz” olmanın anlamı daha da derinleşiyor. Biz sanayiciler, iş insanları, yalnızca üretim yapan, istihdam sağlayan insanlar değiliz; aynı zamanda bulunduğumuz şehrin, Ülkemizin, hatta gezegenimizin sorumluluğunu omuzlarında taşıyan toplum liderleriyiz. Yangının yaralarını sarmak, sadece bugün yapılacak yardımlarla sınırlı değil. Elbette suya, gıdaya, barınmaya, ekipmana ihtiyacı olanlara hızla destek oluyoruz, olacağız da… Ama asıl görevimiz, bu toprakların yeniden hayat bulmasını sağlamak. Bunun için:

Ekosistemimizi ayağa kaldıracak doğru ve kalıcı ağaçlandırma çalışmaları, Üreticilerimizin yeniden toprağına, hayvanına, pazarına kavuşması için ekonomik destek ve iş birliği, Yangına karşı önleyici teknolojiler ve altyapı yatırımları, Gelecek nesillere aktarılacak bilinçlendirme ve eğitim programları gerçekleştirmek hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.

Bu vesileyle bir kez daha Çanakkalemiz başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında yangınlardan zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor; alevlere karşı cansiperane mücadele eden tüm orman teşkilatı mensuplarına, itfaiyecilere, tüm kamu personeline ve gönüllülere tekrar yürekten teşekkür ediyorum.

 

Yaz aylarının durağanlığına rağmen ekonomi cephesinde hareketli bir dönem yaşıyoruz. Sanayi üretiminde Haziran ayında yıllık bazda yüzde 8,3’lük artış kaydedildi; bu, son 16 ayın en yüksek seviyesi. İmalat sanayindeki yüzde 9,5’luk yükseliş rakamlara olumlu yansıdı. Ancak madencilik ve enerji üretimindeki gerilemeler, tablonun bütününde bazı kırılganlıkların sürdüğünü gösteriyor. Üstelik bu artışın önemli bir bölümünün baz etkisinden kaynaklandığını, aylık verilerin hâlâ dalgalı seyrettiğini de unutmamak gerekiyor. Enflasyonun temmuz itibarıyla yüzde 33,52 seviyesine gerilemesi ve ihracatın yılın ilk yedi ayında yüzde 5,2 artarak 156,4 milyar dolara ulaşması ekonomide olumlu sinyaller verse de yüksek finansman maliyetleri, yatırım iştahındaki zayıflık ve küresel talepteki yavaşlama, sanayimizin önündeki en önemli riskler olmaya devam ediyor.

Dolayısıyla bu yükseliş değerli olmakla birlikte, kalıcı ve dengeli bir büyüme için yapısal reformların, verimlilik artışının ve yatırımların güçlenmesinin kritik önemde olduğu açık. Karşılaştığımız zorluklar kadar sahip olduğumuz potansiyel de büyük. Bu dönemi, daha dayanıklı ve rekabetçi bir sanayi yapısı kurmak için bir fırsat olarak görmeli; yenilikçi yaklaşımlar ve sürdürülebilir stratejilerle yolumuza devam etmeliyiz. Diğer yandan, bölgesel bazı jeopolitik gelişmeler Türkiye ekonomisi üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Son olarak Azerbaycan ve Ermenistan arasında sağlanan barış süreci, bölge istikrarı açısından büyük bir fırsat. Bu barışın kalıcı hale gelmesi, Türkiye’nin ticaret ve yatırım koridorlarını genişletecek, Orta Koridor ve diğer lojistik hatların etkinliğini artıracaktır. Bölgesel istikrarın güçlenmesi, dış ticaretimizin büyümesine ve yatırım ortamının iyileşmesine ciddi katkılar sağlayacaktır. Jeopolitik gelişmeleri iyi değerlendirmek, riskleri doğru yönetmek, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerimiz açısından hayati öneme sahip.

İster yerel isterse küresel ölçekte olsun tüm bu yaşadıklarımız bize şunu gösteriyor: Ekonomik dayanıklılık yalnızca rakamlarla değil; krizlere karşı hazırlık, değişime hızlı uyum ve fırsatları doğru değerlendirme becerisiyle de ölçülüyor. Çanakkale’de yaşadığımız yangın felaketi de önümüze çıkan yerel ve küresel fırsatlar da bize aynı mesajı veriyor: Güçlü bir gelecek için birlik, planlı hareket ve sürdürülebilir yatırımlar şart.” dedi.

DERS ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR

ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu da yangın felaketine değindi. Semizoğlu, “2 hafta önce toplandık ama o günden bugüne çok şey değişti. Bundan ders çıkarmamız gerektiğine inanıyorum. Çanakkale’nin %54’ü orman arazisi.  Konuşmamı hazırlarken listede Sarıcaeli, Bayramiç, Ayvacık, Ezine, Umurbey,  Gelibolu, Dardanos, Güzelyalı, İntepe vardı, öğle vakti Denizgöründü de eklendi. Bir saat sonra ne olacağını Allah’tan başka kimse bilmiyor. Şunu söylemek istiyorum; gerçekten güçlü bir devletiz. Halkıyla, teşkilatıyla, jandarmasıyla, emniyetiyle, orman teşkilatıyla, STKlar gerçekten olağanüstü 2-3 gün yaşadık. Biz de Oda olarak ilk dakikadan itibaren Sayın Valimiz ile istişare ettik. Yangın Koordinasyon Merkezi’nde toplantılara katıldık. Desteğimizi bir an olsun eksik etmeyeceğimizi söyledik. Aynı zamanda ben 30 yıldır orman ürünleri ile iştigal eden şirketin ortağıyım. Çanakkale’yi bir türlü şu çamdan vazgeçiremedik. Onu nasıl yapacağımızı artık daha yüksek sesle konuşacağız. Geçen yıl bu zamanlarda 24 saatte kontrol altına alınan 700 hektar orman arazisinin yandığı Tarihi Yarımada yangınına şahit olduk. O zaman da, bu yangında da TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu aradı, sizlere de selamları var. Ben Rifat Bey’e; “Odalar ve Borsalar Birliği olarak bu Yarımadayı ağaçlandıralım.” demiştim. Rifat Bey’de; “Hayhay, bir proje yap Yönetime sunalım.” dedi. Orman Müdürlüğü, “Ben çam ağacından başka ağaç diktirmem.” diyor. Başka bir Kurum, “Benim alanıma şu zarar veriyor.” diyor. Bir türlü birliktelik olunmuyor ama bunun olması lazım. O gördüğümüz yemyeşil yerler şimdi kapkara oldu. Bu benim işim olduğu için ben bunu çok iyi biliyorum. Ormana girdiğiniz zaman oradaki ölen hayvanların iskeletlerini görmeyi vicdan kaldırmıyor. Onun için herkesi daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Tatile giden halk, sigarasını camdan atan sürücü, içtiği suyun şişesini camdan fırlatan vatandaş, herkesin daha duyarlı olması gerekiyor. Bugün içimden konuşma yapmak da gelmiyor.

Capital’in Türkiye’nin 500 Büyük Özel Şirketi Araştırması ile ilgili sosyal medyadan bir duyuru yapmıştım. Orada bir hata olmuş altını çizmek istiyorum. Daha doğrusu arkadaşlarımın gözünden kaçmış.

Biz olmaya ihtiyacımız var. Yapıyormuş gibi değil gerçekten bilinçli bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var. Rahmetli Demirel’in bir lafı var; “Bilgililer ilgisiz, ilgililer bilgisiz.” Her konuda bilinçlenmeye ihtiyacımız var.” dedi.

Genel Sekreter Sema Sandal tarafından sunulan azami fiyat tarife talepleri Mecliste görüşülerek onaylandı.

Gündeme gelecek diğer konuların görüşülmesi maddesinde;

 

Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu; Emlak rayiç bedelleri ile ilgili araştırmalarını yaptıklarını belirterek Erdal Bey’e bu konuyu gündeme getirdiği için kendilerine teşekkürlerini iletti. Ayrıca Güney Marmara Kalkınma Ajansında Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu belirterek “Yeni Teşvik Sistemi ve Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı” kapsamında Çanakkale için belirlenen yatırım konuları ile ilgili görüşlerini iletti.

 

Meclis Üyesi Erdal Çakır; Araştırmalarından dolayı Yönetim Kuruluna teşekkür ederek dava açma süresi hakkındaki Danıştay Kararını Genel Sekreter Sema Sandal’dan okumasını talep etti ve ilgili Karar okundu.

 

5 No’lu Komite Başkanı Emre Altındal; Birleşmiş Milletlerin Türkiye’nin %80 oranında çölleşeceği hakkında bilgi vermesini eleştirerek deprem ve orman yangınları hakkında önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

 

Meclis Başkanı Osman Okyay; Kundaklama olaylarına dikkat edilmesi gerektiğini ve herkesin vatandaşlık görevlerini yerine getirmesini belirterek küresel ısınmanın da göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi. Depremler için önlem alınması gerektiğini, ormanlar için ise doğru ormancılık yapılmasını söyledi.

 

Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu; Dünyanın hiçbir yerinde mesleğine bu kadar sahip çıkan bir millet olmadığını belirterek yangınla mücadele eden tüm yetkililere tekrardan teşekkürlerini iletti. Ayrıca tarım konusuna da değinerek 80’li yıllarda hayvanların yeminin %100 yerli olduğu ancak günümüzde maalesef sadece %20’sinin yerli olduğunu belirterek GDO’lu ürünler hakkında açıklamalarda bulundu.

 

Meclis Üyesi Okay Işık; Güney Marmara Kalkınma Ajansların kırsaldaki üreticiye çok fazla hitap etmediğini belirterek bölgesel dengesizliğin olduğunu söyledi.

 

3 No’lu Meslek Komitesi Üyesi Ahmet Ferhan Savran; Hayvan alımları için yapılan desteklerin düşük olduğunu belirtti. Orman yangınları için halkımızın bilinçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

 

Meclis Üyesi Ayşe Berna Er; Orman yangınları hakkında üzüntülerini dile getirerek neler yapılabileceğinin bilinçli olarak ortaya konmasını talep etti.

 

Meclis Üyesi Ersin Vural; Balıkesirde gerçekleşen depremden bahsederek depremlerle ilgili maalesef bir önlem alınmadığını, sosyal konutların durumunun tehlikeli olduğunu belirtti.

 

Sayman Üye Şakir Kutluay; Deprem konusunun sürekli gündemde tutulması gerektiğini belirterek belediyenin sunduğu şartlar ile gerçeklerin farklı olduğunu söyledi. Ayrıca sosyal konutlardaki imar planı ile kentsel dönüşümün gerçekleşmesinin çok zor olduğunu dile getirerek imar planı hakkında açıklamalar yaptı ve imar planının değişmesi gerektiğini dile getirdi.

 

BELEDİYENİN BİR PLANI YOK

Belediye başkanlığı seçiminde aldığı oyla tanınan Meclis Üyesi Burak Kunt da kentsel dönüşüme vurgu yaptı. Öncelikle konuşmalarının siyasi olarak algılanmamasını isteyerek çıkan orman yangınları hakkında açıklamalarda bulundu. Orman yangınlarında sürekli sahada olduğunu belirterek bir kaos ortamının olduğunu söyledi. Çanakkale’nin afet planının eksik olduğunu belirtti. Ayrıca Belediyenin şu an için bir kentsel dönüşüm planının olmadığını ve Çanakkale’deki 800 binanın depremlere dayanıklılığının test edilmesi için Belediye Meclisinde oy birliği ile karar alındığını ancak üstünden iki sene geçmesine rağmen hala hiçbir testin yapılmadığını ve kararın iptal edildiğini belirtti.

 

Dilgen Beril Erken

Foto: ÇTSO