Hem bizim hem de dünyanın bir çok ülkesinin tarihinde önemli bir yere sahip olan Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı yarımada, en çok tanınan yerlerin başında geliyor. Bizim şehitlikler dediğimiz ve uluslararası alanda Galipoli olarak bilinen bölgede şimdiye kadar bir çok çalışmalar yapıldı. Birçok filme de konu olan bu bölgenin daha iyi tanıtılması için yeni bir proje hayata geçiriliyor. Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda 13-15 Mayıs 2022 tarihlerinde 'Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Foto Maratonu' yapılacak. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, 'dünyanın en büyük açık hava müzesi' olma yolunda ilerlediği belirtilen bölgenin fotoğrafseverleri ağırlamaya hazırlandığı kaydedildi. Etkinlik, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) iş birliğinde, tarihi alanın tanıtılmasına katkı sağlanması ve bölgenin tarihi, kültürel ve doğal zenginliğinin ön plana çıkarılması amacıyla düzenlenecek.
Profesyonellerin yanı sıra amatör fotoğrafçıların da katılabileceği yarışmada dereceye giren birinciye 10 bin lira ve 'TFSF Altın Madalya', ikinciye 6 bin lira ve 'TFSF Gümüş Madalya', üçüncüye 4 bin lira ve 'TFSF Bronz Madalya', 3 adet 2 bin liralık mansiyon, 'Seyit Onbaşı Kurum Özel Ödülü' olarak 3 bin lira, 'Jüri Özel Ödülü' olarak 2 bin lira verilecek.
Yarışmanın seçici kurulunda ise Behiç Günalan, Doç. Dr. Beyhan Özdemir, Enver Şengül, Mikdat Besni, Ümran Özdemir, Yavuz Arslan ve Zülküf Memiş ile TFSF Temsilcisi Seracettin Ayyıldız yer alacak. Yarışma takvimine, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın 'httpscatab.ktb.gov.tr' internet sitesinden ulaşılabilecek.
FOTOĞRAFLAR BU ALANLARDA ÇEKİLECEK
NAMAZGÂH TABYASI
Kilitbahir Kalesi’ni geçtikten sonra yolun deniz tarafında bulunan 26 adet bonetten oluşan Namazgâh Tabyası’nın, Osmanlı Ordusunun ıslahı için gelen Baron De Tott’un da önerisiyle inşasına başlandı. Çanakkale Boğazı’nın en dar noktasına yaptırılan ilk ve en büyük tabyadır. Sonrasında eklenen yapılarla beraber,Merkez Tabya niteliği kazandı. Burası Çanakkale Muharebeleri’nde, bölgedeki tabyalarda görev yapan bataryaların bağlı olduğu 4. Ağır Topçu Alayı’nın karargâh merkeziydi. Bu nedenle daima müttefik donanmasının başlıca hedeflerinden biri oldu. Tabyada 16 adet kıyı topu vardı. Bunlardan 2’si uzun, 14’ü kısa menzillidir. Bunlardan sadece 2’si deniz muhaberesinde aktif olarak görev yapmış, diğerleri ise menzil yetersizliğinden dolayı kullanılamadı. Tabyanın ana aksında yer alan mekânın savaş döneminde Savaş Harekât Merkezi’ olarak kullanıldığı biliniyor. En son 2005-2006 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek 18 Mart 2006’da ziyarete açılan tabyada, Çanakkale savaş objeleri sergileniyor. Yapı içerisinde, 12 adet sergi panelinde muharebelerle ilgili tarihî bilgiler verilmektedir. Bu bölümü geçtikten sonra bonetlerin iç kısmında 7 dakikalık Deniz Muharebeleri’nin anlatıldığı kısa bir video gösterimi yapılıyor. Yine bonetlerden birisinde savaş dönemi istihbarat haberleşmesini canlandıran, ses düzeneği olan bir sergi ziyaretçilere sunuluyor. Aynı bölümde yine müttefiklere ait batırılan gemilerin fotoğrafları sergilenmektedir.
SEYİT ONBAŞI HEYKELİ
Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bulunuyor. Boğaz’ı geçip İstanbul’a ulaşmayı amaçlayan müttefik armadasına 18 Mart1915 tarihinde kahramanca karşı koyan tüm Mehmetçiklerimizin ve bu noktada Seyit Onbaşı’nın kahramanlığını sembolize etmek için yapıldı. Ayrıca Mecidiye Tabyası’nın deniz tarafında yol kenarında heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan tarafından yapılan bir heykeli daha bulunmuyor. 1889 Edremit Havran ilçesi Manastır köyünde (köy sırasıyla Çamlık sonrasında da Koca Seyit köyü adını almıştır) doğan Topçu Onbaşı Seyit’in babasının adı Abdurrahman, annesinin adı Emine’dir. Kayıtlara göre: Çanakkale Müstahkem Mevkiindeki askerliği “Ağır topçu neferi” olarak 1914 yılında başlamış, 1918 yılında sona erdi. 1934 Soyadı Kanunu ile “Çabuk” soyadını aldı. Terhis olduktan sonra köyüne dönmüş, dağlarda odun kömürü yapıp satarak geçimini sağlamakta iken, yakalandığı zatürre hastalığından kurtulamayarak 1 Aralık 1939 tarihinde,50 yaşında vefat etti. Günümüzde mezarı kendi köyünde yer almaktadır.
ÇANAKKALE ŞEHİTLER ABİDESİ
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nın sembolü olarak kabul edilen ve Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşananların ve bu savaşta çarpışan kahraman askerlerin unutulmaması için yapılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Morto Koyu üzerinde, Hisarlık Tepe’de kurulu. 1954 yılında temeli atılan 41,7 metre yüksekliğindeki anıt, 1960 yılından bu yana ziyarete açık. Şehitliğin giriş kapısında ise Atatürk’ün yabancı askerlere hitaben yazdığı ve 1934 yılında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Anzak Günü’nde okunan şu sözler bulunuyor: Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.
57. PİYADE ALAYI ŞEHİTLİĞİ
Mimar Nejat Dinçel tarafından tasarlanan 57. Alay Şehitliği ve Anıtı; 12 Aralık 1992 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Kabatepe-Conkbayırı yolu kenarında, Kılıçbayır’ın güney ucunda inşa edilmiştir. Savaşsırasında yabancı askerler buraya ‘’Satranç Tahtası’’ adını vermişlerdir. Yeni yapılmış olan bu şehitlik semboliktir. Gerçek şehitlik Bomba Sırtı’nın güney ucunda, Çataldere Vadisi’nin içinde bulunmaktadır. Yarbay Hüseyin Avni Bey tarafından kumanda edilen19. Tümen’e bağlı 57. Alay, yabancı kuvvetlerin ilk çıkarma gününde Arıburnu Cephesi’nde ilerleyen Anzak askerlerini ilk karşılayan ve geri püskürten Türk kuvvetleridir. Bu cephede ilk kez 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in önderlik ve cesaret vasıfları ortaya çıkmıştır.
57. Alay Şehitliği, şadırvan, açık namazgâh, ana mezarlık ve anıttan oluşmaktadır. Şehitlikte kullanılan başlıca malzeme; genellikle Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarında kullanılan Kevser taşıdır .Şehitliğin girişi; Kabatepe-Conkbayırı yolunun kenarında, doğu duvarındaki bir açıklıktır. Girişin hemen yanında torununun elini tutmuş bir şekilde figürize edilmiş; Türkiye’nin en yaşlı gazisi iken 10 Eylül1994’te, 108 yaşında vefat eden Hüseyin Kaçmaz’ınbronzdan yapılmış bir heykeli bulunmaktadır. Girişin tam karşısında, şehitliğin doğu duvarında, 57. Alay’ın25 Nisan 1915’teki karşı taarruzunu gösteren bir rölyef bulunmaktadır. Rölyef yaklaşık 45 m²lik bir alanı kaplamaktadır.
Şadırvan ve açık namazgâh şehitliğin güney tarafında yer almaktadır. Şehitliğin ana mezarlık kısmının kemerli bir girişi olup bu girişten başlayan yaya yolu kuzey duvarında son bulmaktadır. Anıtın tabanını oluşturan kuzey duvarının üstünde, 57. Alay Şehitleri’nin isimleri yazan mermer plakalar bulunmaktadır.
ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ
Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyan merkezi; ileri simülasyon teknikleri ile 11 ayrı canlandırma odasının ikisinde üç boyutlu gösterim yapılmakta ve üç ayrı odada da hareketli platformlarla Çanakkale Savaşları’nın önemli kesitleri, 63 dakikalık gösterimle misafirlerimize anlatılmaktadır. Ayrıca yabancı ziyaretçilerimiz için yedi ayrı dilde kulaklıklı (İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Japonca, İtalyanca ve Arapça) anlatım da yapılmaktadır. 8.600 metrekare kapalı kullanım alanı bulunan tesis de Çanakkale Savaşları’nda kullanılan malzemelerin ve dioramaların sergilendiği iki kattan oluşan sergi salonu, Çanakkale Savaşları ile ilgili yayınlanmış olan eserlerin toplandığı bir kütüphane, bayan-erkek ikişer otobüse hizmet verebilecek şekilde dizayn edilmiş mescitler, hediyelik eşya bölümü de yer almaktadır. 142 kişi kapasiteli ve iki kat olarak düzenlenen konferans salonu Çanakkale Savaşları ile alakalı konferansların ve konulu filmlerin gösterimine imkân verecek teknik donanım ile misafirlere hizmet vermektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı bünyesinde yer alan merkez her türlü imkânıyla bir müze olmaktan çok ötededir. Çünkü Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezinde; teknolojinin getirdiği yenilikler sayesinde Türk Milleti’nin sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfası olan siyasî açıdan birçok emelin, ihtirasın, idealin düğümlendiği; askerî açıdan ise insan gücünün, azminin, inancının imkânsızlıklar içinde ümitsizliğe düşmeden düşmana karşı aynı gaye uğruna çarpan yürekleriyle omuz omuza çarpıştığı ve mertebelerin en yücesi olan şehitlik şerbetini içmek için düşmanın karşılarına diktiği son teknoloji teçhizatlarına karşı göğüslerini siper ettikleri dünya tarihinde benzeri olmayan bu şanlı destanın gecesini gündüzüne katıp vatanını müdafaa etmek için canları pahasına savaşan Mehmetçiklerimizin yaşadıklarına bir nebze olsun tanıklık edilmektedir.
Mine Yel