Turizm

Sarıkız mesire alanı turizme açılıyor

Kazdağları’nın en önemli yerlerinden biri olan Bayramiç sınırları içindeki Sarıkız Mesire alanı turizme açılıyor.  Alan manzararası ile dikkat çekiyor.

Oksijeni, manzarası, doğası ve endemik bitkisi ile Kazdağları, dünyada tanınan yerlerden biri. Büyük bir alansa sahip Kazdağlarının bir kısmı Çanakkale bir kısmı da Balıkesir sınırları içinde yer alıyor. Kazdağlarının en güzel yerleri de Bayramiç sınırları arasında yer alıyor. Bu bölgenin bir çok güzel alanları da var. Ayazma ve Sarıkız mesire alanları en çok tanınan ve rağbet görülen yerlerden. Ayazma şimdiye kadar birçok kişi ziyaret etti ve tesisler bulunuyor. Aynı şekilde Sarıkız tepesine de hayat vermek için çalışma başlatıldı. Bayramiç Kaymakamı Alper Taş ve Bayramiç Orman İşletme Müdürü Zafer Özbek'in katılımı ile Sarıkız Mesire Alanında (Baraj Tepesi) turistik gelir getirici tesislerin kurulması ve işletilmesi hakkının, Bayramiç Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliğine verilmesi konusunda sözleşme imzalandı.
Kaymakamız Alper Taş, gerçekleştirilen sözleşme töreninde bir değerlendirme yaparak, “"Bugün ilçemiz turizmi ve sosyal hayatının gelişmesi açısından önemli bir potansiyele sahip olan 'Sarıkız Mesire Alanı Projesi'nin gerçekleştirilmesi için ilk adımı atmış bulunuyoruz. Proje kapsamında mesire alanının kurulması ile birlikte ilçemizin yerli ve yabancı turistler için çekici bir destinasyon noktası haline gelmesini hedefliyoruz. Bu kapsamda mesire alanı içerisinde kır lokantası, kır kahvesi, büfeler, yöresel ürün satış yerleri, kır evleri, sıhhi ve idari tesis binaları, macera parkı alanı, çocuk oyun alanı, çadır alanı, karavan alanı, seyir terası, mescit, kontrol noktası ve kamelyalar yer alacak. Mesire alanının açılması ile birlikte, ilçemiz; vatandaşlarımızın aileleriyle keyifli vakit geçirebilecekleri ve doğanın tadını çıkarabilecekleri güzel bir alana sahip olacak. Projenin bu noktaya gelmesi konusunda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalışmanın ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
 
SARIKIZ EFSANESİ
 
Sarıkız, Çanakkale iline bağlı Ayvacığın bir köyünde ailesi ile yaşarken,küçük yaşta annesi vefat eder. Babası sarıkıza “biliyorsun anneni çok severdim, burada çok hatırası var, anneni unutmam zor oluyor. Buradan göçelim" der ve Kazdağlarının eteğindeki Güre köyünün yakınlarındaki Kavurmacılar köyüne gelerek yerleşirler. Burada çobanlık yaparak geçimlerini temin ederler. Köyde çok sevilirler. Köyün yaşlıları, gençleri sarıkızın babasına akıl danışırlar. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler. Aradan yıllar geçer Sarıkız büyür güzel bir kız olur. Babası da yaşlanır. Aklında hep hacca gitme fikri vardır. Hacca gidebilmek için namazında niyazında sürekli Allah’a yalvarır. Sarıkız babasının bu isteğini yerine getirmesi için onu teşvik eder. Babasına artık büyüdüğünü kendisine bakabileceğini, daha fazla yaşlanmadan hacca gitmesi gerektiğini söyler. Babası kızını komşusuna emanet eder, hacca gider. O zamanlar hacca gitmek şimdiki gibi değil, belki altı ay, belki de daha fazla, yaya gidiliyor.
Babası hacca gittikten sonra, köyün delikanlıları, Sarıkıza talip olurlar. Sarıkız hiçbirine yüz vermez. Onlarda dedikodu yayarak Sarıkıza iftira ederler. Baba hacdan dönünce kimse yüzüne bakmaz, selamını almazlar. Sarıkızı teslim ettiği komşusuna bunun sebebini sorduğunda, Sarıkızın kötü yola düştüğünü söyler. Baba günlerce düşünür. Adet olan hac hayrını da yapamaz. Köyde yaşayabilmesi için namusunu temizlemesi gerekmektedir. Fakat çok sevdiği kızını öldürmeye kıyamaz. Yanına aldığı birkaç kazla, kızını, kazdağının zirvesine götürüp oraya bırakır. Orada  yabani hayvanlara yem olacağını düşünür.
Aradan yıllar geçer. Bayramiç tarafından gelen yolcuların dağda yollarını kaybettiklerinde, darda kaldıklarında kendilerine sarı bir kızın yol gösterdiğini, yardım ettiğini söylerler. Kazlarının olduğunu, hatta bunların bir gün Bayramiç ovasına inerek çiftçilerin mahsülüne zarar verdiğini, köylülerin bu durumu sarıkıza söylemeleri üzerine, Sarıkızın eteğine doldurduğu taşları saçarak, bir avlu oluşturduğunu, kazlarında artık aşağılara inmediğini söylerler. Kaz avlusu diye anılan bu alanın duvar kalıntıları günümüzde bile gözükmektedir.
Bu hikayeleri dinleyen baba, bunun Sarıkız olabileceğini düşünür. Dağın yolunu tutar, zirveye vardığında, duvarlarla çevrili kazların bulunduğu bir alanla karşılaşır. Kızını bugün sarıkız tepe diye anılan yerde bulur. Sarıkız, babasını gördüğüne sevinir. Ona saygı gösterir, hürmet eder. Babası namaz kılmak için abdest almak ister. Sarıkız, abdest alması için babasının eline su döker. Babası suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarıkız aceleden yanlışlıkla denizden aldığını söyler ve testisini vadilere doğru uzatır. Yeni doldurduğu suyu babasının eline döker. Babası buz gibi tatlı suyu tadınca kızının erdiğini anlar. O sırada siyah kara bir bulut gökyüzünü kaplar, Sarıkız kaybolur. Babası kızının erdiğine, sırrının açığa çıkması nedeniylede kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. Bugün Kavurmacılar köyünde yaşayan kimse kalmamış, muhtar, köy mührünü, yaşayan kimse kalmadığı için Kaymakamlığa teslim etmiş ve köyün adı kütükten silinmiştir. Sarıkızın babası üzüntü ile tepelerde dolaşırken bugün Baba tepe denilen yerde ölür. Yöre halkı Sarıkıza ve babasına dağın yassı taşlarını üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız tepe, Babasının bulunduğu tepeye Baba tepe derler. Yöre halkı her yıl ağustos ayında Sarıkızı ve babasını anmak için buralara çıkarlar.

Bünyamin Nami Tonka
Foto: BHA, kaymakamlık