Balkan Savaşları öncesi ABD, Yunanistan'a Averof adı verilen modern bir savaş gemisi sattı.

Balkan Savaşları öncesi ABD, Yunanistan'a Averof adı verilen modern bir savaş gemisi sattı.
Bizim donanmamız ise ihmal edilmiş sadece topları yenilenen sıradan savaş gemilerimiz vardı. Zırhlı gemimiz ise yok gibiydi...
İşte bu yüzden biz, Balkan Savaşlarında denizlerde hiç yoktuk. Bunun sonucu olarak da Balkan Türkiyesi'ni kaybettik...
Sonra, Birinci Dünya Savaşına girdik. Girmeseydik olmaz mıydı? Paylaşılacak olan Türk ülkesiydi. Bu yüzden savaşa girmeme iz mümkün değildi. Yine, savaş gücü yüksek zırhlı gemimiz yok gibiydi. İngiltere'ye iki savaş gemisi yapılması için müracaat ettik. Sultan Osman ve Sultan Reşat Savaş Gemilerinin yapımı sırasında hem son taksiti ödemek ve hem de gemileri almak üzere bir heyet gönderdik. İngilizler hem paramızı aldı hem de gemilerimiz vermedi. Biz, zor durumda kaldık.
Sonra, Akdeniz'de bulunan Goben ve Breslav adlı zırhlı Alman Gemileri, İngilizler Cebelitarık Boğazını kapattığı için Almanya'ya gidemedi. Bunlar, 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanlarla imzaladığımız Balta Limanı Anlaşmasıyla müttefik olduğumuz için Almanlarca bize Osmanlı Devletine gitmeleri söylendi. Bu gemiler, 10 Ağustos 1914'te Çanakkale Boğazı'ndan içeriye alındı. İngilizler, bu gemileri kendilerine teslim edilmesini istedi. Biz de hani size peşin olarak parasını verdiğimiz ve sizin de bize teslim etmediğiniz iki savaş gemisi yerine bu gemileri satın aldık, dedik. İngilizler bir şey diyemedi.
Sonra, bu gemiler bizim donanmayı da yanlarına alarak Ruslara ait Odesa, Sivastopol, Novorossisk ve Kerç  Limamlarını, 29 Ekim 1914'te bombaladılar. Epey zaiyat verdirdik. Sonra, 1 Kasım 1914'te Ruslar, bize savaş ilan etti. Onların müttefiki olan İngilizler de bizim Çanakkale Boğazı girişindeki, Tabya ve Bataryalarımızı bombaladılar. Bu saldırıda, beş subay ve seksen bir erimiz şehit düştü.
Biz de fiilen savaşa girdik. Dört yıl süren facialı bir süreçten sonra 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması'yla da teslim olduk.
Sonra büyük bir yıkım başladı. Ülkemiz işgale uğradı. Milli duruşu olan subaylarımız ve aydınlarımız vasıtasıyla Kurtuluş Savaşı başlattık. Bu savaşı da Lozan Antlaşması' yla taçlandırarak yeni devletimizi kurmuş olduk.
Mustafa Kemal Atatürk' ün önderliğinde her türlü atılım içine girdik. Bu dönemde güçlü donanma için de atılıma girmiştik... Denizciliğimiz yeni bir yol haritasına sahip oldu.
İkinci Dünya Savaşı'nın katılmadık. Savaş sonu, Rusya' nın  boğazlar üzerindeki emelleri ve Kars, Ardahan gibi illerimizin istemesiyle tekrar tehlikeli bir döneme girdik. ABD'ye yanaşan bir politikaya yöneldik. Daha Amerikancı politikalar, DP iktidarı döneminde  zirve yaptı. Biz, Nato'ya girdik. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'nın kalma gemileriyle yeni bir donanma oluşturduk. Ancak, çıkartma yapacak, yani hücum gücü olacak bir donanmamız olamadı. 1963 yılında zirve yapan ve 1967'de doruğa ulaşan kriz sonucu ABD, bize verdiği gemileri ve silahları kullanamazsınız, diye nota verdi.
Biz de bu dönemde çıkartma gemileri yapmaya başladık.
Yine, bu dönemde, NATO gücü olarak, 1967,1968, 1969 yıllarında ABD 6.Filo'ya ait gemiler Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul' da Dolmabahçe önlerinde demirlediler. Ben, bu filoya ait USS İndependence Uçak Gemisi'nin Çanakkale Boğazı'ndan geçişini, Donanma Çay Bahçesi' den seyretmiştim.
Bir ara geminin büyüklüğünden karşıdaki Kilitbahir Köyü kaybolmuştu. Geminin hızı yüksek olduğu için de kıyıya vuran dalgalar Çay Bahçesi'nin içine kadar girmişti.
Bu gemileri, üniversite gençliği milli duruşumuza zarar veriyor, diye protesto etmişlerdi...
Bu protestolar sırasında ölüm, yaralanma olayları da oldu.
Sonra, Kıbrıs'ta Rum Darbesi oldu. Kıbrıs Yunanistan'a bağlanacaktır. 1974 yılı içinde garantörlük hakkımızı kullanarak Harekat düzenledik... Şimdiki KKTC de böylece kuruldu. ABD, bize silah ambargosu uyguladı. Haşhaş çekimini yasaklattı. Zararlarımızı  telafi edeceğiz, demesine rağmen gerekli desteği vermedi. Sonucunda da, haşhaş çekimine tekrar başladık. Milli bir gemi yapımı için harekete geçtik. Milli Gemi projesi de böylece başlamış oldu...
ABD'nin güvenilmez bir müttefik olduğunu 1992 yılında bir kez daha gördük. Bizim, Muavenet Savaş Gemimizin kaptan köşkü, USS Saratoga Uçak Gemisi'den atılan bir füze ile vuruldu. Brş subayımız şehit edildi. ABD, bize tazminat olarak hurdaya çıkardığı İkinci Dünya Savaşı'nın kalma dört gemi verdi. Biz de bunları dört yıl sonra hurdaya çıkarttık. Yani, müttefikimiz  ABD, hurdalarını bile bize imha ve temizlettirmiş oldu.
L 400
Bu sıradan bir kod numarası değildir.
Bizim, kıyıya intikal ve verilen görevi yerine getirecek büyük ve çok amaçlı bir gemiye ihtiyacımız vardı. İşte bu amaca uygun yine bizim yaptığımız bir savaş gemisi...
Üstünde, helikopterler, iHA, SİHA, ve yine dikine kalkış yapacak uçakların da olabileceği  bir çok amaçlı gemiye ihtiyacımız vardı. Böyle bir gemi vatan savunması ve açık denizlere çıkmak için çok önemliydi. İlk adım atılmış oldu.
Bence bu gemilerden on tane olmalıydı... Hemen her yıl hizmete girecek bu tür gemilerin yapımı için de derhal harekete  geçilmeli, diye düşünürüm...
TCG Anadolu'nun yapımı için emeği geçen herkese çok teşekkür ederim...
Arkasının gelmesi dileğiyle
Not:Ukrayna'daki yapım aşamasında olan ve motor aksamı olmayan Varyak adlı uçak gemisinin Montreux Anlaşmasına göre geçmesi yasaktı. Çinlilerin, bize bir milyon turist göndereceğiz ve bu gemiyi otel yapacağız, dediler.
Ama, farklı bir adla uçak gemisi haline getirildi. Çin'in iki tana uçak gemisi oldu.
Bu anlamda, ABD açık ara önde liderliğini sürdürmektedir. İkinci güç Rusya'dır. Önümüzdeki onlu yıllarda Çin, ABD'yi denizlerde güç olarak geçtiğini ilan ettiği gün dünyanın yeni efendisi Çin olmuş olacaktır... Türkiye, hem kendisi hem de Türk Dünyası ve malum milletler için, mavi vatan politikaları için Denizciliğimiz çok çok önemsemeli ve gereğini yerine getirmelidir...
Yeni savaş gemimiz ülkemize hayırlı olsun...