Ortadoğu Haritasını, “cetvellerle…” Batı Dünyası belirledi! O haritayı, “sömürge coğrafyası…” olarak da,  Kendi aralarında, “taksim ettiler!”


Bölünmüş, İstila edilmiş bir Ortadoğu Coğrafyası…
O coğrafya, “daha da ufalanmak…” isteniyor?
Irak ve Suriye’nin bölünmesi, “Türkiye’yi tehdit etmektedir!”
Hedef, “sınırlarla oynamak…” coğrafyayı bütünüyle istikrarsızlaştırmak!
İsmi ne olursa olsun;
“Ilımlı İslam…”
“Arap Baharı…”
“Büyük Ortadoğu Projesi…”
Küresel, Sömürgeci Güçlerin ortaya koyduğu, “sistemin ayaklarıdır!”
Bu coğrafyada sağlıklı bir mücadele verebilmemiz için,
Kendi tarihi köklerimize yöneleceğiz…
Coğrafyayı kendi insanımıza iyi tanımlayacağız…
Batının, “aşağılık senaryoları…” acımasızca devam ediyor.
Bütün çığlıkları, “Sevr’i tekrar horlatmak!”
Bu milletin iradesi karşısında, “inşallah ezileceksiniz!”
*** ***
Mehmet Özbek, bu coğrafyanın kültürünü o kadar zarif bir şekilde anlatıyorlar ki;
“Bu vadideki hoyrat esintileri, altı yüzyıldır Harput Kalesi’nden uzakları, 
Çok uzakları gözleyen ve bağrına basma tutkusuyla yanan Belek Gazi’nin özlemiydi. 
Hoyrat esintileri, Artukoğulları’nın mutlu günlerinden başlayan 
Ve ölünceye kadar birbirini unutmamaya söz vermiş kardaşların veda öyküsüdür.” 
Harput’lu önce Kerküklüyü uğurladı. “Gadan alam unutma atanı” dedi 
Ve arkasından ağır ağır kaleye çıktı, bir bilge kişi gibi oturdu,
Burca ve “şeher yolu”na bakarak intizarda bulundu; 
“Çak felek/ Hançeri al- çak felek/ Düşmanları güldüren/ Düşmandan alçak felek” 
Özbek, hüzün perdesini aralayarak; “Asaletiniz “divan”da; 
İnsanlığınız “Beşiri”de, “muhalif”te gizlidir. 
Çocuklarınızın adı “şirvani”, “mesnevi”, “muçula” olsa dahi
Bunların aynı kandan geldiğini sakın unutmayın. 
Ama onların ruhlarının şad olabilmesi için, Sen “kürsü başında” sen “sıra gecesinde” 
Sen de “Çayhane bucağında” türkülerinizi söyleyip hoyratlarınızı çağırmalısınız. 
Ben tarihim, yapraklarım solacak, yırtılacak ve kaybolacaktır bir gün. 
Ama dünya var oldukça, hoyrat ve türkülerimiz sizi yaşatacak ve aziz kılacaktır.”
Fırat, aynı zamanda bir büyük “medeniyet havzasıdır!”
Bu havzanın yüzölçümü, “120 bin km2’dir”
Havzanın cazibe konumunda, “Harput/ Elazıp..” yer alır.
Harput’taki, “hoyrat esintisi…” Fırat boyunca uzanır!
Öyle bir esintidir ki Fırat’ı, “ses nehri…” yapacaktır!
“Harput-Urfa-Kerkük…” aynı dili söyler!
*** ***
Biz Anadolu’yuz…
Anadolu’nun kanatları var!
Biliriz ki, kanatsız uçamaz!
O kanatlar, kâh Kafkaslara ve ötesine kadar uzanır…
O kanatlar, kâh Balkanlara; “evlad-ı fatihan yurduna…” kadar uzanır…
O kanatlar, kâh, Kerküktür, Musuldur…
O kanatlar, kâh Haleptir…
Harput’ta bizler, “ağıtlarla ve de hoyratlarla…” sözleşir, dertleşiriz!
Irak, bizim derdimizdir…
İçimizde kanayan yaramızdır!
Kimseler, “yaralarımızı…” bir daha deşmeye kalkmasın…
Kimseler, bu milletin “ahını…” almasın, efendim.