Çanakkale Ziraat Odası Başkanı Ufuk Ünver, 2025 yılının ilk dört ayında yaşanan olumsuz hava şartları çiftçiye ağır bir fatura çıkardığını belirterek, “2025 yılı çiftçiye ve üreticiye adeta felaket yılı oldu” dedi.
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı Ufuk Ünver, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye tarımının karşı karşıya olduğu krizlere dikkat çekti. Ünver, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen yıl daha da şiddetlendiğini vurgulayarak, üreticilerin hem doğa koşulları hem de ekonomik baskılar nedeniyle ağır bir yük altında olduğunu ifade etti. 2025 yılının ilk dört ayında yaşanan sıra dışı hava olaylarının çiftçiye ağır bir fatura çıkardığını belirten Ünver, , “2025 yılı çiftçiye ve üreticiye adeta felaket yılı oldu” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2025 yılı teması “Sürdürülebilir Tarım ve İklim Direnci” olarak belirlenmiş olsa da, Ünver'e göre geride kalan süreç, sürdürülebilirlikten çok iklim kaynaklı zararların öne çıktığı bir dönem oldu. Ocak ayında mevsim normallerinin çok üzerinde sıcaklıklar yaşandığını hatırlatan Ünver, “1932’den bu yana en sıcak ocak ayını yaşadık, termometreler 25-26 dereceyi gördü. Ardından 28 Mart ile 9 Nisan arasında Çanakkale başta olmak üzere pek çok bölgede don ve kırağı olayları gerçekleşti. Bu da 2025’in meyve üretimi açısından kayıp yıl olmasına neden oldu” dedi.
“Tarımın yörüngesi, dengesi ve gidişatı mutlaka değişmelidir”
Ünver yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Buna ilaveten hala kuraklık hat safhada, barajlarımız yüzde 25 seviyesinde. Sıcak havalar ve kuraklık hat safhada. Buna bağlı olarak Çanakkale ve Türkiye’nin 2025 yılı adeta çiftçiye ve üreticiye bir felaket yılı oldu. Ocak ayında sıcak iklim ile Nisan ayında baharda kış yaşandı. Şu an Nisan yağmurları beklerken, kuraklık hat safhada. Çiftçimiz ve üreticimiz zaten girdi maliyetlerinin altında ezilirken, bir de bunun üzerine maliyetler her geçen gün artmakta. Nisan yağmurlarıyla hububatın büyümesini beklerken, şu an çiftçimiz maalesef buğdayı sulamakta. Hatta insanlar ayçiçeği dikecek, ayçiçeği dikeceği yeri ilk önce suluyor, ondan sonra ayçiçeğini dikmek zorunda kalıyor çünkü yerler çok kurak. Bu yükün altında tüm çiftçimiz çiftçiler gününde adeta eziliyor diyebiliriz. Bu yük çiftçimize çok ağır geliyor. Biz her seferinde bunu dile getiriyoruz. Artık tarımın yörüngesi, dengesi ve gidişatı mutlaka değişmelidir. Çünkü dünyada iklim değişikliği hızlı şekilde kendini gösteriyor.”
“Çiftçinin ürettiğine değer verilmesi lazım”
“Bu yılki TUİK verilerine baktığımız zaman artık çiftçilikle uğraşma yaşı ortalama 59 oldu. Artık son limite geldik. Her geçen yıl tarımla uğraşan insan sayımız, yaş ortalamamız giderek yukarı doğru çekiliyor. Bunun iki tane sebebi var. Bir tanesi çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Hiç kimse para kazanmadığı işi yapmaz. Çiftçinin ve hayvancılığın bir meslek kolu olarak kabul edilmesi gerekiyor. Biz bunu meslek olarak görmezsek yaş ortalaması gün geçtikçe artar. Kimse bu işi yapmaz. İlk önce çiftçinin ürettiğine değer verilmesi lazım. Desteklerin, iklim değişikliğine bağlı olarak artık bu yönde ilerlemesi lazım. Tarımın birinci öncelikli yatırımlara girmesi lazım. Desteklerin de zamanında ve doğru şekilde yapılması lazım ki çiftçilikle uğraşan ve para kazananların fazlalaşması lazım. Çiftçi sadece kendi için bir şey yapmıyor, tüm insanlığın sağlıklı yaşamasını sağlayan bir iş yapıyor. Bu bilinçle hem çiftçimizin desteklenmesi lazım hem de ivedi şekilde suyun ve gençlerin çiftçilik yapmaları adına motive edilmesi lazım. Bu vesileyle tüm Türkiye ve dünyanın Çiftçiler Günü’nü kutluyorum, saygılar ve sevgiler sunuyorum. “
Atakan Alkış