Greenpeace’in ilk Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı) gemisi, 1985 yılında Fransız hükümeti ajanları tarafından bombalanıp batırıldı, ikinci gemi ise 20 yılı aşkın süre boyunca çevre suçlarıyla mücadele ettikten sonra 2011 yılında emekliye ayrılarak Bangladeş’te bir hastane gemisi olarak hizmet vermeye başladı. Bu üçüncü gemi ise, Greenpeace’in 40. yılı olan 2011 yılında çevre mücadelesine başladı. Gemi, 1255 m2’lik yelken alanı sayesinde, karbon ayak izini en aza indirecek şekilde tasarlandı. Greenpeace’in simgelerinden biri olan Rainbow Warrior gemisi önceki gün Çanakkale Boğazı’ndan geçerek, Marmara Denizi’ne doğru ilerledi.
Gemi ağırlığı 8 tona kadar olan ekipmanları taşıyabilecek şekilde, bilim insanlarının rahatça çalışabilmesi için dizayn edildi. Bilim araştırmalarına destek verirken dünyamızda neler olup bittiğine dair bir anlayış geliştirilmesine yardımcı oluyoruz.
Yeni Rainbow Warrior'un mümkün olan en çevre dostu gemi olabilmesi için alanlarında uzman mühendislerle çalışıldı. Gemi öncelikle rüzgar gücü ile çalışıyor. 55 metrelik direkleri aynı boyuttaki geleneksel direklerden çok daha fazla yol alabilir. Bu Rainbow Warrior büyüklüğündeki bir gemiye uygulanmış ilk tasarım. Warrior, havanın el vermediği koşullarda devreye girecek elektrikli bir motora sahip. Fakat bunlar da sürdürülebilir bir mantıkla inşa edildi. Motorlardan gelen ısıyla su ve böylece kabinler de ısınıyor. Deniz üzerindeki herhangi bir atığı bertaraf edebilmek için teknede 59 metre küp atık su depolanabiliyor. Ayrıca biyolojik bir arıtma sistemi kirli suyu temizleyip geri dönüştürebiliyor.
 
Nazif Cemhan Şen