Ayvacık ile Küçükkuyu beldesi arasında yapımı devam eden tünel inşaatındaki atıklar olduğu gibi dereye bırakıldığı iddia ediliyor. Ürkütücü görüntülerin yaşandığı derede canlıların yok olduğu ifade ediliyor. Bölgede yaşayan çevrecinin CİMER’e yaptığı şikayet üzerine bölgeye gelen görevliler tünel inşaatından dereye kadar gizlenmiş bir atık borusuna rastladıkları belirtildi.
 
Çanakkale'yi İzmir ve Balıkesir'e bağlayan kara yolunun en zor kısmı Ayvacık-Küçükkuyu kesiminde bulunan rampa oluşturuyor. Dik, dar ve virajlı yapısı ile yoldan gidip gelmek adeta bir işkence. Bu sorun nedeniyle birçok kaza da meydana geldi. Buradaki yol sorunu ortadan kaldırmak için önemli bir projeye imza atılarak tünel çalışmalarına başlandı. Yapımı süren tünellerin açılmasıyla, 45 dakikada kat edilebilen 24 kilometrelik Kazdağları rampalarında ulaşım, 5 dakikaya düşecek.
 
DEREYİ BİTİRDİ
Uzun süredir buradaki tünellerde çalışma yapılıyor. Çalışma sırasında oluşan atıklar olduğu gibi tünelin alt kısmında bulunan Nusratlı deresine atıldığı belirtiliyor. Daha önce içilebilir seviyede akan dere, şimdi çamur gibi akıyor. Atıklar nedeniyle çamur akan derede canlıların da yok olduğu iddia ediliyor. Bu soruna yetkililerin de engel olmadığı ifade ediliyor.
 
DEREYİ KALYON İNŞAAT KİRLETİYOR!
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, bölgede yaşadığı için bu sorunu birebir takip eden kişi olduğunu söyledi. Sorunu baştan sona takip ettiğini sosyal medya hesabında paylaşan Başkan Doğan, “Nusratlı deresini kirleten belli oldu! Tünel inşaatını yapan Kalyon İnşaat!” dedi.
 
Başkan Doğan süreci sosyal medya sayfasında fotoğraflarla durumu şöyle anlattı; “Günlerce deremizi kirlettiniz! Şimdi hiç mi vicdanınız sızlamıyor!
Deremiz günlerce böyle akmıştı. Alo Çevre İhbar Hattı 181 başvurumuzu almamış, biz de CİMER üzerinden şikayette bulunmuştuk. Taaa 16 Şubatta, yani 25 gün önce yaptığımız başvuru için Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri ancak gelebildiler. İşleri çokmuş.
Görevlilerle birlikte dere yatağına gittik. Dere şu anda bulanık akmasa da dere yatağına çökmüş kirlilik hala duruyordu. Görevliler de gördü.
 
Görevliler dere üzerindeki kirletme olasılığı olan kaynakları araştırmak üzere yola çıktılar. Ben de kendi aracımla onları izledim. Dere üzerindeki tek faaliyet olan tünel inşaatı şantiyesine girdiler. Ben de arkalarından. Firma temsilcileri ve sorumlu Çevre Mühendisi geldi. Ben kendimi tanıttım, Nusratlı Köyü sakini olduğumu ve şikayet edenin ben olduğumu anlattım.
 
Görevliler firma yetkililerine dereyi kirletecek herhangi bir faaliyette bulunup bulunmadıklarını sordular, onlar da tabiki bulunmadıklarını, her türlü önlemi aldıklarını söylediler. Güya tünel içinden çıkan kirli sular İçin çökertme havuzları vardı, kirli suları çökerttikten sonra pompayla basarak yeniden kullanıyorlardı falan...
 
DEREYE KADAR BORU DÖŞEMİŞLER
Çökertme havuzunu gördük. Şu anda çalışmıyordu. Acaba pompalar bir süre bozuldu da taştımı ki dedik. Sonra görevli Çevre Mühendisi “Ben dere kenarına kadar inip incelemek istiyorum” dedi. Ben de arkasından...Yamaç aşağı inmeye başladık. Bir de ne görelim; toprak altından bir boru bağlantısının ağzı İle karşılaştık! Çökeltme havuzunu by-pass eden bir boru hattı döşenmiş ve kirli sular bu boru hattından dereye basılmıştı. Hem de günlerce. Boru ağzı ile dere arasında da toprak üstünde aynı kirlilik vardı. Bazı yerlerde aynı susan vardı. Borunun bağlandığı noktadan yukarısınsa dere yatağı temiz idi.
 
Görevliler fotoğraf çekmeme izin vermedikleri için ben çekemediğim ama görevli mühendis arkadaş bol bol çekti. Bu kadar fotoyu saklayamazlar.
Yukarıya çıktığımızda vatandaşın sağlığı ile oynayan, güzelim dereyi mahveden sorumlularda en ufak bir utanma, suçluluk ifadesine rastlamadım, kem küm edip bahane sıralamaya çalışıyorlardı.
Görevliler ve şirket yetkilileri tutanak tutmak üzere ofise gittiler, beni de daha fazla yanlarında istemediler. Ben de köye döndüm.
 
Tüm ısrarlarıma rağmen dere suyundan numune almadılar. Görev kapsamlarında ancak kirleten kaynaktan akarken su almak varmış. Şu anda da kirleten kaynaktan su akmıyordu, kesilmişti.(Tabi ki sosyal medyaya yansıtan videolar onlara ulaşmış ve suyu kesmişlerdi. Nasıl olsa dereye inip araştırmazlar diye boruyu kapatmayı ihmal etmişlerdi. ) Neyse ki onurlu görevliler hala var ve araştırıyorlar.
 
Şu anda bütün fotolar Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde. Tutanakta ne yazılı bilemiyorum.
Yukarda bana hikaye okuyorlardı: “Biz şöyle ciddi, böyle ciddi bir firmayız, çevreyi asla kirletmeyiz!” Gelin, bizi ziyaret edin, niye bugüne kadar gelmediniz falan..Ne oldu? Günlerce deremizi mahvettiniz! Utanmadınız mı? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
 
Köylüler diyor ki, dereden geçen susuz at ve eşekler suyu koklayıp koklayıp içmedi! Bunu görevliler de duydu. Acaba yanılıp içen başka hayvanlara ne oldu? Derede yaşayan balıklara, kurbağalara ne oldu? Dere kenarındaki bitkilere, ağaçlara ne oldu? Dere denize birleşiyor, denizde ne oldu?
 
Suçlu belli oldu! Umarım verir hesabını!
 
Dere yatağındaki kirliliğin ne olduğunun araştırılması ve suyun acilen tahlili gerek...Kim yapacak? Çevre ve Şehircilik yapmıyor. Kim yapacak?
Geç de olsa konuyu araştırmaya gelen ve kirliliği saptayan görevlilere teşekkür ederiz. CİMER şikayetleri işe yarıyor.
Konuyu takip etmeye devam edeceğiz!
Nusratlı Deresi Temiz Aksın!
Dereler Temiz Aksın!
Halkın sağlığı İle oynayan, çevreyi kirletenler en ağır şekilde cezalandırılsın!”
 
Hülya Öz