Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji bölümünden emekli olan Prof. Dr. Doğan Perinçek, Çanakkale merkezdeki yerleşimin büyük bir kısmının üzerinde bulunduğu zeminin iyi olmadığını hatırlatarak, boğazdan geçen fayların aktif olduğuna dikkat çekti.
 
Yıllardır Çanakkale geleninde ve çevresindeki fay hatları üzerinde çalışma yapan Prof. Dr. Perinçek, Erzincan depreminden, İzmit depremine kadar olan kısımlardan ve İzmir’de meydana gelen depremi de örnek göstererek olası bir depremde Çanakkale’nin durumunu değerlendirdi. Perinçek, “Erzincan 1939 depremi 7.9 büyüklükte oldu ve kent neredeyse tümüyle yıkıldı. Babam Sami Perinçek enkaz altından kendi gayreti ile çıkıp kurtulanlar arasında. Çanakkale'ye gelince bizim kentimiz kuzeyimizde güneyimizde olan 3 aktif fay hattının tehdidi altında. Yenice depremi (1953), Gökçeada depremi (2014), Ayvacık depremleri (2017 ve 2019) ve 1875 Güzelyalı depremi . Güzelyalı - İntepe depremi sırasında İntepe sırtlarında deprem tetiklemesi sonucu  8 yerde büyük heyelanlar oldu ve heyelan malzemesi Güzelyalı yönünde aktı. Bu depremi ve heyelanları mesleki dergimizde 2 yıl önce yayınladım. Meslektaşlarımla beraber Çanakkale Boğazı içinde ve karada fayları çalıştık. Bu çalışmaları hem ben hem de meslektaşlarım yayınladı. Bu çalışmalara göre Boğaz içinde ve kıyılarda faylar var. Bu faylar aktif fay haritasında gösterilmemiş. Fakat ben bunların aktif olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi destekleyen en önemli veri 1875 yılında olan 6.7 büyüklükteki Güzelyalı - İntepe depremi. Ayrıca son 7 yıl içinde Çanakkale boğazı çıkışında ve Eceabat ile Nara burnu arasında olan 2.7 ye varan küçük depremlerde boğaz içindeki fayların aktif olduğuna şahitlik yapıyor. Yapılmakta olan köprünün altında boğaz tabanında da fay var. Umarım köprüyü yapanlar bu fayı dikkate almışlardır. Burada önemsediğim ek bir konuya daha değinmek istiyorum. Erzincan kentinin tümü Çanakkale'mizin % 65 kadarı alüvyon zemin üzerinde. İzmir'deki yıkımların hemen hemen hepsinin yıkılma nedeni önce yapı kalitesi ve aynı derecede zemin ile ilgili. Zemin nehir dolgusu (alüvyon), bu zeminde su tablası yüzeye yakın. Deprem olduğunda su yüzeye çıkıyor (zemin sıvılaşması), zemini oluşturan toprak balçığa dönüşüyor ve üzerindeki binalar sanki kâğıttan bir kayık gibi sallanmaya başlıyor. Bazen bu binalar yıkılmadan yan yatabiliyor. Bu tip örnekleri 1999 depreminde İzmit ve Adapazarı'nda gördük. Hepimiz gayet net hatırlıyoruz; 2014 Gökçeada depreminde İskele yakınında kordonda bir binamız hafif yan yatmıştı. Bunun nedeni zemin sıvılaşması. Bazen binanız sağlam olsa bile depremin neden olduğu zemin sıvılaşması binanızı paralanmadan yan yatırabilir yada binanızın alt katları zemine gömülebilir. Bu konuda çok ilginç bir örnek var; 1688 İzmir depreminde alüvyon zemin üzerinde inşa edilmiş olan Sancak Kalesi depremin neden olduğu zemin sıvılaşması sonrası toprağa gömülmüştü. Kale toprağa öylesine batmıştır ki; kalenin duvarları üzerinde bulunan toplar görünmez olmuştur. İzmir limanı hasar görmüş, kıyı şeridi 60 cm çökmüştür." dedi.

İZMİR’DEKİ TÜM DEPREMLERİN YERİNİ HARİTADA GÖSTERDİ
Prof. Dr. Perinçek ayrıca İzmir’de meydana gelen büyük ve devamında yaşanan artçıların hepsini bir harita üzerinde göstererek şu bilgilendirmeyi yaptı; “
Kuşadası depreminde tetiklenen fayların konumu netleşiyor. Benzer haritayı 4 gün önce sayfamda paylaşmıştım. Bu harita son 7 günde olan tüm artçıların ve ana şokun odak noktala içeriyor. Torbalı Turgutlu yönünde olan artçılar aktif fay haritasında fay çizmediğimiz (veya henüz çizemediğimiz) bir hat boyunca diziliyor ve burada gömülü fay olasılığını artırıyor. Söz konusu yorumsal fay hattı Turgutlu dolayındaki faylar ile aynı doğrultuda ve onlarla birleşiyor. Develi yününde uzanan fayda daha az sayıda artçı var. Kozluk fayı boyunca ise karada hiç artçı deprem henüz yok. Seferihisar dolayındaki fayda ise tek bir artçı deprem var ve buradaki fay üzerinde olan artçı depremin derinliği 27.8 km olması ile dikkati çekiyor. Bu derinliği denizdeki az sayıda artçıda gösteriyor. Özetle ana şok  Aydın - Kuşadası yönünde gelen fay hattının denizdeki devamımda yaklaşık doğu-batı uzanan fay üzerinde oldu. Ana şok sonrası artçılarının sayısı arttıkça Kuzeydoğu yönde uzanan fayların tetiklendiğini görüyoruz. Alanın batısında denizde olan artçıların da KD-GB doğrultuda ana fayla açı yapacak şekilde dizilim gösteriyor.”
 
Mehmet Kuzey