Çanakkale’nin hemen  her köyünde de  görebileceğiniz, kimi samanlığa, kimi köy deposuna dönmüş,kapısı penceresi kırık, çatısının kimi yerleri çökmüş, her birinin önünde Mustafa Kemal Attaürk’ün büstü olan atıl köy  okulları  Mili Eğitim Bakanlığı tarafından ülke çapında bir proje ile yeniden hayata döndürülecek. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'nin her noktasında yaklaşık 6 bin 900 atıl duran köy okulunu, hızlı bir şekilde revize ve restore ederek vatandaşların hizmetine açacaklarını bildirdi.
 
Pandemi ile kentten kırsala göç  hızlanırken, son bir yılda yaşanan gıda enflasyonu ve tedarik zincirindeki kırılmalar toprağın ve üretmenin önemini tüm çıplaklığı ile ortaya serdi.
Çanakkale’nin hemen  her köyündede  görebileceğiniz, kimi samanlığa, kimi köy deposuna dönmüş atıl köy  okulları  bu anlamda varoluş değerini yeniden kazandı ancak bir çoğu kulanılamaz halde…
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'nin her noktasında yaklaşık 6 bin 900 atıl duran köy okulunu, hızlı bir şekilde revize ve restore ederek vatandaşların hizmetine açacaklarını bildirdi.
Adapazarı ilçesi Hacıramazanlar Mahallesi'nde bulunan Hacıramazanlar Köy Yaşam Merkezi'nin açılış töreninde konuşan Bakan Özer, Sakarya'nın eğitimde önemli mesafeler aldığını, önemli başarı hikayeleri ürettiğini söyledi.
Öğrencilerin, illerde yaşanan göçlerden etkilenmemesi için taşımalı eğitim sisteminin uygulandığını aktaran Özer, salgının ortaya çıkmasının ardından insanların köylerine, ilçelerine dönmeye başladığını belirtti.
Vatandaşların, büyükşehirlerden daha küçük şehirlere döndüğünü gördüklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda kritik bir süreç daha yaşadık. Tarım ve hayvancılık ülkeler nezdinde çok fazla itibar görmezken, özellikle son zamanlardaki gıda tedarik zincirlerinde yaşanan uluslararası sıkıntılar, tarım ve hayvancılığı da aynen enerji kadar kritik bir sektör haline dönüştürdü.
Bakanlık olarak bu iki süreci birleştirerek, dedik ki köylerimizde atıl duran, kapalı duran okullarımızı hızlı bir şekilde revize ederek, restorasyonunu gerçekleştirerek vatandaşlarımızın hizmetine sunalım. Bunun için ilk adımı, köy ilkokullarının açılmasıyla ilgili öğrenci sayısını ortadan kaldırarak, yönetmelik değişikliği yaparak gerçekleştirdik. Şu anda istenilen her köyde öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul açılabilecek. İkinci adımı, köylerde anaokulu açmak için gerekli 10 olan öğrenci sayısını 5'e düşürerek gerçekleştirdik.
Sadece bu adımımızla 1800 köyümüzde yaklaşık 20 bin yavrumuz anaokullarıyla buluştu. İlkokul ve anaokulu ihtiyacı yoksa o köye yaşam merkezleri, halk eğitim merkezleri kuralım istedik. Ne yapalım halk eğitim merkezlerinde? Bu bölgede yaşayan vatandaşlarımız, ne istiyorlarsa tarımdan hayvancılığa kadar yaklaşık 3 bin 200 farklı kursu, ilçeye gitmeden ayaklarınıza getirip burada hizmet vereceğiz."
 
"KÖY YAŞAM MERKEZLERİ PROJESİNİ ÇOK ÖNEMSİYORUZ"
Sembolik olarak Samsun'dan başlattıkları projenin faydalarına değinen Özer, "Türkiye'nin her noktasında yaklaşık 6 bin 900 atıl duran köy okulunu hızlı bir şekilde revize ederek, restore ederek vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. 12 Eylül'e kadar Türkiye'de 1000 köy yaşam merkezini vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. İnşallah yıl sonuna kadar da atıl duran tüm köy okullarını vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Belki burada uzun yıllar öğretmenlik yapan, yöneticilik yapan büyüklerimiz, torunlarıyla birlikte buraya gelecekler." ifadelerini kullandı.
Köy yaşam merkezleri projesini çok önemsediklerini aktaran Özer, "İnşallah bu bir başlangıç. Yarın bir gün tüm illerimizde kadın kooperatiflerini de köy yaşam merkezlerinin içine dahil edeceğiz. Bu mütevazı başlangıçlar, yepyeni hikayelerin, ülkemizin kalkınma hamlesinde çok önemli boşlukları dolduracak." dedi.

Dilek Akşen