Sağlığımızla ilgili tetkikler  için İstanbul'a gitmiştik... İşlemler devam ediyor ve bir kısmı da öğleden sonra 14:00'da yapılacak. Bu gün, günlerden cuma...

Sağlığımızla ilgili tetkikler  için İstanbul'a gitmiştik... İşlemler devam ediyor ve bir kısmı da öğleden sonra 14:00'da yapılacak. Bu gün, günlerden cuma... Biz de Cuma Namazı için en yakın cami nerede, diye çevremizdeki insanlara sorduk. Onlardan yardım istedik. Bir kişi bize caminin yerini tarif etti... "Trafik ışıklarına kadar yürüyün, oradan sola dönerek aşağıya doğru salının, caminin önüne çıkmış olursunuz," dedi.
Biz de, denilen yere doğru yürümeye başladık.
Biraz sonra, yanımıza bir araba geldi. İçinde iki tane Hanımefendi vardı. Arabayı kullanan Hanımefendi arabasının camını açarak:
" Biraz önceki konuşmalarınızı duyduk. Siz camiye gitmek istiyorsunuz. Namaz vakti de yaklaştı. Siz, yürüyerek yetişemezsiniz! İsterseniz, buyurun arabamıza binin. Biz, sizi camiye yetiştirelim, dedi...
Biz, hayatta hiç görmediğimiz ve belki de bir daha hiç görmeyeceğim bir Türk Kadını'ndan yardım görecektik... Aslında, buradan taksi geçse binip giderdik, dedim. Ama, etrafta taksi yoktu! Biz de, zahmet olmazsa, diye yardım tekliflerini kabul ettik. Arabanın arka koltuğuna oturduk. Onlara, tarif edilen yolda gitmelerini söyledik ve hareket ettik... Hanımefendi:
"Merak etmeyin! Sizi, namaza yetiştireceğiz. " dedi.
Biraz sonra caminin yanına geldik ve bin bir teşekkür ederek oradan camiye yöneldik...
Hiç tanımadığımız kişilerle omuz omuza namazımızı kıldık...
Bizi, camiye götüren ve zamanında namaza yetiştiren Hanımefendilere de dua ettik.
Bize yapılan bir iyiliği sizinle paylaşma sebebim... Acaba, hangi İslam ülkesinde iki kadın, arabalarına, tanımadıkları iki erkeği alıp camiye götürürdü...
Bunu düşünmeye başladım... Elli kadar İslam ülkesi içinde Türkiye hariç hiçbir yerde böyle bir olayı yaşayamazsınız.
Bu İran'da olsa, kadınlar taşlanarak öldürülürdü.
 Öldürülmeden önce de her türlü ifadeleri(!) alınır ve sonra infaz gerçekleştirilirdi. Arap ülkeleri mi? Geçiniz. Onlara ülke demek bile boşa söz söylemektir... Burada, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in Türk İnsanı'na yeniden  kazandırdığı unutulmuş değerlerimizi hatırlayıp da bu günümüze gelmemize vesile olan Paşa' ya da minnet duymamak mümkün mü?
Bizim, insanımızın güzel huylarını, yaparak yaşayarak da olsa öğrendikçe Türk insanını daha çok seviyoruz...
Türk Kadını'nın ayakları üzerinde durmasına, toplumda birey olarak yer bulmasına ve  bu vesileyle yine bu değerlerin güzelliğine şahit olmak, bizi mutlu etmiş, oldu...
Toplumumuzda kadın, eğitildikçe  genç kuşaklarımızın kalitesi de artacaktır, diye düşünürüm...
Cinsiyeti ne olursa olsun insanımızın her alanda iyi yetişmiş bireyler olarak varlığını sürdürmesi hepimizin ideali (ülküsü) olmalıdır...
Türk, Türkiye, Cumhuriyet, Türk Bayrağı, Türk Toprağı, Türk Vatanı ve Atatürk gibi sözcüklerimizin ve kavramlarımızın değerini bilelim...
Kadınımıza sahip çıkalım.
Onlar; annemiz, eşimiz, kızımız, kız kardeşimiz, torunumuz,, yengemiz, gelinimiz, baldızımız, halamız, teyzemiz, Ablamız, komşumuz, doktorumuz, öğretmenimiz, polisimiz, subayımız, avukatımız, terzimiz.... Hülasa her şeyimizdir...
Türk Kadını, Kurtuluş Savaşı'mızın kazanılmasında gösterdiği cesaret ve fedakarlıklarla tüm dünyaya örnek olmuştur... Ayrıca, bize zaferi getiren en büyük destek ve moral gücü de " o " olmuştur...
Kadın, bizim varlık sebebimizdir...
Onları başımızın üstünde taşımalıyız...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...