Turizm

Piri Reis Müzesi ziyaretçilerini bekliyor!

Tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapan Çanakkale kenti ve boğazı, jeopolitik önemini koruyor. Gelibolu’da iç limanda bulunan balıkhanenin yanındaki Gelibolu kalesi bu gün Piri Reis müzesi olarak kullanılıyor.

Tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapan Çanakkale kenti ve boğazı, jeopolitik önemini koruyor. Gelibolu’da iç limanda bulunan balıkhanenin yanındaki Gelibolu kalesi bu gün Piri Reis müzesi olarak kullanılıyor. Müzede Piri Reis’in eserleri ve bütün çalışmalarının orijinaline en yakın hali sergileniyor.

İç liman yanında bulunan günümüzde deniz kıyısında kalıntıları görülen Gelibolu Kalesi Bizans Döneminde 681’den 717 yılına kadar süren Arap akınları sırasında, Gelibolu’nun korunması için 711 yılında yaptırıldığı biliniyor. Kalenin mimarının da kim olduğu henüz bilinmiyor. Yaptıran kesin olarak bilinmemekle birlikte Yunan tarihçilerine göre Kral Filikos tarafından yaptırıldı. Daha sonra ise Osmanlılar döneminde onarılan kale Piri Reis Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede, Gelibolulu olduğu bilinen ünlü denizciyi tasvir eden büstler, tablolar, haritalar ve çeşitli eserler  yer alıyor.
KALEDEN GERİYE KALANLAR
Tarihe ev sahipliği yapan Gelibolu Kalesi,  Gelibolu kent merkezinde ziyaretçilerini karşılıyor. Gelibolu Kalesi Gravürlerden ve seyyahların anlatımından anlaşıldığı kadarıyla şehri kuşatan yuvarlağa yakın altıgen planlı bir dış kale ile şehir merkezinde tepede yer alan bir iç kale ve iç içe iki suni limandan oluşuyor. Kalenin 70 kulesi bulunuyordu ve kale içinde XVII. yüzyılın ortalarında 300 tek katlı ev, kethüda, topçu başı ve cebeci başının konakları, su sarnıçları, cami ve hünkar hazinesi bulunmakta.
Gelibolu Kalesi orijinalinde şehri kuşatan surlardan ve belirli aralıklarla yerleştirilen kulelerden ve iç içe iki suni limandan oluşmaktaydı. Bugün ise Kaleden geriye sadece bir burcu kalmıştır. Namık Kemal İlkokulunun bahçesinde kalan bir kısım sur duvarı ile liman ağzında bir kule görülüyor. Kulenin malzeme ve tekniğinden Osmanlı eklemesi olduğu Namık Kemal İlkokulunun bahçesindeki almaşık teknikle yapılmış olan sur duvarının ise Bizans dönemine ait olduğu düşünülüyor.
MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Gelibolu tarihi zenginliğiyle mutlaka görülmesi gereken yerlerden sayılıyor. Dünyanın en büyük Mevlevihanesi, Denizci kenti Gelibolu’ nun simgelerinden Osmanlı’ nın denizcilerinin sefere çıkmadan önce Namaz kıldıkları Azepler Namazgahı, ünlü Kaptan-ı deryaların Anıt mezarları, Dönemin ünlü sanatçı, şair ve din adamının yaşadığı yer olma özelliği ile birçok ünlü zatın makamı, Türkiye’ de çok bilinen ve tanınan Bayraklı Baba Anıt Mezarı, Feneraltı kayalıkları, fener falezleri , en muhteşem seyir teraslarından biri olan Gelibolu Feneri, ülkenin varoluş destanının başladığı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Gelibolu’da mutlaka görülmesi gereken yerler.
Tarihi Gelibolu Kalesi de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Tüm ihtişamıyla Gelibolu’ya ayak basanları karşılayan Kale günümüzde, Piri Reisi Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Müze, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Gelibolu Belediyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin katkılarıyla ilk olrak 2008 yılında düzenlenerek hizmete açıldı. 2008 yılından beri Gelibolu Kalesi içerisinde ziyaretçilerini ağırlayan Piri Reis Müzesi yerli yabancı tüm turistlerden ilgi toplamaya devam ediyor.  Piri Reis Müzesi geliştirilmeye devam ediyor.
GELİBOLULU PİRİ REİS
Gelibolulular için bir guru kaynağı olan Piri Reis 1465-70 yılları arasında Muhiddin Piri adıyla Gelibolu’ da doğduğu biliniyor. Tarihçilere göre, dönemin ünlü deniz üssü olan Gelibolu’da yetişmiş ve Osmanlı denizcisi amcası Kemal Reis sayesinde 11-15 yaşlarında denizle tanışan Piri Reis denizcilikte kendini geliştirdi.
Kendinden sonraki denizcilere yol göstermesi için dolaştığı denizleri ve yolculukları sırasında yaşadıklarını ayrıntılı bir şekilde kayıt altında tutarak, denize açılmadığı dönemlerde ise kendisini denizcilik çalışmalarına adadı.
Denize açılmadığı bir dönemde 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizdi.Bu haritanın en önemli özelliği henüz keşfedilmemiş olan Amerika kıtasına ait bilgilerin de bulunmasıdır. 1516 yılında çıktığı Mısır seferinde haritayı Yavuz Sultan Selim’e sunma fırsatı buldu.
Denize açılmadığı başka bir dönemde notlarını Kitab-ı Bahriye adlı kitap altında toplayan Piri Reis, bu kitapta Ege ve Akdeniz adaları tanıttı. Kitapta, rüzgar çeşitleri, pusula ve haritanın tanımı verilmekte, dünyanın coğrafi özellikleri anlatılmakta, Portekizlilerin denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri anlatılmakta. Bu kitapla ilgili çalışmasını 1521’de tamamladıktan sonra 1522’de Rodos seferine katılarak sefer sırasında kitabını Kanuni Sultan Süleyman’a sundu.
Ayrıca 1528 tarihli ikinci haritasını da padişaha hediye ettiği biliniyor. İkinci harita, ilkine göre daha büyük ölçekli ve gelişmiş olup teknik olarak dönemin en ileri örneği olarak tanımlanıyor.
Uzun süre Osmanlı donanmasında görev yapmış olan Piri Reis, 1552 yılında çıktığı seferin son durağı olan Basra’da dinlenmeye muhtaç donanmayı bırakması ve Basra valisine ganimetten istediği haracı vermemesi; Mısır Beylerbeyi’nin politik hırslarının katkısıyla hizmet kusuru olarak değerlendirdi. Piri Reis 1554 yılında Kahire’de idam edilerek öldü.
Piri Reis’in en önemli eseri sayılan Kitab-ı Bahriye ile bazı bilgiler Piri Reis Müzesinde de yer alıyor. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye Kitabında, Portekizlilerin denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri hakkında notlar da bulunuyor.
 
Arzu Baladur