Gündem

Belediye meclisinden Barış Pınarı Harekâtı’na destek

Çanakkale Belediye Meclisi, olağanüstü meclis toplantısında Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından okunan ve tüm parti grupları tarafından hazırlanan ortak bildiriyle Barış Pınarı Harekâtı’na destek verdi.

Barış Pınarı Harekâtı’na destek
 Uluslararası camiadan “muhalif olanlara ya da bu harekâtı küçük ya da haksız gösterme çalışan insanlara da Çanakkale Meclisi’nin ortak bir tavrı olarak algılayabiliriz” ifadeleri ile tüm partilerin ortak bildirisini okuyan Başkan Gökhan, “Bu harekât bir savaş değildir. Biz terörist gruplarla savaşmıyoruz, sınır ötemizde terörle, terör örgütlerini tasfiye harekâtı yapıyoruz. Bu harekât dün itibariyle 5 günlüğüne durdurulmuştur. Umuyoruz inşallah bundan sonraki süreçlerde yeni harekatlara ihtiyaç kalmaz. Biz inanıyoruz ki bu harekât bölgemizde barış ve güvenliği sağlayacak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkı sağlayacaktır” dedi.
 
Türkiye’nin Suriye’deki terörist unsurlarına karşı yürütmüş olduğu Barış Pınarı Harekatı’na ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in başkanlığındaki ABD heyet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türk heyeti tarafından yapılan anlaşma kapsamında 120 saatlik bir ara verildi. Çanakkale Belediye Meclisi ise konuyla ilgili olağanüstü toplantı gerçekleştirdi. Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı ilk olarak Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından konuya ilişkin gerçekleştirilen açıklamalarla başladı.
TEHLİKELİ ORTAMIN BERTARAFTI İÇİN BÖYLE BİR HAREKAT YAPILMASI GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ
Yaptığı açıklamalarda harekatın önemine vurgu yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Olağanüstü bir toplantı yapıyoruz. 9 Ekim 2019 günü Çarşamba günü itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, kahraman ordumuz Barış Pınarı Harekatı’nı başlattı. Suriye’nin Kuzeyine girdik. Oradaki terör örgütlerine karşı mücadelemizi başlatmış olduk. Bu harekat dün itibariyle 5 günlüğüne durdurulmuştur. Umuyoruz inşallah bundan sonraki süreçlerde yeni harekatlara ihtiyaç kalmaz. O bölge terör örgütlerinden ayıklanır. Biz de ülkemizin esenliği için bu harekatı başarıyla tamamlamış oluruz. Tek beklentimiz budur. Bu vesileyle bugün bu aşamaya olayın gelmesinde orada mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına teşekkürlerimiz sunmak istiyoruz. Biz burada Adaletle Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Esra hanım ve diğer grup başkanvekillerinin önerileriyle bir ortak metin hazırlayıp Çanakkale Belediye Meclisimizin bu bağlamdaki düşüncelerini paylaşmak istedik. Bu bağlamda gerek parlamento da olsun, gerekse Türk milletinin tamamı üzerinde bu harekatın ülkenin esenliği için ve milletimizin birlik, bütünlüğü için çok önemli olduğu konusunda hem fikir bu ülkedeki insanlar. Bizde Çanakkale Belediye Meclisi olarak burada grubu bulunan 4 siyasi parti tarafından ortak bildiri hazırlandı. Bu bildiriyi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Burada bulunan siyasi parti gruplarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki temsilcileri de bu bağlamda hem fikir olduklarını biliyoruz. Özellikle tezkere aşamasında buradaki tavırlar önemli. Çünkü burada biz ülkenin içinde bulunduğu tehlikeli ortamın bertaraftı için böyle bir harekat yapılması gerektiğini biliyoruz. Metni okumadan önce şunu da söylemek istiyorum. Maalesef bu süreçteki haklılığımızı, haklı olmamıza rağmen dost bildiğimiz ülkeler ile bu konuda bize eleştiri getirdiler. Başta Arap Birliği olmak üzere, Filistin dahil bir eleştiri getirdiler. Avrupa birliği, Macaristan hariç eleştiri getirdi. Onun için Macaristan ile kardeşlik ilişkimiz ne kadar doğru olduğunu da bir kez daha teyit etmiş olduk.  En büyük hayal kırıklığına da Amerika Birleşik Devletleri tarafından uğradık. Geçmişte de buna tenezzül etmişlerdi  Johnson mektuplarında.  Karşıda bir tavır almıştık. Bu metin muhalif olanlara ya da bu harekatı  küçük yada haksız gösterme çalışan insanlara da Çanakkale Meclisi’nin ortak bir tavrı olarak algılayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmanın ardından Barış Pınarı Harekatı kapsamında şehit olan kahraman Mehmetçik adına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.
Ardından  belediye meclisinde bulunan 4 siyasi parti tarafından hazırlanan ortak metin Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından okundu. Okunan bildiride şu ifadelere yer verildi: “09.10.2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin güney sınırında oluşturulmaya çalışan terör yapılanmasını yok etmek, bölgenin güvenliğini sağlamak, barış ve huzur getirmek amacıyla “Barış Pınarı” harekâtını başlatmıştır.
Türk halkı vatan, millet, bayrak söz konusu olduğunda, ülkemiz iç ve dış güçlerce saldırıya uğradığında vatanına, bayrağına sadakatle olan bağlılığı daha artar. Türk milleti olarak birbirimize daha sıkı bağlarla bağlanırız. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başarılarıyla her zaman gurur duyarız.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözleri barışa inanan Türk halkının her zaman yolunu aydınlatmıştır. Ancak bölgemizde yaşanan gelişmeler ülkemizin birlik ve bütünlüğünü, halkımızın ve sınırımızın güvenliğini sağlayabilmek adına sınırımızın hemen ötesinde yapılandırılmak istenen terör örgütlerini bölgeden temizlemek, oradaki askerlerimizi ve bölgede yaşayan insanların yaşamlarını korumak, bölgede barışı ve huzuru tesis etmek, sınır bölgesinde yaşamlarını sürdüren vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilen tezkereye  bu metinde imzası bulunan grup başkan vekillerinin mensup olduğu partiler tarafından “evet” denmiştir. Bizler, Suriye’de terörle ve teröristle mücadele eden askerlerimizin görevlerini başarıyla tamamlamaları sonrası burunları dahi kanamadan ülkemize dönmesini istiyoruz. 
Allah Mehmetçiğimizi korusun, ordumuzu başarılı kılsın. Vatanımızın güvenliği ve milletimizin huzuru için şehit olan askerlerimize, tüm güvenlik güçlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, gazilerimize ve yaralı vatandaşlarımıza acil şifa diliyoruz. 
Güvenli bölgenin tesisi, bölgede barışın sağlanması, bölge halkının huzuru, bölgedeki Mehmetçiğimizin güvenliği operasyonun amacıdır.  Harekatın en kısa sürede amacına ulaşarak kayıpsız bir şekilde askerlerimizin ülkemize dönmesini istiyoruz.
Bugün Suriye’de terör örgütleriyle işgal edilmiş olan bölgenin sınırımızdaki uzunluğu 120 km’dir. Suriye topraklarının yaklaşık 1/4 nün PKK-YPG-PYD-DAEŞ ve benzeri terör gruplarınca işgal edilmiş olması ülkemizin güvenliğini ve toprak bütünlüğümü tehdit etmektedir.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti işgalci terör örgütlerine karşı “kendi sınırını savunma hakkı” için oraya gitmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Uluslararası Hukuk anlamında “meşru savunma hakkımızı” kullanıyoruz. Bu harekât bir savaş değildir. Biz terörist gruplarla savaşmıyoruz, sınır ötemizde terörle, terör örgütlerini tasfiye harekâtı yapıyoruz. Savaş ancak devletler arasında gerçekleşir. Sınır bölgemizde Suriye topraklarını işgal eden teröristler ülkemize saldırıyor, Ceylanpınar, Nusaybin ve Kızıltepe’de vatandaşlarımız, çocuklar hatta bebekler havan topu saldırılarıyla ölüyorlar. Ancak devletimizi, askerimizi acımasızca eleştiren ve yaptırım tehdidinde bulunan Avrupa Birliği, Arap Birliği ülkeleri ile ABD’den bu konuda en küçük tepki dahi gelmemesi düşündürücü ve üzüntü vericidir.
 
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, askerimizin bölgedeki teröristlere karşı sınır güvenliğimizi sağlamak, terör yapılanmasını önlemek ve tampon bölge oluşturma amacıyla Suriye topraklarında olması; Uluslararası Hukuk kuralarına ve 20.10.1998 tarihinde Türkiye ve Suriye arasında akdedilen Adana Mutabakatına sonrasında 2010 yılında “Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İş birliği Anlaşması” olarak tanımı değişen anlaşmaya uygunluk arz etmektedir.
Tabi ki bölgedeki terör örgütlerine karşı operasyonlarımızı sivil halkı koruyarak, uluslararası hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirmekteyiz. Bölgedeki gerçekleri ve harekât amacımızı doğru dış politikalar ile lobicilik faaliyetleriyle tüm ülkelerde anlatmalı ve haklılığımız konusunda onları ikna etmeliyiz.
Suriye ortak tarih ve kültür birlikteliğini, en uzun kara sınırını ve sınır aşan nehirleri, karşılıklı olarak soydaş ve akraba topluluklarını paylaştığımız komşumuzdur. Aynı zamanda taşımacılık ve ticaret bakımından Arap yarımadasına açılan kapımızdır. Türkiye ve Suriye halkları arasındaki tarihsel bağlara ve kardeşliğe verdiğimiz önemi, bölgemizin huzur ve refahına katkı yapma çabamızı ve her şeyden önemlisi Türkiye’nin dış politikasının barışçıl temeller üzerinde yükseldiğini tüm dünyaya aktarmalıyız.  
Türkiye’nin ve Türkiye’nin çevresinde bulunan dost devletlerinin barış içerisinde yaşayabilmesi için ülkelerin meşru hükümetleriyle diplomasinin devam etmesini, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunarak, bölge halkının huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşaması, ülkemizdeki yaklaşık 4 milyon Suriyeli sığınmacının geri dönmesi için gerekli diplomatik mücadelenin güçlü bir şekilde devamını bekliyoruz.  Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için bölgede uygun şartların oluşturulması çok büyük önem taşımaktadır. 
Emperyalist güçlerin bulunduğumuz bölgenin ve Türkiye’nin dış politikasını, geleceğini belirlemesi kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti kendi toprak bütünlüğü kadar komşularının da toprak bütünlüğüne saygı duyan, dışarıdan gelen tüm baskılara karşı bölgede barışı ve güvenliği sağlamayı amaç edinen bir devlet anlayışına sahiptir. 
Biz inanıyoruz ki bu harekât bölgemizde barış ve güvenliği sağlayacak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkı sağlayacaktır. Bölgede kalıcı barışın sağlanmasını, bölgenin 2012 yılından önce olduğu gibi barış ve huzurun yanında ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin tekrar başladığı döneme kavuşmasını diliyoruz. 
Mehmetçik bizim göz bebeğimizdir. Allah Mehmetçiğimizi korusun”

Nazif Cemhan Şen