Bademcik ve geniz etinde görülen rahatsızlıkların çocukların büyüme ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebildiğini belirten Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Özçelik, hastalık ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler aktardı.
Çocukluk çağında en sık görülen rahatsızlıklar bademcik iltihapları, bademcik büyümeleri, büyük geniz eti ve orta kulakta sıvı toplanması olarak sıralanıyor. Bu sorunlar bazı çocuklarda sadece bademcik veya geniz eti büyümesi, bazı çocuklarda ise ikisi birlikte görülebiliyor. Kimi çocuklarda ise bunlardan bağımsız ya da bunlarla birlikte kulakta sıvı toplanması da ortaya çıkabiliyor.
BU RAHATSIZLIKLAR NEDENİYLE ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMEDE DURAKLAMA ORTAYA ÇIKABİLİR
Geniz eti veya bademcik büyümesi yaşayan çocukların özellikle geceleri iyi nefes alamadığını, ağzı açık uyuduğunu, horladığını ve hatta geniz eti ve/veya bademcik büyümesi ileri derecedeyse uykuda nefes kesilmesi bile yaşayabildiğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Özçelik şu açıklamalarda bulundu:
“Ebeveynler çocuklarda özellikle gece ağız açık uyuma, horlama, hırıltılı solunum ve bazen apnelerle birlikte gece terlemeleri olduğunu söylüyor. Gece iyi ve yeteri kadar nefes alamayan çocuk, büyüme hormonunun en fazla salgılandığı dönem olan derin uykuya geçemediği için zaman içinde büyüme ve gelişmede duraklama ortaya çıkıyor. Sorunun çözülmemesi durumunda ise bir süre sonra yaşıtlarından geri kalma başlıyor. Ayrıca derin uyku döneminde beyin nöronları da gelişiyor. Vücudun ihtiyacı olan oksijeni alamayan çocuklarda ertesi gün konsantrasyon bozukluğu ve huzursuzluk gözleniyor. Yemek yerken veya en küçük bir aktivitede nefes nefese kalabiliyor. Bu durum uzun sürerse, yüz yapısında bozulma ve çene yapılarında öne doğru genişleme oluyor ve buna bağlı diş bozuklukları ortaya çıkıyor. Bu problemler özellikle okul dönemlerinde çocukların belirli sürelerle derslerinden uzak kalmalarına dolayısıyla okul başarılarında azalmaya da neden olabiliyor.”
EN AZ AĞRI VE KANAMASIZ ŞEKİLDE TEDAVİ MÜMKÜN
Vücudumuzun savunma sisteminde bademciklerin ve geniz etinin önemli bir yeri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tuncay Özçelik sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bademcikler ve geniz eti eğer büyüklük açısından sorun oluşturacak duruma gelmişse mümkün olan en az ağrıyla ve neredeyse kanamasız bir şekilde uygulanan plazma (radyofrekans enerjisi) yöntemi ile kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebiliyor. Bu yöntemde geniz etini burun içinden endoskopik olarak görerek tamamen buharlaştırarak, hiç kalıntı kalmayacak şekilde almak ve eğer bademcikler sağlıklı ve boyutları nefes alma yolunu kapayacak şekilde büyükse yine aynı işlem sırasında buharlaştırarak küçülterek ve koruyarak normal boyutlarına getirmek mümkün olabiliyor. Eğer orta kulakta tedavilere yanıt alınamayan sıvı toplanması da varsa yine aynı işlemle kulak zarlarına tüp takılarak sorun çözülebiliyor.”
PLAZMA YÖNTEMİ İLE SORUNSUZ BADEMCİK TAMAMEN ALINMIYOR
Önceki yıllarda, büyük bademciklerin, çocuğun sık sık bademcik iltihabı geçirip geçirmediğine bakılmaksızın tamamen alındığını söyleyen Prof. Dr. Tuncay Özçelik “Gelişen teknoloji ile ileri tedavi teknikleri uygulanarak sorunun bademciklerin ileri derecede büyümesinden kaynaklandığı durumlarda bademciğin tamamının alınmasına gerek olmadığını belirtiyor. Plazma teknolojisi ile yapılan bu işlemde bademcikler tamamen alınmıyor, solunum ve yutma sorunlarına neden olan fazlalık kısımları alınıyor, bademciklerin ortalama beşte birlik kısmı yerinde bırakılıyor. Kalan bademcik dokusu ameliyat sahasını kaplayarak ameliyat sonrası ağrının daha az olmasını ve daha çabuk iyileşmesini sağlıyor. Büyük damar girişlerinden ve sinir uçlarından da uzak kalındığı için kanama riski ve ağrı, bademciğin alınması operasyonuna göre çok daha az oluyor. Ayrıca yerinde bırakılan bademcik dokusu bir süre sonra normal bademcik boyutuna ulaşıp işlev görmeye ve bademciğin savunma sistemi fonksiyonlarını yerine getirmeye başlıyor. Aynı yöntemle geniz eti de endoskopik olarak tam görüş açısı altında tamamen alınabiliyor ve herhangi bir kalıntı kalmadığı içinde tekrarlama olasılığı minimuma indiriliyor. Çevre dokulara zarar vermeden uygulanan bu yöntemde işlem çok daha kısa sürüyor. Böylelikle daha az anestezi alan çocuklar yemek yemeye erken dönemde başlıyor, kısa sürede okul ve sosyal hayatlarına dönebiliyor” dedi.
Haber Merkezi