Türkiye'de kitle iletişim araçları içinde Çevre ve Doğa üzerine program yapan TRT Radyo-1'de her cumartesi günü saat 22:00'da yayınlanan ve Sayın Ebru Karakaya'ın yapımcısı olduğu ;Sayın Harun Yöndem'in hazırlayıp sunduğu "Toplum Çevre İnsan" programından bazı tespitler ve notlar...
Bir insan, yılda sekiz ağaç tüketiyor.
Ne korkunç hakikat!
Ömründe tek bir ağaç hediye etmediği dünyanın her yıl sekiz ağacını tüketiyoruz.
Bir yazarımız, "yoksuluz, yeryüzünden başka neyimiz var ki?" demekte...
Başka bir düşünür,
"İnsan üç şeyden utanır, der.
Allah 'tan utanır!
İnsanlardan utanır!
Kendinden utanır!
Şimdi, çevremizi ve Doğa mızı talan eden insanoğluysa acaba kimden utanacaktır?" diye sormak gerekir...
İyi yaşanmış bir hayat en büyük sanattır. Bu sanatı icra ederken" doğaya ne katkımız oldu? "diye benliğimize sormamız gerek.
Bir önemli tespit de,
" Alevi-Bektaşi geleneğine ve kültürüne göre; gölgede yatan köpek, asla kovulmaz! Dinlenmesine izin verilir.
İnsan merhamete  ayarlı bir varlıktır. Acaba tüm canlılara gösterdiğimiz merhameti çevre ve doğaya da gösteriyor muyuz?
Bir düşünmek gerekir...
Biz çevre ve doğa kirliliğinde, kabahati hep toprağa yüklüyoruz...
Toprak, kir ve pas tutmaz!
Kötülükleri hiç tutmaz!
Hele bu topraklar...
Mübarek vatan toprakları...
Şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar...
Büyük şehirler kurduk!
Ama, ruhaniyetsiz şehirler!
Oysa bizim "Erdemli şehirlere" ihtiyacımız vardı...
Şimdi, çevremize bakalım ve soralım: Şehirlerimiz elli yıl önce mi daha erdemliydi yoksa şimdi mi daha erdemli?
Bence, elli yıl önceki şehirlerimiz daha erdemliydi... Duygularımızla yoğurulmuş sıcak kalpli insanların yaşadığı şehirler daha mutlu, huzurlu ve insanca yaşanan şehirlerdi...
Şimdi, birbirinden uzaklaşmış, kalabalıklar içinde yalnızlığı yaşadığımız şehirler...
Bu şehirler bizim şehirlerimiz olamazlar...
Tıpkı İstanbul gibi, Bursa gibi, Çanakkale gibi velhasıl tüm Türkiye şehirleri gibi...
Herhalde doğaya açacağımız döneme geldik. Ancak, doğa, her şeyi tahrip eden biz insanları içine kabul edebilecek mi?
Bence etmez!
Neden etsin ki?
En büyük tahrip aracı olan insanlar, hiçbir yerde mutlu olamayacaktır...
O zaman, çevre ve doğayla barışık yaşayacağımız bir seviyeyi tutturmamız  gerekir derim.
Doğaya sahip çıkalım  ki o da bize sahip çıksın...
Biz de böylece doğanın bir parçası olmuş olalım...