Kainatın içinde, üç buçuk milyar mil uzaktan Dünya' nın görünüşü...

Kainatın içinde, üç buçuk milyar mil uzaktan Dünya' nın görünüşü...
ABD tarafından gönderilen uzay aracı, uzay boşluğunda yoluna devam ediyor. Sonra, bu gidişin dönüşü olmadığı için seyahatte sürekli fotoğraf gönderiyor... Sonra, iletişim kesilecek ve uzay aracı boşlukta kaybolup gidecek...
İşte!
Uzaktan nokta olarak gördüğümüz bu gök cismi, bizim üzerinde yaşadığımız Dünya...
Bizim için büyük olan Dünya, aslında kainatta nokta bile değil... Yok hükmünde...
Biz, bu yok hükmünde olan Dünya üzerinde yaşıyoruz...
Daha, Dünya'yı keşfetmedik ama, hırsımız ve aç gözlülüğümüzle üzerinde yaşadığımız her yeri tüm insanlar için yaşanmaz hale getiriyoruz... Bunu, biraz da bencilliğimiz, mal hırsımız, kabileci anlayışımız tetikliyor...
Bu süreçte en başat güç de İngilizler ve onların torunları durumunda olan ABD başı çekmekte...
Sonra, sırasıyla Rusya, Fransa, İtalya, Almanya, Çin, İsrail, İspanya, Portekiz, İran, Yunanistan, Ermenistan, Bedevi hayat içindeki Araplar, Sırplarla Flemenk ve Belçika ile İsveç'i saymak mümkün... Saydığım devletler, kendi toprakları dışında başka başka yerlerde de hakimiyetler kurmak istemektedir... Bunların tek başlarına gücü Dünya' yı kontrol etmeye yetmediği için kendilerine yandaş ülkeler bulmaya çalışmaktadırlar...
Bu ülkeler, narsist bir yaklaşımla nebbaşlığı soyunmakta ve gözü dönmüş yamyamlıkla her tarafa saldırmaktadırlar...
Kainatta bir nokta bile olmayan bu yerin tamamı sizin olsa ne olur?
Bu kin ve nefretin kime ne faydası olmuştur? Bir düşünmek gerek, derim...
Herkes, neye inanıyorsa inansın, bize ne? Biz, kendimizden sorumluyuz... Biz, dürüst ve erdemli kişi olursak; çevremiz de erdemli ve dürüst kişiler varsa;her şey daha güzel olacaktır, derim.
Bir toplumda bir yerden kötü kokular geliyorsa;biliniz ki diğer yerlerden de kötü kokular gelecektir... Kimse, bundan münezzeh değildir...
Biz Müslümanız...
İslam da erdemli insan ol diyor...
Biz, erdemli insan mıyız?
Besmele çekerek ihaleye fesat karıştırıyorsak;bu hangi vicdana sığar... Hırsızlık parasıyla Haçça  gidip sonra Allah'ım beni affet diyorsak, kul hakkı yemişsek erdemli olmanın neresindeyiz, diye enemize sormalıyız, derim...
Ben, çok hızlı karar verip halkı mutlu edeceğim, diyerek muktedir oluyoruz;ama, hem asrın felaketinde ilk iki gün meydanda olma hem de çok kısa sürede müdahale ettik, diye beyanda bulun... Bu söylemlerinize uymadığınızı gösteriyor... Bir de adaletsiz üctet dağıtımınızda da kör göze parmak gibi hareket ederek ballı üç beş maaş alanın yanında, evini geçindirmekten acze düşmüş emeklinin bilhassa memur ve bağkur emeklilerinin perişan halini görmemezlikten gel. Bu olmaz! Olmamalı...
Hani, iyi yönetiyoruz, sıkıntımız yok, diyoruz ya. O zaman, hemen karar alıp gereğini yapmalıyız, derim. Ha! Yılbaşına kadar çok çalışacağız ve yılbaşına kadar iyileştirmeleri yetiştireceğiz diyorsunuz ya... Çok çalışmanıza gerek yok. Siz yorulmayın!  Sadece bir paragraflık metni yazamıyorsanız, ben sizin için yazayım...
"Memur emeklileri çalışan memurun maaşının %80'ini alır.
Bağkur emeklileri de en az asgari ücret kadar emekli maaşı alır. Sosyal Sigorta emeklileri de yatırdıkları primin büyüklüğünr göre emekli maaşı alır. Bu maaş, en az asgari ücret kadar olacaktır.
Bu kararname, 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren geçerlidir..."
İşte! Size çıkış yolu...
Yılbaşında da enflasyon kadar maaş artışını tekrar gerçekleştir...
Benim yazdığım, erdemli bir iktidarın yapacağı iştir, derim.
Ha! Beş paramız kalmadı. Hepsini yedik, içtik... Bu yüzden, sizin dediklerinizi yapamayız, derseniz;bunu açık yüreklilikle söyleyin ve kamu tasarruf yükünü herkesin gücüne göre orantılı dağıtın, derim...
******
Uzaydan gördüğümüz nokta kadar olmayan dünyamızın bizi ilgilendiren dünyalık tarafı da burası.
Bunu da biz yazmış olduk...
Ha!
Muhalefet ne yapıyor, derseniz;onlar Ege'de bir otelde seçim kaybetme yorgunluğunu gidermek için tatil modunda çalışıyor görünümlü toplantıların peşinde kendi ikballerinin derdinde.
Vatandaşın durumu onları ilgilendirmiyor...
******
Bana kalsa ve şöyle bir uygulama olsa ne kadar güzel olur!
Yeni bir dünya keşfedildi. Bu dünyadan oraya nakil olunacak... Gidecekler, kul hakkı yememiş, ihaleye fesat karıştırmamış, din adına yalan söylememiş kişilerden olacaktır ve erdemli olmak tek şarttır, dense ;acaba diğer gezegene bu dünyadan kaç kişi gidebilirdi...
O dünyada, hiçbir şey yok. Sıfırdan çalışarak bir şeyler oluşacak. Ortak çalışacaksınız... Üreteceksiniz ve öyle yaşayacaksınız, desek mevcut siyasetçilerden kiminle komşu olmak isterdiniz?
Komşu olarak seçmediğiniz bu siyasetçileri, yıllardır seçerek kendinize işkence etmiyor musunuz?
Bence, kendimize de dürüst olalım ve ona göre hareket edelim, derim...
Kaygım, Türk Milleti'nin geleceği içindir...
Bu kaygıyı hepimiz duymalıyız, derim...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...