Almanya'nın Türkiye'yi kurcalamak için kurduğu bir iletişim aparatı. Yerli iş birlikçileri de var.

Almanya'nın Türkiye'yi kurcalamak için kurduğu bir iletişim aparatı. Yerli iş birlikçileri de var.
Geçtiğimiz günlerde bir belgesel gösterime sokuldu. Buna göre, Türkiye'de Türkler "Çerkesleri bilinçli bir şekilde asimilasyona tabi tutuyor. Çerkeslere milli kimliklerini unutturuyor. Artık Türkiye'de Çerkesler Çerkesçe konuşmuyorlar" gibi saçma sapan iddialarda bulunuyorlar...
Şimdi, Anadolu İnsanlarının kültür birlikteliğini bir parçası olan Kürtleri yüz elli yıldır kışkırtıyorlar;ama, istedikleri kıvama bir türlü getiremediler... Büyük acılar yaşamamıza rağmen birlikteliğimize bir zarar veremediler. Akrabalık ilişkilerimiz, ticari ilişkilerimiz, dostluklarımız  devam etmekte... Bu kadar kışkırtma ve yıkıcı desteğe rağmen Kürtleri, Türklerle birlikte yaşamaktan  ve Türkiye'de huzurlu bir ortamda  mutlu, özgür, kardeşçe yaşamak isteğinden vaz geçiremediler... Anadolu insanını bölemediler... Bölemiyecekler...
Daha önce Ermenileri kullandılar... Karşılıklı acılar yaşadık... Şimdi hep birlikte yaşamaktayız... Onlar olmadan da, bizim bütünlüğümüzün bir tarafının noksan kalacağını düşünürüm. Türk gövdeli Anadolu Ağacı'nın bir dalı olan  Ermenileri 1860'tan 1984 yılına kadar kullandılar... Sonra, başka bir dal olan Kürtleri kullanmaya başladılar... Bunların kökleri de 68 kuşağı içinde filizlendi. 1970'lerde DDKO vasıtasıyla harekete geçildi. 12 Eylül'den sonra PKK adıyla faaliyete geçti. Marksist teori açısından sokak, kır terörü vasıtasıyla belli bir hedefe yönelindi. Günümüzde Akil Kürt insanları, Türkiye'nin sadece küçük bir bölgesinde değil; Anadolu'nun her tarafında her kim  yaşıyorsa kim varsa  o  topraklarda kimlerin, hangi ailelerin mezar taşları varsa ve orada yaşıyorsa işte, yaşadığımız bu  toprakların tamamı hepimize aittir... Türkiye'nin sorunları da bu coğrafyada yaşayan herkesin sorunlarıdır, demekteler ve bütünlükten yana tavır koymaktalar... Türkiye'de yaşayanlar için Ermeni meselesi tutmadı. Kürt meselesi tutmadı. Şimdi de, bir Çerkes meselesi gündeme getirilmek istenmektedir...
Şunu unutmayın ki;Türkiye Cumhuriyeti'in kuruluşunda, Çerkeslerin alın teri ve emekleri vardır. Yine Çerkeslerin, bu topraklarda yaşayan insanların bağımsızlığı, mutluluğu için canlarını seve seve verdikleri, kanlarını sebil ettikleri de bir gerçektir... Kuvva'yı Seyyare Birliklerinin gayretleri unutulmamalıdır. Burada, Enaniyet göstererek düzenli orduya geçmeyi kabul etmeyen Ethem Bey'in zaafını da, milli devlete geçişe zarar vermemek için yurt dışına çıkışını da, şimdi buradan baktığımızda hoş görü ile karşılamalıyız. Ethem Bey yanlış yapmıştır... Tarih de yanlışını yazmaktadır... Bu meseleyi daha fazla kurcalamamak gerekir, derim.
ABD, FETÖ meselesiyle Türkye'yi kurcaladı. Hala da kurcalamakta... AB'de Kürt meselesi çıkarttı. Buna ABD ve Rusya da dahil oldu... Kürt meselesi tavsayınca da yeni mesele olarak Çerkesler gündeme getirilmektedir...
Türkiye'de bilinçli olarak "Çerkesleri  asimile edelim" uygulaması yoktur. Sadece, ailelerin dil öğretimine dikkat etmemeleri, ihmalleri vardır, derim. Türkiye'de herkes, Resmi Dil olarak Türkçe öğrenmek zorundadır... Devlette bunu yapmaktadır... Otantik ve otokton dilleri ise aileler kendi içlerinde öğretmeliler. Burada, aileler bu külfete katlanmıyorsa suç devletin değildir. Bunu, o toplulukların Tamateleri önderlik yaparak çözebilirler...
Çerkesler, Kafkaslarda yaşayan kadim, otokton Turani topluluklardır.. Kendilerine has kültürleri vardır. P'our Eğitim sistemleri vardır. Aile hayatı düzenlidir. Çerkesler; dürüst, güvenilir, sözlerinde duran, adam gibi adamlardır... Kadınları da, şefkatli, evcimen, dürüst, ahlaklı, erdemli, çalışkan kadınlardır. Yaşlı ve yol gösterici kadınlara, lıj( Türkçe'de ancak, bu kadar yazılıyor.)ve yaşlı  erkeklere de, Nuva( yine en yakın böyle yazılıyor.) denir. Dil öğretiminde görev bu kişilere düşmektedir... Çerkesler, köylerinde, derneklerinde Çerkesçe öğrettiler de buna Türkler mi engel oldu?
Yok böyle bir şey.
Çerkesler, Kafkaslardan, 1864 yılında bir vatan kaybederek Halife'nin topraklarına geldiler... Çerkesler, bu göç sırasında  çok büyük yıkıma, kayıba maruz kaldılar. Bugün, Adige Özerk Bölgesinde yaşayan Çerkes nüfusu %12 kadardır.
Türkiye ile ilişkileri de devam etmektedir. Bizim de ilişkilerimiz devam ediyor...
İşte bu Çerkesler, Türkiye'yi ikinci bir vatan olarak görürler ve her "Türk Vatandaşı" gibi bu topraklara muhabbet ve sevgiyle bağlıdırlar...
Çanakkale Savaşlarında gösterdikleri kahramanlığın belgesi de 57.Alay Şehitliği'nin alınlıktaki adların arasında , onların adlarını da bularak tespit edebilirsiniz... "Pişimeh oğlu Mahmut İpkaiye" bunlardan birisidir...
Tüm dünyaya sesleniriz ki, Çerkesler üzerine istediğiniz kadar tuzak kurun ;bu tuzaklarınızın hiçbiri tutmaz...Size en güzel cevapları yine ağız dolusu söylemle  Çerkesler verecektir:
"Deutsche Welle! Deutsche Welle!
" Ham hay voşk! "
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...