1946'dan bu yana faaliyet gösteren derneğin en büyük amacının kaçak avcılıkla mücadele etmek olduğunu vurgulayan Okdaş, avcıların aynı zamanda doğanın ve ormanların en büyük bekçisi olduğunu söyledi.
Derneğin temel kuruluş amacının, ata sporu olan avcılığı yasalara uygun, sürdürülebilir ve etik bir şekilde devam ettirmek olduğunu belirten Okdaş, yasalara uymayan ve limitleri aşan "bohçacı" olarak tabir edilen kişileri ayıklayarak bilinçli bir avcı topluluğu oluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Okdaş, avcılığın sadece öldürmekten ibaret olmadığını, doğaya saygı duymayı, limitlere uymayı ve av arkadaşını korumayı gerektiren bir kültür olduğunu vurguladı. Dernek olarak genç nesillere tüfek tamiri ve fişek yapımı gibi geleneksel bilgileri aktardıklarını ve en önemli etik kuralın vurulan hayvanlarla fotoğraf çekilmemesi ve sosyal medyada paylaşılmaması olduğunu öğrettiklerini belirtti.
Derneğe üye olmak için zorlu şartlar arandığını söyleyen Okdaş, üye adaylarının avcılık kursu bitirme belgesi ve yivsiz av tüfeği ruhsatına sahip olmaları gerektiğini belirtti. Bu ruhsatı alabilmek için de sabıka kaydının olmaması, sağlık raporunun bulunması ve beş yılın üzerinde herhangi bir suçtan ceza almamış olması gibi şartların arandığını ekledi. Dernek, üyeler arasında dayanışmayı güçlendirmek ve avcılık kültürünü yaşatmak amacıyla çeşitli faaliyetler düzenliyor. Sezon açılış yemekleri, domuz ve kuş sürek avları, iftar yemekleri ve aile yemekleri bu faaliyetlerden bazıları.
Avlanma dönemleri ve yasaklar konusunda üyelerini Merkez Av Komisyonu'nun belirlediği kurallara göre bilgilendirdiklerini anlatan Okdaş, av sezonunun genellikle Ağustos ayında başlayıp Mart ayında sona erdiğini belirtti. Her avcının ava çıkmadan önce "Avcı Bilgi Sistemi" üzerinden kotasını almak zorunda olduğunu ve bu kotaya uymayanların cezai işlemle karşılaştığını ifade etti.
Okdaş, "Bizim en büyük amacımız zaten kaçak avcılığın önüne geçmek. Derneklerin varoluş amacı budur. En büyük mücadelemiz kaçak avcılarla" diyerek, yasal prosedürlerin dernek faaliyetlerinin temelini oluşturduğunu vurguladı. Yangın gibi doğal afet durumlarında avlakların kapatıldığını ve yanan bölgelerde avlanmanın kesinlikle yasak olduğunu da sözlerine ekledi.
Çanakkale Merkez Avcılar Derneği Başkanı Ahmet Okdaş ile gerçekleştirdiğimiz röportaj:
Derneğinizin kuruluş amacı nedir?
Derneğimizin kuruluş amacı öncelikle ata sporumuz olan avcılığı sürdürülebilir şekilde tüm yasal kurallara uygun, amacından şaşmadan avcılık yapan insanları bir çatı altında toplayarak, diğer ‘bohçacı’ diye tabir ettiğimiz yasalara uymayan, limitlere uymayan diğer kişileri ayıklayarak bilinçli bir şekilde avcılığın sürdürülebilmesi için kurulmuş bir dernektir. Çanakkale Merkez Köprübaşı Avcılar Derneği, 1946 yılından bu yana varlığını sürdüren bir dernek.
Derneğinize üye olabilmek için hangi şartlar aranıyor?
Derneğe üye olması için burs avcılık kursu bitirme belgesi gerekiyor. Yivsiz av tüfeği ruhsatı olması gerekiyor. Yivsiz av tüfeği ruhsatı almak için de geçmişe yönelik dahi sabıka kaydı olmaması gerekiyor. Herhangi bir suçtan 5 yıl üzeri ceza almamış olması gerekiyor. Sağlık raporu alması gerekiyor. O yüzden derneğe üye olacak avcının dört dörtlük bir insan olması gerekiyor ki avcı olabilsin. Herhangi bir kusuru olduğu zaman ruhsat alamadığı için derneğe üye olamıyor ve avcı olamıyor.
Dernek faaliyetleri neler?
Dernek faaliyetlerimiz öncelikle sezon açılışında av sezonu açılış yemeğimiz, eğlencemiz oluyor. Daha sonra sezon içinde domuz avları, sürek avları, Trakya kuş avları yapılıyor. Vefat eden üyelerimiz için mevlit okutulup pilav dağıtılıyor. İftar yemeklerimiz oluyor. Dernek içi üyelerin ailelerin kaynaşması için aile yemekleri oluyor. Köpek yarışmalarımız oluyor. Atış yarışmalarımız oluyor.
Avcılık kültürünü ve etik anlayışını üyelerinize ve genç nesillere nasıl aktarıyorsunuz?
Avcılık kültürünü biz atalarımızdan, dedelerimizden, babalarımızdan öğrendiğimiz için aynı şekilde onlara avcılığın sadece öldürmek değil, tamamen kendilerini doğaya adapte edip sürdürülebilir avcılığın devam etmesi için limitlere uyar şekilde, vicdani şekilde avlanmalarını, av arkadaşını kendi canı gibi koruyup kollamasını, köpeğini çocuğundan ayırmaması gerektiğini öğretiyoruz. Gençlere, büyüklerimizden öğrendiğimiz fişek yapımını, tüfek tamiri, bakımını her şeyi gençlerimize aktarmaya çalışıyoruz. 18 yaşını doldurup bize üye olup pul almaya geldiklerinde bizim her zaman söylediğimiz kesinlikle vurulan hayvanlarla fotoğraf çekilmemesini, herhangi bir sosyal medyada paylaşmamaları gerektiğini, vurduğumuz ava her zaman saygı duyulması gerektiğini anlatıyoruz. Sonuçta bu bir can, ben bunu öldürdüm deyip kendi egolarını tatmin etmemeleri gerektiğini ifade ediyoruz.
Avlanma dönemleri ve yasaklar konusunda üyelerinizi nasıl bilgilendiriyorsunuz?
Avlanma dönemleri yine bu yıl da olduğu gibi Merkez Av Komisyonu’nun belirlediği tarihler var. Bunlar üç aşağı beş yukarı bir hafta değişiyor. Av tarihleri Ağustos ayının 2. veya 3. Haftası başlıyor Mart ayının ilk haftası ilk grup kuşlar dediğimiz av ile bitiyor. Diğerleri yaban domuzu, çakal, tavşan onlar Ocak ayının sonu Şubat ayının başlangıcında son buluyor. Yine Merkez Av Komisyonu’nun belirlediği avlak haritalarımız var. Av haritasında biz Ege bölgesiyiz. Ege Bölgesi’nin bu yılki av açılış tarihi 23 Ağustos. 23 ağustosta bıldırcın ve üveyik kuşlarının avı açıldı. 30 Kasım 2025’te son bulacak. Diğer ikinci grup kuşlar dediğimiz kınalı keklik, kum kekliği, çil keklik 25 Ekim’de açılıyor, 28 Ocak’ta bitiyor. Yaban tavşanı 25 Ekim’de açılıyor, 18 Ocak’ta bitiyor. Yaban domuzu 23 Ağustos’ta açılıyor 15 Şubat’ta bitiyor. Çanakkale il haritasında avlaklarımız var. Mesela Çanakkale Merkez avlağını kapsayan yerin bir ucu Çınarlı bir ucu Yapıldak diğer ucu Çiftlikdere. Böyle böyle şehir içinde ilçelerde dahil bölüp avlak haritası oluşturuluyor. Bu sene olduğu gibi yangın faaliyetlerinde yasaklama gerektiği zaman Çanakkale Merkez avlağı etkilendiği için Çanakkale Merkez avlağı kapatıldı. Diğer avlaklarda da herhangi bir olumsuzluk olduğu zaman o avlaklar kapatılıyor. Her avcı ava gitmeden önce ‘avbi sistemi’ dediğimiz Avcı Bilgi Sistemi diye bir sistem var. Oradan kotasını alıyor, kaç hayvan vuracağına dair oradan işaretlemesini yapıyor. Kotasını alıyor ve ava öyle gidiyor. Kotasını almadan hiç kimse avcılık yapamaz. Bizim en büyük amacımız zaten kaçak avcılığın önüne geçmek. Derneklerin varoluş amacı budur. En büyük mücadelemiz kaçak avcılarla… Her av dönemi Temmuz ayının ikinci haftası veya Ağustos ayının ilk haftasına kadar pul dediğimiz avlanma izin kartları geliyor. Üyelerimize haber veriyoruz. Önce vergi dairesine giderek o yılki avlanma harç bedelini yatırıyorlar. Ruhsatı geçmiş olanlar ruhsatlarını yeniliyor. Ardından bize geliyorlar. Biz buradan o yılki avcılık izin kartını temin ediyoruz. Süreç tamamen yasal işliyor. Avcılık izin kartı olmayan kesinlikle ava gidemez. Gittiği zaman cezai işlem uygulanır.
Doğa koruma ve sürdürülebilir avcılık açısından ne gibi projeler yürütüyorsunuz?
Bizim Doğa Koruma Milli Parklar’a yatırdığımız avlanma izin kartlarının karşılığının bir kısmıyla doğa salınması için hayvan satın alınıyor. Türkiye’de şu an en çok keklik ve sülün doğaya salınıyor. Kuşların bırakıldığı bölgede 3 yıl avlanmak yasak oluyor. Paranın bir kısmı ise sokak hayvanlarına yardım olarak diğer derneklere dağıtılıyor. Sokak hayvanlarına mama takviyesi, barınma takviyesi yapılıyor. Tüm av hayvanlarının kotası var mesela 2 adetin üstünde keklik vuramaz, vurur ise cezai işlem uygulanır. Bizim avcımız zaten bilinçli avcı olduğu için vurmaz. Bıldırcın 10 adet, üveyik 3 adet… Kota aşımı yapılmıyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri her zaman denetimlerini devam ettiriyor.
Avcılıkla ilgili kamuoyunda oluşan yanlış algılar hakkında neler söylemek istersiniz?
Öncelikle avcılar, avcı olmayan insanlar gözünde katil olarak görülüyor ama bu böyle değil. Avcılık yüzyıllardan beri gelen bir gelenek. Bizim avcılığımız öldürmek amaçlı bir avcılık değil. Doğada gezmek bizi her zaman mutlu ediyor. Köpeğimizle beraber dolaşmak bizi en çok mutlu eden şeylerden biri. İnsanlar avcı ava çıktığı zaman önüne gelen her şeyi vuruyor zannediyor. Böyle bir şey yok. İsteyen kişi bizimle ava gelebilir. Bizim bir günlük yaşamımızı görsünler. Ne vurduğumuzu ne vurmadığımız görsünler, o atmosferi birlikte yaşayalım zaten o önyargılar kalkacak. Bizim en büyük sıkıntımız sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar. Sosyal medyada paylaşılan kaput üstündeki ölü hayvanların fotoğrafları gördükleri zaman bizi öldürmek için doğaya çıktığımızı düşünüyor. Bizim ava gidip tek mermi atmadan döndüğümüz çok zaman var. Sosyal medyada karaca fotoğrafı paylaşıp ‘aman avcılar görmesen bunları öldürür’ diye birkaç yıldır gündeme geliyor. Karaca avı zaten yasak, karaca zaten kotası olmayan bir hayvan. Bizim ülkemizde sadece para karşılığı turizm amacıyla avlanan bir hayvan. Yerel avcı, yasak avları avlamaz. Bizim her zaman kaçak avcılarla mücadelemiz Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüyle koordineli şekilde devam ediyor. İnsanların algısında avcı önüne geleni vuruyor algısı var, öyle bir şey yok. Bizim kotalarımız var, kotalarımız dışında avlama ihtimalimiz yok. Zor kış şartlarında hayvanların, yaşamını devam ettiremeyeceği zamanlarda ormanlarda yem bırakıyoruz. Yaz aylarında tankerle su bırakıyoruz. Ormanın en büyük bekçisi biziz. Ormanda yabancı birini görsek omzunda silah olsa bütün avcılar birbirini tanıdığı için ‘seni tanıyamadık, nereden gelsiniz, kimsiniz?’ diye sorular sorarlar. Tüfeksiz insanlara her zaman sorarız burada napıyorsunuz diye. Bizim hayatımız dağda, ormanda geçtiği için kimse kendi ayağına sıkmaz. Dağa, ormana sıkıntı geldiği zaman bizim avcımıza da sıkıntı olacağı için her zaman dağı bayırı ormanı biz kollarız. Av hayvanı olarak da en büyük bekçi bizim. Biz bu sene de avcıyız, seneye de avcıyız, ondan sonraki sene de avcıyız… Yani kalkıp çıkıp da 300-500 tane av yapan asla olmaz. Biz her zaman doğamızı kollar koruruz. Bir yerde bir duman görsek falanca yerde yangın var deyip önce kendimiz müdahale ederiz, ekipler geldiği zaman da ekiplere yardımcı olarak hareket ederiz. Biz her zaman ormanda, dağdayız. Avcı her zaman gözetçidir. Neyi görse Milli Parklara, Jandarmaya, Orman Bölge Müdürlüğü’ne haber verir. Avcı sigarasını yere atmaz. Herkesin yanında bir pet şişe vardır, içinde su vardır, izmaritini oraya atar. Biz avdan sonra oturur pikniğimizi yaparız, herkesin yanında çöp poşeti olur. Etrafta çöp bırakmayız, daha önce oraya atılan çöpleri de toplarız. Bizim evimiz dağlar ve ormanlar. Kimse evini bırakmaz. Evini her türlü sıkıntıdan korur.
Çanakkale halkına vermek istediğiniz mesaj var mı?
Bizleri kötü gözle görmesinler, bizleri katil olarak görmesinler. Derneğimizin kapısı her zaman bütün vatandaşlarımıza açık. Akıllarına takılan bir şey olduğu zaman sosyal medyada yazmak yerine gelsinler bizimle birebir oturalım konuşalım, bizim yaşamımızı görsünler, yaptığımız faaliyetleri bilsinler daha sonra karar versinler. Önyargıyla yaklaşmasınlar. Her şeyin kurallara uyularak, yasalara uygun, doğayı gözeterek yapıldığını bilsinler. Yanan alanlarda avcılık zaten yasak, şu an açılan sezonda da yanan bölgelerdeki hayvanların kotası yok, avı yasak. Göç hayvanları belirli avlaklarda avlanıyor. İnsanlar kesinlikle yanan yerlerdeki hayvanları avlıyorlar düşüncesine girmesin. Belirlenen bölgelerde belirlenen miktarlarda av yapılıyor. Onun dışında yasak. Şimdi ‘avcı’ var bir de ‘bohçacı’ var. Biz avcı olarak limitlere uygun, kurallara uygun avlanıyoruz. Limitlere uymayan, kurallara uymayanlarla, bizim ‘bohçacı’ olarak tabir ettiklerimizle bizi bir tutup linç yapmasınlar. Aramızdaki çürük elmaları ayıklıyoruz. Kurallara uymayanların avcı belgeleri iptal ediliyor ve cezai işlem uygulanıyor. Birkaç tane kişinin yaptığı sıkıntılı durumu herkese mal etmek olmaz. Çürük elmalar her sektörde olduğu gibi avcılık camiasında da vardır. Biz dernek olarak zaten böyle insanları uzaklaştırıyoruz. Dernek üyesi olsalar dahi derneğimizin 5. Maddesi kapsamında dernek üyeliklerini iptal ediyoruz. Avcılığı da otomatikman son bulmuş oluyor. Çanakkale Merkez Avcılar Derneği olarak her zaman doğa dostu olduğumuzu bilmenizi isteriz. Avcı katil değildir. Katil gözüyle lütfen bakılmasın. Ormanlar bizim evimiz, bir her zaman evimize sahip çıkarız. Ormanların sürdürülebilirliği için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Herhangi bir sorusu olan varsa kapımız bütün halkımıza açıktır.
Atakan Alkış