'VetTiyni vezZeytuni ve Turi Siyniyne Ve hazelBeledil'Emiyn Lekad halaknel' İnsane fiy ahseni takviym'

Dört ayet ...
Yüce Allah bu dört ayette şunu buyurmaktadır.
"Yemin olsun o incire ve o zeytine,
O Sina Dağına,
Ve bu emniyetli beldeye ki;
Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık,"
Demektedir.
Bundan yıllar önce,24 Ağustos 1928 tarihinde Mustafa Kemal,yanında devlet erkanı olduğu halde Ertuğrul Yatı'yla Tekirdağ'a geldi.
Önce Valiliği ve daha sonra Belediye'ye ve oradan da Ordu Evi'ni ziyaret etti.
Buradan CHP İl Başkanı Eczacı Ekrem Pekel'in Eczahanesine geldi.
Orada, Makedonya'da bulunduğu dönemde aynı birlikte bulunan Yeniceli Mehmet Bey'le karşılaştı. Ona " yahu Mehmet Bey ,sen Tekirdağ'ında mısın? Neden haber vermedin" ,diye adıyla hitap etti. Eski bir dosttan, bir sigara isteyerek sohbet etti.
Daha sonra, dışarıda Eski Cami İmamı ve Müftü Vekili Hoca Mevlana Mustafa Bey'i görüp içeriye çağırdı. Bir iskemleye oturttu. Sordu:
--- Hoca Efendi,yeni yazıyı biliyor musunuz?
---- Bilmiyorum.
----- Eski yazıyı ne kadar zamanda öğrendiniz?
------ Epey uzun zamanda.
----- Yanlışsız eski harflerle yazmak kolay mı?
----- Yanlışsız yazmak pek kolay değil...
Bu arada Paşa, bir kağıt ve kalem isteyerek, Hoca Mevlana Mustafa Efendi'ye verdi:
---- Hocam yaz bakalım dedi.
" Vettini,vezzeytuni ve turi sinene ve hazel beledil emin lekal halaknel insane fi ahseni takvim sümme..."
Ayet-i Kerimelerini ezbere okudu ve Hoca Efendiye yazdırdı.
---- Hocam bu yazdıklarını "vattin, vezzeytoni"
diye okuyabilirim. Buna ne dersin,diye sordu.
Hoca Efendi:
----- Efendim ,bunun üstünü var ,esresi var,şeddesi var,meddi var. Bunları koyduğumuz zaman aslı gibi okunur,cevabını verdi.
Bunun üzerine Atatürk,kalemi eline aldı. Hocanın yazısını çizerek aynı sureyi, yeni Türk Harfleri'yle yazdı.
Yanındakilere okuttu.
Arapça bilen bilmeyen hepsi yazıyı takılmadan okudular.
Atatürk Hoca'ya dedi ki:
---- Görüyorsun ya Hocam. Bu harflerin şeddesi meddesi yoktur.
Hem bak, bu harflerle ne kadar yanlışsız okunuyor.
İşte biz bunu düşünerek ve Batı Eserleri'ni kolaylıkla öğretebilmek için Latin harflerini kabul ediyoruz . Buna ne dersiniz?
Hoca:
---- Çok güzel Efendim. Çok güzel... Diyecek bir şey yok. Allah muvaffak etsin,dedi.
Atatürk kendi el yazısı olan kağıdı Hoca'ya uzattı:
----- Bu kağıt sende kalsın,bir hatıram olsun,dedi. Yeni harfleri öğren ve herkesi öğrenmeye teşvik et, bir daha gelişimde seni böyle göreyim dedi.
Hoca'ya bir soru, daha sordu.
Hocam sen Eski Cami İmam Hatibi değil misin? Beni tanıdın mı?
Hoca:
-----Sen Türkiye'nin bir numaralı adamısın.
Atatürk ,Hoca'ya,
------ Hocam! Sen Eski Cami'de İmam Hatipken, ben Çanakkale Harbi'ne giderken sen o camide idin. Ben, seni her sabah görürdüm. Sen de bana selam verirdin,dedi.
Sonra ,şehri dolaşmak için eczanehaneden çıktı.
Savaş sırasında bulunduğu yerleri ziyaret etti. Hiç değişmemiş, dedi.
Daha sonra tören kıtasına ,resmi geçit yaptırdı,yata döndü.
Şimdi yüce Allah, kitabı Kuran-ı Kerim'de" İncir ve Zeytin " adını zikretmektedir.
Yani tüm bitkiler içinde bu bitkiler çok ön planda tutulmuşlardır.
O zaman , bu bitkilere kıymayın ,beyler.
Zeytin ,nerenize battı.
Yine, devletimizin kurucusu,Ulu Önder, Mustafa Kemal Atatürk' e hakaretten vaz geçin.
Acaba kaç tane Cumhurbaşkanımız var ki,
" Vettini vezzeytuni" Ayet-i Kerimesini ezbere biliyor.
Paşa'ya haksızlık yapmayın,derim.
Tarih okuyun,tarihten ders çıkarın, derim.
Ha! Zeytin ağacı bin yıl yaşayabilir.
Eğer ,çocuğunu düşünüyorsan incir,torununu düşünüyorsan zeytin dik, demiş atalarımız.
Zeytin ağacının her şeyi kullanılır.
Çanakkale ' de, Aleksandr Truva'da Fatih'i görmüş zeytin ağaçları vardır.
Benim size tavsiyem ,milli seferberlik ilan ederek zeytin ağaç alanlarını iki misli artırın,derim.
Tarım arazilerini ,ranta kurban etmeyin.
Bursa, Edremit Körfezi bitmiş durumda.
Ha!
Sahi, Küçükkuyu'dan Ayvalık'a kadar olan Belediyeler hangi siyasi parti mensubudur.
Küçükkuyu, Altınoluk,Edremit ve diğer belediyeler benim partimin mensupları her halde.
İnandırıcı değilsiniz.
İktidarı eleştirelim ancak Ana Muhalefet'in de elle tutulur tarafı yok.
Diğer yerleri bilmiyorum ama, Edremit Körfezini siz maffettiniz.
Sizin de yatacak yeriniz yok.
Son söz, milli bir tarım politikası oluşturalım, derim.
Karacaören Ovası'na da Çanakkale Belediyesi kıymakta.
Kaz Dağları için timsah göz yaşları dökenlerin,Karacaören Ovası için ağzını açmaması düşündürücüdür.
Hepiniz kirlisiniz.
Kirli siyasetçiler,düşün yakamızdan ...
Yeter artık!