Güneşli günlerin gelmesi ile birlikte hem terlemeye hem de güneş ışığına bağlı dermatolojik hastalıklarda artış görülüyor. Ancak diğer yandan güneş cildimizden D vitamini sentezlenmesine yardımcı olurken, bilinen en kuvvetli antidepresan olarak da görev alıyor.
 
Güneş ile olan ilişkimizde orta yolu bulmamız gerektiğini vurgulayan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Pınar Öztaş, pandemi döneminde maske kullanımına bağlı olarak yaşanabilecek problemlere de dikkat çekti.
 
Güneş en önemli ultraviole kaynağı... Cildimizden D vitamini sentezini sağlıyor ve bilinen en kuvvetli antidepresan olarak rol alıyor. Tüm olumlu etkilerine karşın yaz aylarına adım attığımız şu günlerde güneşten faydalanırken dikkatli olmamız gerektiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Pınar Öztaş, güneş altında uzun süre korumasız kalmanın cildimize zarar vereceğinin altını çiziyor.

“CİLT KORUNMAK İÇİN PERDE ÇEKİYOR”
Yaz aylarında güneş ile temasımızın daha fazla olması sonucunda cildimizin tepki verebildiğini belirten Doç. Dr. Pınar Öztaş, Güneşin temasıyla öncelikle vücutta kızarıklık başlıyor, temasın uzamasıyla birlikte ise bronzlaşma meydana geliyor. Bazı cilt tiplerinde ise kızarma olmaksızın da bronzlaşma gerçekleşiyor. Bronzlaşma aslında cildin kendini korumak için geliştirmiş olduğu bir tepkidir, cilt adeta korunmak için bir perde çekmeye çalışır. Mavi göz, açık renk veya kızıl saç, beyaz ten, güneş ile kolayca güneş yanığı olabilen cilde sahip olmak, vücutta çok sayıda benlerin olması ve yüksek dozda UV ışınına maruz kalmak cilt kanserlerinin gelişimi açısından önemli risk faktörleridir” diye konuştu.
 
“MUTLAKA GÜNEŞ KREMİ KULLANILMALI”
Güneşe çıkmadan yarım saat önce yüksek koruma faktörlü güneş kreminin mutlaka sürülmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Pınar Öztaş, “Ancak krem sürdüm diye güvende hissedilerek uzun saatler güneş altında kalınması son derece yanlış bir durum. Bu kremlerin özellikle yaz aylarında 3-4 saatte bir tekrarlanması gerekiyor” dedi.
 
GÜNEŞLE TEMASTA BU HASTALIKLARA DİKKAT
Özellikle güneş hassasiyeti olanların, romatizmal hastalığı bulunanların, güneş duyarlılığını artırdığı bilinen ilaç kullananların, hamilelerin ve önceden deri kanseri geçmişi olanların güneşten daha fazla korunması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Pınar Öztaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bazı kozmetiklerin, parfümlerin, kolonyaların ya da ilaç içeren kremlerin de güneş ile temas etmesiyle kızarıklık ve leke yapabileceği biliniyor. Bu ürünler güneşli günlerde mümkün olduğunca kullanılmamalı. Eğer gerekiyorsa güneş koruyucu ile beraber kullanılmasını öneriyoruz.”

‘BEN’ DEYİP GEÇMEYİN!
 Güneş ve etkilerinden bahsederken dikkat edilmesi gereken bir diğer konunun ise benler ve melanoma olarak isimlendirilen ‘ben kanserleri’ olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Pınar Öztaş,  “Benlerin vücutta nerede, ne boyutta ve ne şekilde olduğunun dikkatle gözlemlenmesi, yeni çıkanların ise farkında olunması gerekiyor. Ayrıca benlerin şekilleri açısından da değerlendirilmesi gerekir. Asimetrik, kenar düzensizliği olan, siyah, kahverengi, gri, kırmızı gibi farklı renkler içeren, çapı genellikle 5 mm’den büyük olan benler kanser öncüsü olabilecek ben olarak tanımlanır ve melanoma gelişimi açısından risk grubuna girer. Doğuştan, özellikle 1.5 cm’den daha büyük olan benlerin de takip edilmesi gereklidir. Ancak, ben boyutundan bağımsız olacak şekilde, yeni beliren lezyonların da melanom olma riski vardır” şeklinde konuştu.


Kaynak: Haber Merkezi