Yönetmeliğe göre 18 yaşını doldurmuş, en az lise mezunu, adli kaydı temiz ve kamu görevlisi olmayan her vatandaş Tarihi Alan Başkanlığı'nın vereceği kurs ile Tarihi Yarımada'da rehberlik hizmeti vermeye başlamıştı. Yapılan bu uygulamaya Çanakkale Rehberler Odası'ndan (ÇARO) tepki gelmişti ve ekmekleriyle oynandığı yönünde açıklamalarda bulunulmuştu.
Ardından yaşanan gelişmelerle 4 yıldır gündemden düşmeyen tartışma konusu, yetkili makamlarca çözüme ulaşmış, ancak rehberleri tatmin edici bir sonuç elde edilememişti. ÇARO Başkanı Adem Biçer, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, alan kılavuzluğu yönetmeliğinin, rehberlik meslek kanununa muhalefet ettiğini ve konuyu hukuka taşıdıklarını kaydetti.
Gazetemize konuşan ÇARO Başkanı Adem Biçer, gündeme dair açıklamalarda bulunarak, turizm sektöründe gelinen noktayı değerlendirdi. Alan kılavuzları konusunda da sert açıklamalarda bulunan Biçer, “Alan Kılavuzları ile ilgili kanun değişikliği yapıldı. Daha doğrusu alan başkanlığı kanunu mevzuata eklendi. O kanunun eklenmesiyle birlikte rehberlik kanun gereği yayımlanan alan kılavuzluğu yönetmeliği rehberlik meslek kanununa muhalefet ediyor, aykırı maddeler taşıyor. Bu konuyu hukuka taşıdık, ilgili maddelerle alakalı dilekçemizi vererek itirazımızı yaptık.  Şuan onun sonucunu bekliyoruz ama şuanki süreçte hali hazırda kılavuzlar sahaya çıkıyorlar. Daha önce mevzuat yokken de çıkıyorlardı, şimdi de çıkıyorlar. Rehberlerin işsiz kalmasına yol açıyorlar. Malum ülkemizde artık turizm bitti denecek kadar zayıf” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin son 50 yılın en kötü 2 sezonunu geçirdiğini ifade eden Biçer, “Ben 15 yıldır turizmin içerisindeyim ama büyüklerimizden duyduğumuz son 50 yılın en kötü 2 sezonunu geçiriyoruz. Son 50 yılın en zayıf 2 sezonu 2016-2017 yılları. Ülkesel ve küresel bazda gerçekleşen terör olayları, bombalı eylemler, siyasi istikrarsızlık, izlenen dış politikalar ve sürekli olarak yabancı devletlerin, özellikle Avrupalı ülkelerin Türkiye’ye karşı ekonomik ve siyasi baskılar uygulaması, kurum ve kuruluşlarına Türkiye’de etkinlik ve proje, işbirliği gibi programlar yapmalarını yasaklamaları, bunlara izin vermemeleri, Türkiye’ye vize verilmemesi, onay çıkmaması Türkiye’ye gelen turist sayısını oldukça düşürmüştür” dedi.
‘TURİZM SEKTÖRÜNDE NİTELİKLİ PERSONEL KALMAYACAK’
Ülkemize yılda 40 milyar dolar gelir getiren turizmin düşüş yaşadığını belirten Biçer, turizmin tekrar kalkınması için hep birlikte çalışmaları gerektiğini kaydetti. Biçer, bu süreçte sektörde nitelikli personel kaybı yaşandığını belirterek, durumun düzeltilmemesi halinde sektörde çalışacak nitelikli personelin kalmayacağını sözlerine ekledi. Biçer, yapmış olduğu açıklamada; “Mevcut nitelikli personel dediğimiz sektördeki rehberler, acentalar, otelciler, aşçılar, garsonları da maalesef kaybetmeye başladık. Birkaç yıl içerisinde tekrar turizm hareketlense, çok fazla turist gelmeye başlasa, bu sefer onlara hizmet verecek personelimiz kalmayacak. Çünkü en basit rehberlik mesleğini baz alırsak; sen 4 yıl oku, ekmeğini kazanacağın bir meslek sahibi ol ve bir yabancı dil öğrenmek zorunda kal, 45 günlük Türkiye turu eğitimini tamamlamak zorundasın, binlerce lira masrafın olsun, yıllarını ver; sonra gel 2 haftalık kursla birileri senin yaptığın işi yapmaya başlasın, hem de ek gelir kaynağı olarak” dedi.
MALİYE MÜDAHALE ETMELİ
 Bakanlığın belirlediği taban fiyatlarının altında iş yapmadıklarını ve devlete vergi verdiklerini vurgulayan Biçer, “Taban fiyatının altında tura çıkarsan uyarı, tekrar durumunda meslekten mene kadar cezası var. Karşı tarafta alan kılavuzu dediğimiz kişilerin ne bir ücret standardı, ne de bir anlatım standardı yok. Ne doğru bilgi verebiliyoruz insanlarımıza, ne de oradaki kayıt dışı geliri engelleyebiliyoruz. Çanakkale maliyesinin burada direkt olaya müdahil olması gerekiyor. Çünkü kayıt dışı gelir söz konusu. Orada dönen paradan 1 kuruş bile devlete vergi olarak dönmüyor. Rehberlerde durum böyle değil, ya rehber fatura kesmek zorunda, rehbere iş yaptıran şirket gider pusulası kesmek zorunda. Bu da rehberin vergisini ödediğini gösteriyor. Bir tarafta yasal zorunluluklarla boğuşup ekmeğini kazanmaya çalışırken rehberler, diğer tarafta 100 liraya, 150 liraya faaliyet gösteren ve hiçbir kaydı olmayan bir durum söz konusu ve bu büyük bir haksız rekabet ortamı oluşturuyor veu rehberlerin iş kaybına yol açıyor.” diye konuştu.
REHBERLERİN DURUMU ORTADA
“O yüzden birçok arkadaşımız garsonluk yapmaya başladı, tarımla uğraşmaya başladı, kuryelik yapmaya başladı. Evlerine ekmek götürmek için ne iş bulurlarsa onu yapmaya başladılar. Gerçekten kirasını veremeyen arkadaşlarım olduğunu üzülerek görüyorum. Yıllarca emek vermiş ama haklı davasında bile, Çanakkale bölgesinde alan kılavuzu denilerek rehberlerin karşısında alternatif oluşturulan bir faaliyet gösteren unsur söz konusu. Tabi her açıdan yıpratıyor biz rehberleri. En çok mali açıdan, daha da ötesi psikolojik açıdan yıpranıyoruz. Çünkü haklıyız ve bir şey yapamıyoruz, denetimi de yapılmıyor. Denetim yaptırdığımızda da, ardından işlem yapılmıyor. Böyle bir süreç işliyor. Bu da rehber camiasının kan kaybetmesine yol açtı. Ve maalesef kan kaybı hızlı bir şekilde devam ediyor, artık kangren haline geldi. Çoğu arkadaşımız yavaş yavaş rehberlik mesleğini bırakmayı düşünmeye başladı. Çünkü evinde çocuğu var, kira veriyorlar, kredi çektiler onu ödeyecekler ama ödeyemiyorlar. Çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar meslektaşlarımız ve biz bu konuda bakanlıklarımızdan en azından bu ölü sezonlarda, bu geçici kriz döneminde bir nebze olsun rehberlere pansuman olacağını düşündüğümüz bir önerimiz vardı, bir talebimiz vardı. Rehberlere faizsiz veya birkaç yıl ötelemeli kredi imkanı verilmesi talebimiz vardı, bu da maalesef daha önce hükümetin açıkladığı turizm destek paketinde defalarca görüşülmüş olmasına rağmen yer almadı. Destek çıkılmıyor, çalışamadıkları için SGK primlerini de ödeyemiyorlar meslektaşlarımız. Hastalansalar doktora gidemeyecekler. Böyle bir sürece girilmiş, bu süreçte tutup da hiç kimse rehberlerden anlayış, sabır beklemesin. Çünkü bıçak kemiğe dayanmadı, bıçak kemiği kesti, kopardı.”
Rehberlerin ekmeğinin gasp edilmesine göz yummayacaklarını kaydeden ÇARO Başkanı, “Evine ekmek götüremeyen, çocuğunun karnını doyuramayan, her türlü yolu denemeye başlar. Yarın öbür gün rehberler, bu sıkıntılarından dolayı farklı yollara sapmaya başlayabilirler. Eğer böyle durumlar ortaya çıkarsa bunun sorumlusu; rehberlerin bu duruma düşmesini sağlayan yöneticiler ve buna sessiz kalan göz yuman yöneticiler olacaktır.  Bunu net bir şekilde buradan ifade etmek istiyorum. Tabiki biz yasal mücadelemizi de her açıdan sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde sözlerine devam etti.
 
BACASIZ SANAYİDE SOMUT ADIMLAR GEREKİYOR
İlgili kurum ve kuruluşların turizm sektörünün sıkıntılarını çözmek için bir an önce somut bir adım atmaları gerekliliğini vurgulayan ÇARO Başkanı Biçer; “Bu dönemde özellikle yerelde ve sonrasında ise genelde yöneticilerimizin, valiliğimizin, kültür turizm müdürümüzün, belediyemizin ve ilgili bakanlıklarımızın Türkiye’nin bacasız sanayisi dediğimiz turizm sektöründeki en nitelikli personellerini yitirmemek için artık somut bir adım atmaları gerekiyor. Yoksa önümüzdeki yıllarda tekrar turizmin canlanması hiç bir şey ifade etmeyecek. Gelen yabancı turistlere ve yerli turistlere de nitelikli personel veremeyeceğiz ve hizmet veremeyeceğiz. Hizmet veremezsek o turist bir daha Türkiye’ye gelmez. Çanakkale’ye geldiyse burada kaliteli bir hizmet alamadıysa, donanımlı bir bilgilendirme donanımlı kişiler tarafından yapılmadıysa, o turist bir daha buraya gelmez, gittiğinde de eşine dostuna olumsuz bir görüş sunar. Bunun sonucunda da Çanakkale’ye gelecek olanlar bile gelmekten vazgeçebilir. Yabancı turistler de aynı şekilde ülkemize gelmekten vazgeçmesi söz konusu. Ayrıca her şeyden önce bir yerde turizm hareketi olabilmesi için Huzur ve güven önemlidir. Maalesef yabancı ülkelerin basınlarında Türkiye 'de iç savaş ve olduğu şeklinde haberler yayınlandığını görüyoruz. İvedilikle imajımızı düzelterek Türkiye'nin huzurlu, güvenli bir bölge olduğunu anlatmalıyız ve insanları buna ikna etmeliyiz. Bunu sağlayabilmek için de tüm sektör temsilcilerinin, kurum, kuruluş ve siyasilerin yine birlikte hareket etmesi gerekiyor” dedi.
Sinem Tetik
 


Kaynak: Haber Merkezi