Denizleri, doğası, tarihi ile en yeşil alanlardan biri olan Çanakkale’nin şehir merkezi, adeta yeşil alana hasret. Kuş bakışı çekilen fotoğrafta, Çanakkale’nin adeta beton bir şehir olduğu ortaya çıktı. Birkaç alanın dışından her yer bina. Bu görüntü, Kamu Kampüsü projesinin hayata geçmesi durumunda betonlaşmanın daha da artacağını gösteriyor.
 
Çanakkale, dünyada doğası en güzel şehirlerden biri. Çanakkale Boğazı gibi bir yere sahip, Kazdağları gibi bir oksijen deposunu bünyesinde barındırıyor, iki denize sınırı olan nadir kentlerden biri. Endemik bitkileri, ormanları ve tarihi ile farklı bir kent Çanakkale. O yüzden tarihte bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış kent. Bu kadar doğa ve yeşil alana sahip Çanakkale’nin şehir merkezi ise tam tersi beton görünümlü bir şehir.  
Bu sorun uzun zamandır dile getiriliyor. Çanakkale Çevre ve Doğa Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, paylaştığı fotoğraf ve yazı ile bu sorunu bir kez daha ortaya koydu. Tonka şehir merkezini tek tek ela alarak şu yorumu yaptı; “Şehir merkezinde gördüğünüz yeşil alanlar, sol tarafta Hamidiye Tabyası, Sarıçay içinde yüzlerce yıl önce dikilen ağaçlar. Pazar yerinde ellili ve altmışlı yıllarda dikilen ağaçlar, Çimenlik Kalesi içindeki ağaçlık alan, Halk Bahçesi, Eski Devlet Hastanesinin olduğu yerden Tarım İl Müdürlüğü arazisinin olduğu yerler, Orduevi ve çevresindeki yollar, 116.Jandarma Alayı arazisi, fotoğrafta görülmeyen ve 1990'lı yıllarda dikilen küçük ağaçlık yer olarak da Adnan Kahveci Caddesi Başlangıcı, Barışkent çevresinde ve içinde dikilen ağaçlar, yeşillikleri oluşturmaktadır ...
Neredeyse iki yüz bin kişinin yaşadığı ilimizde, yeşil alan bulmak mümkün  değil.
Bu yüzden şehrin belli yerlerinde ısı adacıkları oluşmakta ve bu durum insan sağlığını tehdit etmektedir... Yine, İnönü Caddesi ile Atatürk Caddesi'nin  geçtiği yerler de eski Sarıçay yatağı ve alüvyonlu bir toprak yapısına sahiptir... Yani, zemini çok kötüdür...
Bu arada, bu bölgede tescilli binalar da bulunmaktadır. Valilik Binası, Eski Memleket Hastanesi, Lise Binası, PTT Binası, Endüstri Meslek Lisesi Binası gibi binalar da tescilli binalardır. Yine, Cumhuriyet İlkokulu, İstiklal İlkokulu da tescilli binalardır...
Bu binaların olduğu yerler Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet sonrasında da şehrin önemli yerleri olarak dikkat çekmektedir.
Bu binaların yapıldığı ve normal hayatın sürdüğü dönemde şehir merkezinde  otuz bin  kişi bile yaşamıyordu ... Halk, bu bölgede günlük yaşamını sürdürüyordu. 1992 yılında Üniversitemizin kurulmasıyla şehrin nüfusu her yıl artmaya başladı. Şimdi, en fazla elli bin kişinin yaşayabileceği alt yapıya sahip olan şehrimizin nüfusu Kepez'in  dahil edilmesiyle ve çok yakın köylere birlikte iki yüz bin kişilik bir kalabalığın yaşadığı şehir olmuştur...
Şehrin trafik işleyişi bu kalabalığı taşımakta zorlanmaktadır. Turizm mevsimi de dahil edildiğinde şehrin trafiği insanlar için çekilmez olmaktadır... Sabah ve akşam saatlerinde eve, işe gidiş ve dönüşler için harcanan zaman neredeyse bir saati bulmaktadır...
Şehir, çok kısa süre içinde tamamen yaşanmaz hale
gelecektir.
Yerel yönetimin vizyoner yapıdan uzak olması da şehrin gelişmesine olumsuz etki yapmaktadır.
Havaalanının her iki tarafından Sarıçay üzerine köprü yaparak yeni yollar yapılmalıydı. Bu konuda da çok geç kalındı...
Yerel yönetimin beceriksizliğine genel yönetimin bazı uygulamaları da  katıldığında şehir iyice yaşanmaz hale gelecektir...
Şimdi, Eski Hastane, Kara Yolları Şefliği ve Tarım İl Müdürlüğü arazilerine Kamu Yönetimi Kampüsü yapılmasının planlandığı ifade edilmektedir. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Şehir, toplu ulaşımda, raylı sisteme geçmediği müddetçe, böyle bir uygulama şehri iyice yaşanmaz hale getirecektir.
Şehrin içinde olan Emniyet Müdürlüğü Binası 'nın yine şehrin içine yapılması da çok yanlış olmuştur...
Ayrıca, yol açısından Güney  - Kuzey geçişi üzerine yapılan Adalet Sarayı, Üniversite Hastanesi ve Üniversite Camisinin de yapıldığı yerler yanlıştır. Bizim görmemiz mümkün değil ama, elli yıl sonra bu yapılar ulaşım için büyük engel oluşturacaktır, derim. Bunun çözümü için katlı yolların yapılmasına başlanacaktır, görüşündeyiz. Bu da bir çözüm ama, pahalı bir çözüm olur...
İşte, şimdiden şehri planlamak için ya askeri alan olarak şehrin içinde kalan 116.Jandarma Er Eğitim Alayı'nın  yeri Çardak Beldemizde planlanan yerine taşınmalı ve böylece boşalacak yere de  kamu yönetimi binalarının yapılması planlanmalıdır.
Bence, bu yer, özel üniversite olmalı ve Kamu Yönetim Kampüsü Özbek, Çınarlı, Işıklar Köylerinden birisine yapılmalı. Şehir, bu anlamda boşaltılmalı. Yine, Kemel- Mareşal Fevzi Çakmak Köyleri arasında bir uydu kent kurulmalı... Bu uydu kentin bir benzeri Çınarlı-Denizgöründü Köyleri arasında da yapılmalı... Böylece şehrin yükü en az elli yıl ileriye taşınarak çözüm üretilmeli...
Şehrin içinde  ulaşıma yeni  yük bindirecek  yapılaşmaya kati surette izin verilmemeli...
Zemini kötü olan binaların da kentsel dönüşümü derhal yapılmalı...
Altı Şubat Depremi'nden dersler çıkartmalıyız... Böylece, olası bir depremde büyük can kayıpları yaşamamış oluruz...
Kent Şurası Derneği olarak, Kamu Yönetimi Kampüsü'nün yapımı için seçildiği ifade edilen yerine karşı olduğumuzu ve teklif ettiğimiz yerlerden herhangi birisine bu projenin taşınması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunarız...”
 
KAMP KAPMÜSÜ
Çanakkale’deki yeşil alanların az olması yıllardır konuşulurken, şimdi bir bölge daha betonlaştırmak için yeni bir proje gündeme geldi. Eski devlet hastanesinin bulunduğu bölge ve Karayolları arazisi ile beraber yeni bir valilik binası için Kamu Kampüsü projesi gündeme geldi. Halk Bahçesi’nin üst tarafı olan alanda böyle devasa bir binanın yapılması durumunda Çanakkale’nin en fazla yeşil alana sahip olan bu bölgeyi de betonlaştırmış olacak. Birçok kedimden buradaki projeye karşı açıklama yapıldı. Bir yandan bu proje konuşulurken, diğer yandan yeşil ortasına bir beton şehir olan Çanakkale şehir merkezinin geleceği tartışılıyor.
 
Mine Yel