Türkiye, coğrafi olarak birçok madden hazinesine de sahip. Bu maddenler toprak altından çıkartıldığında ülkenin ve bölgenin ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Çanakkale’de altında birçok maddeni barındırıyor. Şuanda Çanakkale genelinde birçok yerde maden çalışmaları devam ediyor ve çıkartılıyor. Lapseki’de şuanda altın üretimi devam ediyor.
Çanakkale’nin ekonomisine en büyük katkı sağlayacak madenlerden biri de Kirazlı’da. Doğu Biga Madencilik tarafından burada yıllarca çalışma yapıldı ve rezerv alanı tespit edildikten sonra burada çalışma başlattı. Çok sayıda işçi işe alındı, köylerde çalışma yapıldı ve maden çıkartılacağı zaman bir andan ayaklanmalar başladı.

ÇAKMA ÇEVRECİLER KULLANILDI
10 yıldan fazla bölgede çalışma yapılmasına rağmen ses çıkartmayan sözde çevreciler, ruhsatın imzaya açıldığı zaman eylemlerine başladı. Bir andan hiç Çanakkale’de görülmeyen kişiler ve gruplar gelerek bölgede eylem yaptı. Eylemler öyle büyüdü ki Türkiye geneline yayıldı. Maden sahasının Kazdağları ile hiç alakası olmamasına rağmen Kazdağları kullanıldı. Bazı güçler tarafından desteklendiği ifade edilen bu eylemler, sadece burası için çalışma yaptı. Oysa hemen yakınında Lapseki’de altın üretimi devam ediyordu fakat çakma çevreciler hiç buralı olmuyordu ve Doğu Biga için eylem yapıyordu. Amaçlarının çevre olmadığı ilk başlardan beri belliydi. Çevrecilerin eylemleri ve bazı grup ve yetkililerin de desteği ile ruhsat imzalanmadı ve buradaki çalışma sona erdi. Çalışmaların sona ermesi ile çok sayıda işçi ve taşeron firma işten çıkartıldı ve mağdur oldular. Çanakkale ekonomisine büyük zarar geldi.

BURALARI GÖRMÜYORLAR
Sözde çevreciler, birçok yerde devam eden maden çalışmalarını görmüyor. Bu yerlerden biri de Eskişehir ile Ankara arasındaki yer. Burada da birçokyerde maden çalışması yapılıyor. Tarım arazilerinin ortasındaki bu geniş alanda maden çalışmaları yürütülüyor. Kirazlı’daki alanın kaç katı durumunda. Hemen yakınında başka bir yerde de adeta dağ taşınıyor. Burası da geniş bir alan. Tarım arazilerinin olduğu yerde devam eden bu alanlar için hiçbir sözde çevrecinin devreye girmemesi dikkat çekiyor. Çanakkale’ye gelip kentin ekonomisine zarar verdikten sonra giden çevreciler hiç buralara gelmediği görülüyor. Bu iki durumda ortaya sözde çevrecilerin çevre için değil bazı güçlerin yönlendirmesi ile çalıştıkları görülüyor.
 
Mehmet Güler