Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bordo bereli olarak görev yapmış olan Erdinç Tahtacı, Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasına karşı bir yürüyüş düzenlemek için yola çıktı. İmralı Adası’na yakın olan Mudanya İskelesi’nden yürüyüş başlatmayı planlayan Tahtacı, Turgunmuş ve Baş, valilikten izin alamadığı için yürüyüşüne il dışında başlamak zorunda kaldığını açıkladı. Tahtacı, Turgunmuş ve Baş, Şehitler Abidesi ziyaretinde elindeki Türk bayrağının ‘gösteri ekipmanı’ denilerek ellerinden alındığını ifade etti. Çanakkale’de yaşananları anlatan Taner Baş, 3 Şubat 2025’te Çanakkale’ye vardıklarında, yürüyüş için yapılan başvurularına olumsuz yanıt verildiğini ve valilikle görüşme taleplerinin karşılıksız kaldığını belirtti. Baş, Şehitler Abidesi’ne gitmek istediklerinde geniş güvenlik önlemleriyle karşılaştıklarını ve jandarma barikatıyla karşılandıklarını ifade etti. Baş’ın açıklamalarına göre, yaklaşık 200 asayiş jandarması, trafik ekipleri, köpek ve komando timleri ile polis terörle mücadele ekipleri bölgede güvenlik önlemi aldı. Çanakkale İl Jandarma Komutan Yardımcısı’nın da bölgede olduğu bildirildi.
“Yürüyüşümüzün sembolik isimlerle sadece 3 kişi olacağını söyledik”
Çanakkale’de yaşadıklarını paylaşan, yürüyüşçülerden Taner Baş yapmış olduğu paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “3 şubat 2025 Çanakkale'ye vardık. Aynı gece Valiliğin Dilekçemize red cevabı tebliği için, Güvenlik şube personeli tarafından Emniyet Müdürlüğüne davet edildik. Güvenlik şube tarafından red yazısı tarafımıza tebliğ edildi. Gerekçe yürüyüş rotası izin verilen yerlerden seçilmemiş. Yürüyüş izin verilen yollar 4-5 yer ve toplasan 2 kilometrelik mesafeler. ‘Biz Çanakkale'den geçip gideceğiz. Bizim Çanakkale sadece Başlangıcımız’ dedik. Hayır diyorlar dediler. Diyen Vali... Tamam ne yapabiliriz? Görüşelim vali ile dedik ve geç saatte ayrıldık. Sabah valiliğe gittik. Vali Yok. Vali yardımcıları yok. Kalem yok. Birileri bize yine de ısrarla ziyaretçi bilgi formu doldurtmaya çalışıyor. Muhatap yoksa neden? Çay içelim dedik. Belediye çay bahçesine. Güvenlik şube personeli geldi. Konuştuk ve şu cümleyi söyledik ‘Amirleriniz sizinle bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Biz bu oyunu gördük ve bu oyuna gelmeyeceğiz’ olay aslında tam da buydu. Şehitler Abidesine gideceğimizi bildirdik ve kalktık. Vapur ile Kilitbahir'e gectik. Kilitbahir'e inişte başladık Jandarma kontrolüne. Trafik Jandarma ve takip eden ekip sayısı 50 idi. Bu kadardır diye düşündük durumun daha fazla abartılacağını sizler gibi biz de elbette düşünmedik. Burada bir not düşmem gerek... Neden mi? Valiliğin tüm yetkililerine, kolluktan Polise ve Jandarmaya defalarca yürüyüşümüzün sembolik isimlerle sadece 3 kişi olacağını söyledik. Bu sebepten dolayı çok stres görmezler dedik. Olmadı. Görmüşler.”
“Albayım barikatın başında”
“Seddülbahir bölgesine giderken manzara şu idi; Her kavşak başka yerlere dönmeyelim diye trafikçilerle kapatılmıştı. Uzatmadan devam edeyim... Şehitler abidesi bölgesine vardık. Araçtan indik. Bayrağımızı açtık. 3 kişiyiz. Erdinç, İdris ve Ben.... Girişe gelirken ki manzarayı bir gün paylaşacağız. Şimdi manzarayı yazıyorum... Yaklaşık 200 kişi Asayiş Jandarma, toplumsal olaya müdahale vaziyetinde bekliyor. Yaklaşık 100 kişi jandarma trafik ve motorlu ekipler yol kenarına dizilmişler. 2 köpek timi. 2 komando timi Ve beraberinde polis terörle mücadele ekibi. Ve başlarında kim var dersiniz? Çanakkale il jandarma Komutan yardımcısı Albay... Albayım barikatın başında. Barikat dediğim toplumsal olaylarda kullanılan makas bariyer…”
“Bayrağı ve telefonları teslim edin dediler”
“Merhaba dedik. Merhaba dediler. ‘Arkadaşlar Valilik müsade etmediği için bu şekilde buraya girişiniz yasak’ dediler. ‘Biz 3 kişiyiz ve dua edip çıkacağız’ dedik. Bayrağı ve telefonları teslim edin dediler. Nedeni ise kendilerinin beyanı bayrak gösteri ekipmanı imiş. Bayrak Türk Bayrağı arkadaşlar.... Biz girmeye çalışırken tüm ziyaretçileri durdurdular. Bize sadece kendilerinin kontrolünde Abideye gidip dua edip çıkabileceğimiz söylendi. Kendilerine bunun bir Valilik oyunu olduğunu ve oyuna gelmeyeceğimizi, eski mesai arkadaşlarımıza tek lafımızın olmadığını söyledik. An itibari ile de ortamı yumuşattılar. Çünkü karşılarındaki adamlar eskiden onlardan birileri idi. Abideye jandarma koridorunda girdik ve duamızı edip çıktı”.
“Susmayacağız”
“Aracımıza binip mecburi istikametten Kilitbahir'e dönüşe geçtik. Kilitbahir vapuruna binince vapuru jandarma ekibi doldurdu. Bu bir tesadüf müydü bilmiyorum. Ama hoş değildi görüntü. Çanakkale merkez polis bölgesine döndük. Kısacası kolluk bu yürüyüşü yapamayacaksınız dedi. Konuyu anladık. Yürümeye çalışıyoruz. Çanakkale merkez sonrası olanları da yazacağım… Biliniz ki Mudanya'ya yürüyeceğiz. Birileri konuşturmamaya çalışırsa çalışsın. Susmayacağız. Ahde vefa borcumuz ödenecek.”
Atakan Alkış