Gündem

ÇTSO Ekim Meclisi'nde Gündem Ekonomi

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO), 2025 yılı Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nı ÇTSO Kongre Fuar Merkezi'nde yoğun bir gündemle gerçekleştirdi.

Toplantıya, ulusal ekonomideki endişe verici gelişmeler, yerel iş dünyasının karşılaştığı somut zorluklar ve Çanakkale'nin geleceğine yönelik stratejik adımlar damgasını vurdu. Meclis Başkanı Osman Okyay, ekonomideki "zorlu sonbahar"a dikkat çekerken, Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu ise iş dünyasının finansmana erişimden küresel politik risklere uzanan sorunlarına ve "Nefes Kredisi"ne yönelik sert eleştirilerine odaklandı. Toplantı, Çanakkale iş dünyasının makroekonomik dalgalanmalar karşısındaki endişelerini ve bu zorlu süreçte yerel dinamiklerle çözüm üretme kararlılığını net bir şekilde ortaya koydu.

Toplantının açılışını yapan Meclis Başkanı Osman Okyay, meclis üyelerini selamlayarak başladığı konuşmasında, Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna dair kapsamlı bir analiz sundu. Konuşmasının merkezine, giderek artan enflasyonist baskıyı ve para politikasının tek başına yeterli olmayacağı gerçeğini koyan Okyay, iş dünyasının beklentilerini ve endişelerini dile getirdi.

Okyay: "Ekonomide sıcak yazın ardından zorlu sonbahar: Enflasyon hedefi şimdiden aşıldı"

Başkan Okyay, geride bırakılan yaz aylarının, yüksek sıcaklıklar gibi ekonomi için de sıcak ve zorlayıcı geçtiğini belirtti. Sıkı para politikasının etkilerinin belirginleşmesine yönelik beklentilerin tam olarak karşılanamadığını ifade eden Okyay, "Yazın getirdiği mevsimsel etkiler ve turizm gelirlerindeki canlılığa rağmen, özellikle enflasyon tarafında baz etkisi beklenen kadar hızlı ve keskin olmadı. Şimdi yılın dördüncü çeyreğine girdik ve bu dönem, ülke olarak ekonomik rotamızı belirleyecek kritik ayları ve kararları içeriyor" diyerek önümüzdeki dönemin önemine işaret etti.

Sonbaharın ilk kritik verisi olan Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi'nin endişeleri artırdığını vurgulayan Okyay, rakamlarla durumu somutlaştırdı: "Ocak-Eylül arası dokuz aylık enflasyon yüzde 25,43 olarak açıklandı ve böylece Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 24, yılın ilk dokuz ayında aşıldı. Asıl dikkat çekici nokta, aylık artışın piyasa beklentilerini aşan bir noktada gerçekleşmesiydi." Bu verinin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın para politikasında daha da sıkılaştırıcı adımlar atması yönünde bir beklenti oluşturduğunu belirtti.

Okyay, önümüzdeki döneme dair iki büyük riske ve bir hedef sapmasına dikkat çekti. "Birincisi, gıda enflasyonu riski. Art arda gelen yüksek gıda fiyatları, kuraklık ve kış aylarına girişle birlikte enflasyonu artırıcı yönde etki yapacak gibi görünüyor. İkinci nokta ise yüksek seyreden enflasyon nedeniyle, hükümetin Orta Vadeli Program'daki yüzde 28,5’luk yıl sonu enflasyon hedefinin zora girmiş olmasıdır. Piyasada şimdiden tahminler yüzde 31-32 bandına çekildi," ifadelerini kullandı.

"Sürdürülebilir başarı sadece para politikasıyla değil, maliye politikasıyla sağlanabilir"

Konuşmasında, enflasyonla mücadelenin sadece Merkez Bankası'nın omuzlarına bırakılamayacağının altını çizen Okyay, maliye politikasının devreye girmesi gerektiği yönünde güçlü bir çağrı yaptı. "Görünen o ki, enflasyonla mücadelede sadece Merkez Bankası’nın sıkı duruşu yetmeyecek. Burada Maliye politikalarının gözden geçirilmesi, diğer kamunun da bu süreci destekleyecek adımlar atması gerekecektir," dedi.

Bu konuyu daha da açan Okyay, özel sektörün rahatlaması ve kalıcı istikrarın sağlanması için kamunun atması gereken adımları sıraladı: "Kamunun 2026 yılına temelinde çok ciddi tasarruf ve mali disiplinin olduğu, harcama kalemlerinde yapısal kontrolün sağlandığı ve kamu yatırım planlamasının önceliklendirildiği yepyeni bir bütçe politikasıyla girmesi gerekiyor. Aksi takdirde, dezenflasyon sürecinde geç kalınma riski büyüyecektir." Okyay, ekonomi yönetiminden beklentilerinin, TCMB'ye ek olarak kamunun da güçlü bir tasarruf ve mali disiplin adımı atması olduğunu net bir dille ifade etti.

Çanakkale ihracatta güçlü sinyaller veriyor

Makroekonomik tablonun ardından sözü Çanakkale'nin yerel ekonomik performansına getiren Meclis Başkanı, ihracat verilerindeki olumlu seyre dikkat çekti. "Ekonomide dengelerin yeniden kurulması, yerelde üretim ve ihracatın canlanmasıyla da mümkündür," diyen Okyay, Çanakkale'nin dış ticaret verilerini paylaştı. "Geçtiğimiz Ağustos ayında kentimizden toplam 14,3 milyon dolarlık ihracat yapılmış. Ocak–Ağustos 2025 dönemine bakıldığında Çanakkale’nin toplam ihracatı 131 milyon 105 bin dolara ulaştı. Bu dönemde özellikle sanayi ürünleri ve tarım ürünleri ihracatındaki artış dikkat çekti. Bu tablo, kentimizin dış ticaret potansiyeline dair güçlü bir sinyal taşıyor."

Ulusal düzeydeki ihracat artışının da moral verici olduğunu belirten Okyay, Avrupa pazarındaki toparlanma sinyallerinin Türkiye için yeni fırsatlar barındırdığını söyledi. İhracatın yaklaşık yüzde 60'ının Avrupa'ya yapıldığını hatırlatan Okyay, "Avrupa’da enerji maliyetlerinin daha istikrarlı bir zemine kavuşması, tedarik zincirlerinin yeniden yapılanması ve ‘yakın tedarik’ eğiliminin devam etmesi, Türkiye’nin Avrupa sanayisinin doğal partneri olma konumunu güçlendiriyor. Kısacası Avrupa’nın toparlanması, Türkiye için yeni bir ihracat dalgası ve yatırım fırsatı anlamına geliyor," diyerek sözlerini umut dolu bir mesajla tamamladı. Okyay, iş dünyasının en büyük gücünün istikrar ve dayanışma ruhu olduğunu belirterek, "Türkiye’nin geleceğini şekillendiren en önemli güç, bu toprakların üretim gücüdür," diyerek konuşmasını sonlandırdı ve sözü Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu’na bıraktı.

Semizoğlu'ndan sert eleştiriler

Meclis Başkanı Osman Okyay'ın makroekonomik çerçeveyi çizen konuşmasının ardından kürsüye gelen ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, konuyu daha yerele ve üyelerin günlük hayatta karşılaştığı somut sorunlara taşıdı. Semizoğlu, her zamanki dobra ve net üslubuyla finansmana erişimdeki zorluklardan "Nefes Kredisi"nin amacına ulaşmamasına, yeni vergi düzenlemelerinden Çanakkale'nin kentsel sorunlarına kadar geniş bir yelpazede önemli değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına üyelerden gelen geri bildirimleri özetleyerek başlayan Semizoğlu, ortak sorunların başında finansmana erişim, küresel ekonomideki belirsizlikler ve Orta Doğu'daki istikrarsızlığın geldiğini belirtti. Bu sorunlara bir yenisinin daha eklendiğini ifade eden Semizoğlu, "Maalesef artık ekonomiye 'Trump faktörü' diye bir kavram da girdi. Bu faktörden en fazla ve doğrudan etkilenen iş dünyası olarak bizleriz," dedi. Bu soyut kavramı Çanakkale'den somut bir örnekle açıkladı: "Burada OSB’de Amerika'ya banyo dolabı yapan, mobilya ihraç eden bir şirket var. Bir günde %25 ekstra fon geldi. Dolayısıyla bir günde firmanın, başka işi veya başka müşterisi yoksa, alt üst oldu diyebiliriz." Bu örnek, küresel politikaların yerel bir üreticiyi ne denli ani ve yıkıcı bir şekilde etkileyebileceğini gözler önüne serdi.

Tüm bu zorluklara rağmen "Enseyi karartmamamız lazım, önümüze bakmamız lazım," diyerek moral veren Semizoğlu, iş dünyası olarak üretmeye ve istihdamı korumaya devam ettiklerini vurguladı.

"Nefes kredisi neye nefes olacaksa?"

Başkan Semizoğlu'nun konuşmasının en dikkat çekici ve en sert eleştirilerini yönelttiği bölüm ise TOBB tarafından uygulamaya konulan "Nefes Kredisi" oldu. "İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır," atasözüyle söze başlayan Semizoğlu, öz eleştiri yapmaktan çekinmediğini belirtti. Kredinin duyurulma şeklinden başlayarak tüm süreci eleştiren Semizoğlu, "Biz Nefes Kredisi'ni sosyal medyadan duyuyoruz. Bankacılar bizden önce duyuyorlar. En son nefes kredisi Rıfat Başkan tarafından saat 19:00 civarında sosyal medyadan yayınlandı. Saat 22:00’ye kadar beni kaç kişi aradı, 'Nasıl başvuru olacak?' diye soruyorlar. Ben de bilmiyorum ki," diyerek odaların süreçten dışlanmasını eleştirdi.

Kredinin faiz oranını ve mekanizmasını da hedef alan Semizoğlu, kredinin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığını savundu. %33 faiz oranıyla verilen kredinin, %42-44 mevduat faizlerinin olduğu bir ortamda amacından saptığını belirtti: "Yani %33 ile verdiğin zaman şube yöneticisi kendi A tipi müşterilerini çağırıyor, krediyi veriyor. Kişi bu parayı alıp diğer bankadan %42-44 faizle mevduata yatırıyor. Şube yöneticisi hedefini yerine getirmiş oluyor. Herkes mutlu oluyor. Ama gerçek ihtiyacı olana ulaşmıyor."

Bu eleştirisini bizzat TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na da ilettiğini aktaran Semizoğlu, aralarında geçen diyaloğu meclis üyeleriyle paylaştı: "Rifat Başkana 'Bu faizin mevduat faizinin 2 puan üzerinde olması lazım' dedim. Rifat Başkan da bana 'Selçuk, herkes ucuz para ister, sen pahalı para istiyorsun' dedi. Ben de, 'Amacına ulaşmıyor. Bizim taşradaki iş insanı evlilik altınlarını yediyse önce çocuğunun sünnet altınlarına, sonra arabasına göz diker. Bunların hepsinin maliyeti %33’ten fazladır Başkanım' dedim. Bankanın A tipi müşterisi bu krediyi almaması lazım, onu cezbetmemesi lazım. Nefes Kredisi'ni %45 faizle verseler A tipi müşteri o krediye başvuru yapmayacak." Bu sözler, Semizoğlu'nun Çanakkale'deki tabanın ve küçük işletmelerin gerçek finansman ihtiyacını ne kadar yakından bildiğini ve bu ihtiyacın karşılanması için cesurca eleştiri yapabildiğini gösterdi.

İş dünyasına kritik uyarı

Semizoğlu, güncel ve önemli bir diğer konuda da iş dünyasını uyardı. 1 Ekim 2025'ten itibaren Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) kullanımında "bilmeden kullandım" savunmasını kabul etmeyeceğini hatırlattı. Bu düzenlemenin getireceği risklere dikkat çeken Başkan, "İşyerinize onlarca hizmet alıyorsunuz, mal alıyorsunuz. Hangisinin faturasının sahte olduğunu araştıracak, bunu bilmeye yönelik bir platform da yok. Ama çok ciddi mali yaptırımlar, hapis cezası gibi cezalar söz konusu. O platform oluşturulmadan bu uygulamanın ticaretin yönünü ve dengesini çok değiştireceğini düşünüyorum. Kamuoyu ve iş alemi bunun pek farkında değil ama ben buradan sizleri uyarmak istiyorum. Aldığınıza ve sattığınız mala çok dikkatli olun," diyerek üyelerini proaktif olmaya çağırdı.

Çanakkale'nin sorunlarına yerel çözümler

Eleştirilerinin yanı sıra Çanakkale için üretilen projeleri ve yapılan çalışmaları da anlatan Semizoğlu, Odanın yerel sorunların çözümüne yönelik aktif rolünü vurguladı. Kentin en büyük sorunlarından olan trafik ve otopark meselesine el attıklarını belirten Semizoğlu, "Yönetim Kurulunda bu bağlamda ne yapabiliriz diye düşündük. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde akademisyen olan Prof. Dr. Hilmi Berk Çelikoğlu ile bir görüşme sağladık. Belediyemizin de Kasım ayının sonunda bir çalıştay yapacağını duyduk. Bunun üzerine Belediye Başkanımız Muharrem Bey’i ziyaret ettik ve 'Biz bu konuda size yardımcı olmak istiyoruz, birlikte çalışalım' dedik. Kendisi de memnuniyetle karşıladı. İnşallah Kasım ayı sonunda şehirde trafik ve otopark sorununun çözümü için bilimsel çalışmalar yapacağız," diyerek Odanın bilimsel ve yapıcı bir yaklaşımla kentsel sorunlara çözüm aradığını belirtti.

Bir diğer önemli yerel proje olarak 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek "Çanakkale Çarşı Alışveriş Günleri"ni duyurdu. Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ile birlikte düzenlenecek etkinliğin amacını, "Eski çarşımızın AVM’ye yaklaşması demek. AVM’de müşteri açısından otopark ve her türlü konfor var. Ama bizim çarşıdaki işyerlerimizde birçoğu yok. Bunu canlandırmak, eski günleri yaşatmak için böyle bir yola girdik," sözleriyle açıkladı ve tüm üyeleri etkinliğe katılarak destek vermeye davet etti.

Konuşmasında, Odanın yoğun faaliyet temposuna da değinen Semizoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider'in ziyaretleri, yeni atanan Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı ve Cumhuriyet Başsavcısı'na yapılan hayırlı olsun ziyaretleri gibi bir dizi teması aktardı.

"Yapılmış olanları tekrar etmenin anlamı yok, yapılmamış olanları hayata geçirmeliyiz"

Meclis gündeminde yer alan Çanakkale'ye bir fuar alanı kazandırılması talebine de değinen Semizoğlu, bu konuda stratejik düşünülmesi gerektiğini belirtti. Biga'daki başarılı tarım ve hayvancılık fuarını örnek göstererek, "Balıkesir’de düzenlenen tarım ve hayvancılık fuarı, Biga’daki fuara olan katılımı dahi azalttı. Benzer etkinliklerin tekrarlanması verimliliği düşürebilir. Yapılmış olanları tekrar etmenin bir anlamı yok; biz, yapılmamış olanları hayata geçirmeliyiz," diyerek yenilikçi ve özgün fuar konseptleri geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasını, 10.335 üyeye ulaşan ÇTSO ailesine katılan ve ayrılan üyeler hakkında bilgi vererek ve Cumhuriyet'in 102. yılını kutlayarak tamamlayan Semizoğlu, "Başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Milli Mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyorum," dedi.

Gündem maddeleri ve meclis kararları

Başkanların konuşmalarının ardından meclis toplantısının resmi gündem maddelerine geçildi. Bir önceki toplantı tutanağı okunarak oy birliğiyle kabul edildi. Hesapları İnceleme Komisyonu'nun 2025 Eylül ayı mizanı ile ilgili raporu, Komisyon Üyesi Ersin Vural tarafından okundu ve mizan tetkik edilerek onaylandı. Meclis Başkanı Osman Okyay, bütçe çalışmalarındaki titiz yaklaşımlarından dolayı Yönetim Kurulu'nu ve Genel Sekreter Sema Sandal’ı tebrik etti.

Gündemin diğer maddeleri bölümünde Meclis Üyesi Turgay Kılıç, Çanakkale’de kapalı bir fuar alanının eksikliğine dikkat çekerek, bu önemli altyapının kente kazandırılması gerektiğini dile getirdi. Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu ve Başkan Yardımcısı Murat Aydoğdu, bu talebe yanıt olarak, Biga ve Balıkesir'deki mevcut tarım fuarlarıyla rekabet etmek yerine Çanakkale'nin kendine özgü, farklı ve yenilikçi bir fuar konsepti geliştirmesi gerektiği yönündeki stratejik görüşlerini paylaştılar.

ÇTSO Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ekonomik belirsizliklerin ve yerel sorunların masaya yatırıldığı, hem eleştirel hem de çözüm odaklı bir platform oldu. Toplantı, Çanakkale iş dünyasının ulusal ve küresel gelişmeleri yakından takip ederken, kentin kendi potansiyelini harekete geçirecek projeler üretme konusundaki azmini bir kez daha gösterdi. Toplantı, Ekim ayında doğum günü olan üyelerin kutlanmasıyla sona erdi.

Atakan Alkış