Toplantının başında, “Keşke daha güzel konular için bir araya gelseydik,” diyerek sözlerine başlayan Başkan Erkek, Türkiye’de derinleşen adalet krizi ve ekonomik sıkıntılara değindi. Ekonomik krizin yalnızca dar gelirli vatandaşları etkilediğini vurgulayan Erkek, “7 mahalle ve merkez ilçede 800 aileye 2.500 TL destek veriyoruz. Keşke zorunda kalmasaydık. Kadınların hesaplarına yatırıyoruz ki pazara gidebilsinler. Bu tabloya sebep olan elbette hükümettir” ifadelerini kullandı.

Başkan Erkek, Çanakkale’nin Türkiye genelinde karbon salınımı açısından en yüksek beş il arasında yer aldığına dikkat çekerek, “Bunun tek bir nedeni var: Biga Yarımadası’ndaki kömürle çalışan termik santraller. Yıllardır bunun mücadelesi veriliyor ama sonuç ortada,” dedi. Türkiye’de sera gazı salımının başlıca nedenlerinden biri olan elektrik üretiminin, Çanakkale’de bu tehdidi artırdığını belirtti.

“Su ve Vicdan Mücadelesi Yeniden Başlıyor”

2019 yılında Kirazlı-Balaban mevkiinde başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan “Su ve Vicdan Nöbeti”ni hatırlatan Erkek, Alamos Gold şirketinin projesinin halk mücadelesi sonucu durdurulduğunu vurguladı. Ancak aynı projenin 2025 yılında başka bir maden şirketine devredilerek yeniden hayata geçirilmek istendiğini söyledi.

Başkan Erkek, “Orman Bakanı 2021 yılında bölgenin rehabilite edileceğine dair bizzat söz verdi. Ama bugün o sözler unutulmuş durumda. Atikhisar Barajı’nın dibinde Koza Altın Madenciliği tarafından yürütülmek istenen projeler su kaynaklarımızı ciddi şekilde tehdit ediyor,” dedi.

“Su Kaynaklarına Asla Madencilik Yapılamaz”

Çanakkale’de düzenlenen Su Zirvesi’ne de değinen Erkek, üniversite ve meslek odalarının ortak hazırladığı taslak raporun hâlâ kamuoyuyla paylaşılmamasını eleştirdi. “Neden yayımlanmadı? Birileri mi engelliyor?” diye soran Başkan Erkek, Atikhisar Barajı’nın orta mesafeli koruma alanında hiçbir madencilik faaliyetine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

“Bu projelerin tamamı metalik madenlerdir ve su kaynaklarımız için çok ciddi bir tehdittir,” diyen Erkek, Su Zirvesi raporunun en kısa sürede kamuoyuna açıklanması çağrısında bulundu.

“Suyumuzu, Toprağımızı ve Geleceğimizi Koruyacağız”

Başkan Erkek, yaklaşık 150 milyon TL’lik depo kapasitesi artırımı gibi altyapı yatırımlarıyla susuzluğa karşı önlem aldıklarını belirtse de, en büyük tehdidin madencilik projeleri olduğunu söyledi. “Bu projeler hayata geçtiğinde barajlarımızı ve su kaynaklarımızı kaybedebiliriz. İktidarın bu projeleri destekliyor olması düşündürücü ve üzücüdür,” dedi.

“Bu Bir İhanettir”

Koza Altın Madeni’nin Atikhisar Barajı’nın hemen dibinde yer almasını “ekosisteme ve halkın geleceğine ihanet” olarak nitelendiren Başkan Erkek, “Madencilik en çok su tüketen faaliyettir. Bizim de en çok ihtiyacımız olan şey sudur. Tüm canlıların yaşam kaynağı sudur. Biz bu mücadeleyi bırakmayacağız,” dedi.

“Yetkilileri Bir Kez Daha Uyarıyorum”

Madencilik projelerine dair yasal düzenlemelerin iktidarın tercihlerine işaret ettiğini söyleyen Başkan Erkek, “Meclisten adrese teslim yasalar geçti. Termik santraller için özel düzenlemeler yapıldı. Atikhisar Barajı taşkın önleme amacıyla yapılmıştı ama bugün içme suyu kaynağımızı büyük bir risk altına atıyorlar. 50 yıl sonra barajın yapım bedeli isteniyor. Bu kabul edilemez,” diyerek yetkilileri sağduyuya davet etti.

“Kazdağları’na İhanet Etmeyin”

Son olarak Kazdağları için “Olağanüstü bir coğrafyaya ihanet etmeyin” çağrısında bulunan Başkan Erkek, önümüzdeki süreçte nasıl bir mücadele yürütüleceğine dair yol haritasını oluşturmak üzere ilgili kurumlarla bir araya geleceklerini açıkladı.

Atakan Alkış